Ayşe Kaytan Uçak yazdı...
Bizim kuşak aptal dedektiflerin çizgi filmleri ile büyüdü.
Müfettiş “Gadget” mesela, salaklıkları ile tesadüfen suçluları bulurdu.
Olayı çözmek için gelen Scobby Doo ve ekibi herkesi suçlardı da, burnun dibindeki suçluyu çizgi film sona ererken yakalarlardı.
Şimdi biraz yüreğinizi ağrıtacağım ama Narin cinayetine bakın!
Bütün akrabaları torlayıp toplayıp içeriye atacağız neredeyse.
Oysaki Narin’in yaşadığı köyü araştırmayız bile.
Tahmin ediyorum, orada çocukluğu yaşamak ne kadar zor ise çocukluğu öldürmek o kadar kolaydır.
Okul var mıdır bilmiyorum ama varsa bile beş sınıf bir odaya sığdırılmıştır.
Bir çocuk parkı var mıdır sizce?
Tabi hiç biri hunharca işlenmiş cinayette bireyleri suçsuz çıkarmaya yetmez.
Ama “insan yaşadığı yere benzer” birazda.
Köylerde bırakın çocuk nüfusunu, genç nüfusuna bakın.
Köyler artık “emekli olsam da gidip yerleşsem” denilen yerler.
Yaşamayı değil de ölmeyi beklediğimiz yerler.
Mesela son dönemdeki tartışmalara bakalım.
Ekonomik sıkıntının nedeni “emekliler” oldu.
Gerçi daha önce sığınmacılardı ama sonradan “sığınmacılar olmasa ülke ekonomisi çöker, çalışan işçi bulamayız” da fitleştik.
Plansız bir şekilde sığınmacıları ülkeye dolduran kim?
Sorun emekliyse, emekli yapan kim?
Muhalefet öyle istemiş.
Eee bee kardeşim muhalefet tek onu mu istedi.
Nihayetinde çizgi filmin sonuna yaklaşıyoruz gibi geliyor.
Gerçek suçluyu bulacağız.
Ha gayret!