Film başlarken akan yazılar var. Yazan bilmem kim, yönetmen bilmem kim diye…

Yazımın başlığını oradan esinlendim…
Tanıtan: Yılmaz Büyükerşen…
Çünkü 26 Ekim 2018’de Türk Tanıtma Vakfı, Yılmaz Büyükerşen’i Tanıtım Ödülü’ne layık gördü. Beş yıl önce… Ajanda’mın da yardımıyla Yılmaz Hoca’nın bu yönüne dikkat çekmek istedim.
Hayatını eğitime adamış bir hayat… Akademi Başkanlığı, Rektörlük… Eğitim dernek ve vakıflarında kuruculuk, yöneticilik…
Yükseköğretimde Türkiye’nin ilkleri…
Açıköğretim başlı başına bir yazı konusu… Eğitimde fırsat eşitliğini de sağladı Yılmaz Hoca… Yılmaz Hoca ve eğitim ayrı bir yazının konusu olsun.
Sanatçı kimliği de zaman zaman öne çıkıyor. Türkiye hatta yurt dışında heykelleri sergileniyor. Adına Balmumu Müzesi var, biliyorsunuz…
Yine 1999’dan bu yana politik kimliği… 25 yıldır belediye başkanı…
Çok yönlü, üretken ve verimli hayat var karşımızda…
Tüm özelliklerinin yanı sıra Yılmaz Hoca, Eskişehir’i tanıtan kişidir. Ve bunun günümüz dünyasında ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Kentler, ülkeler, ilçeler adını duyurmak için milyon dolarlar harcıyor.
O kadar bütçe harcayıp başarılı olamayan bile var!
Oysa Yılmaz Hoca, Eskişehir’in adını duyurdu. Hem de iyi duyurdu… Türkiye’nin neresine giderseniz gidin ‘Eskişehirliyim’ dediğinizde duyacaklarınız benim burada tam olarak anlatamadıklarımı duyacaksınız.
Hatta o kadar ki Eskişehir’de ‘oluşan, meydana gelen’ turizme Yılmaz Büyükerşen Turizmi denmişti. Şehirde turizm anlamında pek bir şey yok, insanlar Hoca’yı görmeye geliyor gibi bir anlamı vardı bunun.
Yılmaz Büyükerşen Turizmi!
Porsuk, parklar, müzeler…
Eskişehir, iç turizmin parlayan yıldızı oldu. 80-90’lı yıllarda toz ve çamurla anılan, pek de kimsenin uğramadığı Eskişehir, tur otobüslerinden şikayet eder hale geldi.
Belki başka alanlarda eksiği, kusuru olabilir ama bu noktada, tanıtım noktasında Yılmaz Hoca’ya çok şey borçluyuz.
Eskişehir’i Tanıtan: Yılmaz Büyükerşen…