Sağlık sorunları nedeniyle çalışmaya devam edemeyen bir işçi, her zaman kıdem tazminatı alma hakkına sahip değildir. Ancak belirli koşullar sağlandığında, iş akdini kendi isteğiyle sonlandıran bir çalışanın da kıdem tazminatına hak kazanabileceği açıklandı. Konu, tüm çalışanları yakından ilgilendiriyor.

Sgk 2-37

İŞÇİ KANUNA DİKKAT

4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesine göre, yapılan işin işçinin sağlığı ya da yaşamı için ciddi bir tehdit oluşturması halinde, işçi iş sözleşmesini feshedebilir. Bu durumda kıdem tazminatı hakkı doğar. Ancak bunun için sadece sözlü beyan değil, resmi sağlık raporları gereklidir.

Kıdem tazminatı alabilmek için: İşçinin yaptığı iş ile rahatsızlığı arasında doğrudan bir ilişki olmalı. Bu bağın mutlaka uzman hekimlerden oluşan sağlık kurulu tarafından raporla tespit edilmesi gerekiyor. Rapor açık ve net şekilde “işin niteliği, işçinin sağlığını tehdit ediyor” ifadesini taşımalı.

İşveren heyet raporunu geçersiz sayar ve tazminat ödemezse, işçi konuyu yargıya taşıyabilir. Mahkeme sürecinde, bağımsız bilirkişilerden yeni raporlar talep edilebilir. Nihai kararı, raporların içerdiği bulgular doğrultusunda mahkeme verir. Eğer rahatsızlık işle bağlantılı değilse (örneğin genetik ya da kişisel nedenlere bağlı kalp hastalığı), kıdem tazminatı hakkı doğmaz.

Emeklilik sonrası çalışmaya devam eden işçiler için de aynı kurallar geçerlidir. Emekli bir işçi, eğer sağlık gerekçesini ispat edemezse kendi isteğiyle işten ayrıldığında tazminat alamaz. Ancak işveren tarafından haksız şekilde işten çıkarılırsa bu durumda tazminat hakkı doğar.

Kaynak: Habertürk