Karantina, vaka, pandemi, izolasyon, sosyal mesafe ve bunun gibi daha birçok terim hayatımıza aniden girdi. Ülke genelinde ‘yeni normale’ geçişler devam ederken vatandaşın bilinçsizliği de insanı şaşırtmıyor değil. Eskişehir’de son zamanlarda azalan vaka oranları bu hafta ile birlikte tekrardan artış gösterdi.

Zaten daha önceden ağırlıklı Odunpazarı ilçesi olmak üzere belli başlı mahallelerde apartmanlar, daireler, köyler karantinaya alındı. Son günlerde ise bu gruba Mahmudiye’den bir sokak eklendi. İşin acı tarafı ise örnekler çok olmasına rağmen hala maske takmayı öğrenememek veya samimiyet çerçevesinde olan toplumsal ilişkilerimizde sosyal mesafeyi rafa kaldırmak.

Asıl konuma geleyim; Bugün günlerden 12 Haziran ‘Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’

Bugün Türkiye’de mülteci çocuklar ve kayda girmeyenlerle birlikte çalıştırılan çocuk sayısının 2 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Karşımıza süreç içerisinde başka bir gerçek daha çıkıyor. ‘Salgın ve Çocuk İşçiliği’

Çoğu Güneydoğu şehirlerinden aileleriyle birlikte çalışmaya gelen bu çocukların hemen hemen çoğu yeterli eğitim, beslenme ve barınma olanağına sahip değil. Kaldıkları çadır kentlerde prefabrik duş, tuvalet, elektrik ve suyun kesintisiz olması hijyenin zirve yaptığı bu dönemde onlar için çok önemli ancak çoğu çadır kentin hali içler acısı. Pandemi kurallarından bihaber yaşıyorlar. Hayatlarını geçindirebilmek için para kazanmak tek öncelikleri.

İnönü ilçesi Yenice Mahallesi’nde bulunan bir çadır kentten bahsedeyim. Şanlıurfa'dan mevsimlik tarım işçisi olarak gelen ailenin 4 yaşındaki erkek çocuğu rahatsızlandı. Teşhis COVID-19. Sonuç olarak, kurallar gereği 200 kişilik çadır kent karantinaya alındı. Giriş-çıkışlar 14 gün boyunca yasaklandı. Filyasyon ekipleri işçilerden alınan numunelerin yakın zamanda sonuçlanacağını açıkladı. Umarım herhangi bir risk yoktur. En küçük bir bulaş sosyal mesafeye dikkat edilmediği müddetçe tek kişiden 406 kişiye geçebiliyor. Büyük bir oran…

Haber ajansları çadır kenti ziyaretlerinde, drone ile yaşam yerlerinin içler acısı halini havadan görüntülediler. Sosyal mesafe yok, maske yok, hijyen yok… İşçiler karantina süreçlerinin daha uygun bir ortamda sağlanmasını istiyor.

Peki, ilgili yetkililer bu konuyla ilgili açıklama yapacak mı? Hiç zannetmiyorum. Daha önce belirttiğimiz gibi şehrimizdeki ölüm ve vaka oranları ile birlikte Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde kalan yaşlıların akıbeti gibi bu da sonuçsuz kalacak.

Gazetecilerin ve sivil toplum örgütlerinin yapması gereken konuyu gündemden düşürmemek…