Konut krizinin derinleşmesiyle birlikte ev sahibi ve kiracı ilişkilerindeki gerilim yeni boyutlar kazanıyor. Son dönemde kira sözleşmelerine ek olarak talep edilen 12 aylık senet uygulaması, kiracıları zor durumda bırakıyor. Mülk sahiplerinin kendilerini garantiye almak adına başvurduğu bu yöntem, hukukçular tarafından riskli bulunuyor. Kefil ve kredi notu gibi şartların ardından gelen senet talebi, kiracıların aynı borç için mükerrer ödeme yapma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Uzmanlar, kira sözleşmesinin zaten yasal bir bağlayıcılığı olduğunu hatırlatarak ek senet imzalanmasının sakıncalarına dikkat çekiyor.

Mükerrer Borçlanma Riski

Avukat Kevser Yıldırım, kiracıların karşılaşabileceği en büyük tehlikenin aynı borcu iki kez ödemek zorunda kalmak olduğunu vurguluyor. Yıldırım, "Kira sözleşmesi dışında kiracının ayrıca senet imzalaması, senetin borçtan mücerret olması sebebiyle aynı borç için tekrar borçlanacağı anlamına gelecektir" diyerek uyarılarda bulunuyor. Eğer senet üzerinde 'teminat senedi' ibaresi yer almıyorsa, ev sahibi hem kira sözleşmesine dayanarak hem de senedi işleme koyarak iki ayrı takip başlatabilir. Bu durum, kiracının ödediği kirayı bir kez daha ödemek zorunda kalmasıyla sonuçlanabilir. Bu nedenle senet imzalamak zorunda kalanların, senedin üzerine mutlaka hangi amaçla verildiğini şerh düşmeleri hayati önem taşıyor.

İcra Tehdidi ve Hukuki Boyut

Kiracıların borçlarını düzenli ödeseler dahi senetler yüzünden icra takibiyle karşılaşabileceği belirtiliyor. Yıldırım, "Kira borcunu ödeyen kiracının dahi senetin borçtan mücerret olması sebebiyle icra takibi ile karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekmek lüzum eder" ifadelerini kullandı. Ev sahiplerinin yargı süreçlerinin uzunluğunu bahane ederek senet talep etmesi, kiracıyı korumasız bırakıyor. Hukukçular, bu tür talepler karşısında kiracıların direnç göstermesi gerektiğini savunuyor. Gelecekte çözümsüz hukuki süreçlerle uğraşmamak adına, baştan tedbir almak ve gerekirse sözleşme aşamasında hukuki destek almak öneriliyor.

Yasal Dayanak ve Reddetme Hakkı

Avukat Gizem Gonce ise senet talebinin yasal zemini olmadığını savunuyor. Gonce, "Türk Borçlar Kanunu uyarınca kira bedeli kira sözleşmesiyle güvence altına alınmış olup ev sahiplerinin kiracılardan ek bir kambiyo senedi istemesi hak ihlallerini oluşturabilmesi açısından sakıncalı bir durumdur" açıklamasında bulundu. Kiracıların senet imzalama gibi bir yasal yükümlülüğü bulunmuyor ve bu talebi reddetme hakları mevcut. Ödenmeyen kira bedelleri için zaten yasal yollar açıkken, senedin devreye sokulması kötü niyetli kullanımlara kapı aralayabilir.

Dekont ve İbralaşma Süreci

Kira ödemelerinin ispatı konusunda da dikkatli olunması gerekiyor. Gonce, kira ödeyen kiracının her ay dekontu ev sahibine iletmesi ve ibralaşma yapılması gerektiğini belirtiyor. Eğer zorunlu olarak senet imzalanmışsa, her ödeme karşılığında ilgili ayın senedinin geri alınarak imha edilmesi şart. Aksi takdirde, elde kalan senetler ileride borç olarak kiracının karşısına çıkabilir. Kira sözleşmelerinin tarafların özgür iradesiyle hazırlanması ve ödeme yöntemlerinin net bir şekilde belirtilmesi, olası anlaşmazlıkların önüne geçmek için en sağlıklı yol olarak görülüyor.

Kaynak: Haber Global