Haber: Atahan Gezer

İl başkanlığında konuşan Çalışkan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşte toplantıdan öne çıkan satırbaşları;

“YAĞMURA KARŞI ALTYAPI YETERSİZ”

“Özellikle yağan yağmurlarla birlikte şunu gördük; belediyelerimizin mevcut altyapıları yetersiz… İlerleyen dönemlerde iklim değişikliğinden kaynaklanan sebeple yağışların ani ve sert olacağına ilişkin bilgi karşısında ve ESKİ’nin bütçe fazlası veriyor olması karşısında yağmur suyu giderlerinin eksikliğine ilişkin görgümüz söz konusu… DSİ’nin rögarlarına atılan yağmur sularına ilişkin kısmın, filtrasyondan geçmek suretiyle sulama kanalına atılan atıklar niteliğine dönüşmemesi lazım. Özellikle eski devlet hastanesinin olduğu bölgede çok fazla birikme oluyor. Buna mutlaka bir çözüm üretilmesi lazım. Eskişehir’in yağmur suyu sorunu ve yağmur suyuna ilişkin gider sorunu vardır. Arkadaşlarımız sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar; bazıları yüzmeye çalışıyor, bazıları botla geçmeye çalışıyor, bazıları da dizlerine kadar paçalarını sıvıyor… Bizim bu şehre ilişkin görünümü bunlarla anmıyor olmamız lazım. Büyükşehir’in bununla ilgili çalışmalarını hızlandırması lazım.”

“TEK PROJELERİ IŞIK KOYMAK”

“Şehrin pek çok caddesi tek yönlü olduğu halde trafik sorunumuz var. Trafik sorununu rahatlatmaya dönük herhangi bir proje üretimi yok. Tek projeleri bir tane daha ışık koymak… Her gün uyandığımızda ‘Burada ışık var mıydı? Bir tane daha ışık koymuşlar’ cümlesini kuruyoruz. Yürümeyen ve gidilemeyen bir şehir olmaya başladık. Büyükşehir Belediyesi eğer trafik sorununu çözmeyecekse bize ‘biz bu sorunu çözemeyeceğiz’ desinler. Biz de bakanlıklar vasıtasıyla şehir içi trafiğine ilişkin bir proje geliştirmeye çalışalım. Ama yeter ki söylesinler… Yılmaz Bey dönem dönem söylüyor; ‘trafik sorunu çözülemez’ diyor. ‘Biz beceremiyoruz’ desinler, biz çözeriz.”

“VATMANLARI BİR DAHA EĞİTİN”

“Tramvayların rastgele yerlerden geçmesiyle ilgili ekstradan trafik sorunu yaşıyoruz. Vatmanlardan ricam şu; lütfen düğmeye 8-10 saniye kala basın… Durağa yaklaşırken düğmelere basıyorsunuz ve trafiği tıkıyorsunuz. Yapmayın… Zaten şehrin trafiği içinden çıkılacak halde değil… Tramvay durağına yaklaşırken değil; duraktan yolcu aldıktan ve kalkmaya başlarken düğmeye basın. Zaten trafik ışıklarına 100-150 metre mesafeniz var. Sizin de birden hızlanmanız mümkün değil. Özellikle kurumun başındaki arkadaşlara söylüyorum; siz vatman arkadaşları bir kere daha eğitin. Çünkü onların uygulamaları da trafiğin ekstra sıkışmasına sebebiyet veriyor.”

“BİRİSİ BU ŞEHRİN GÜZEL BİR SOKAĞINI SÖYLESİN”

“Trafik ışıklarına alternatif, siz beğenmeseniz de battı-çıktı veya üstten geçecek viyadüklere ilişkin trafik çözümü üretmek zorundasınız. Yaya geçidi bile yapmadığınız şehirde bunları yapmak zorundasınız. Çünkü hemşehrilerimiz bu güzel şehre ilişkin beklenti içerisindeler. Bu şehrin daha yaşanılabilir olmasını arzuluyorlar. Bunu üzülerek söylüyorum; birisi bu kıymetli şehrin güzel bir caddesini, sokağını söylesin. Yenibağlar ve Eskibağlar’ın durumu vahim… Oradaki hemşehrilerimiz kan ağlıyorlar. Bir an önce oraların bitmesi lazım. Bunu hızlı bir şekilde çözmek lazım… Pandemide kısıtlamaların olduğu günleri kullanmak varken; insanların ticari hayatlarını yürüttüğü bir dönemde bunların yapılıyor olması çok yerinde değil.”

“PROJE ÜRETME GİRİŞİMLERİ YOK”

“Kapalı pazaryerimiz var. Kapalı pazaryerindeki mülkiyet sorununa ilişkin ne yapıyorlar? Bilmiyoruz… Kapalı pazaryerinin bir an önce çözülmesi ve şehre yakışır bir yer haline gelmesi lazım. Altındaki otoparkı gördüğünüz zaman; Eskişehir’e ilişkin diğer görsellerle yan yana koymaya üzülüyor ve utanıyorsunuz. Eskişehir, geçmişteki belediye başkanlarımızdan da kaynaklanan sebeplerle güzel bir şehir… Güzel olmaya da devam edecek. Mevcut belediye başkanlarımız da üzerine bir şeyler koymuşlardır. Bundan sonrakiler de koymaya devam edecek. Kimse kendinden sağdır zannetmesin bu işleri… Merkezi idareden gelen ödentiler dışında, mevcut belediyelerimizin proje üretmek suretiyle herhangi bir girişimi yok. Bildiğim kadarıyla dosyaları da yok. Buna ilişkin bir proje üretme niyetleri de yok.”

“NEYE ENGELLENİYORSUN?”

“Onların siyasi çabası tamamen şuna dayalı; engelleniyoruz… Engelleniyoruz, engelleniyoruz... Yahu neye engelleniyorsun? Büyükşehir Meclisinin tamamı sizin kontrolünüzde… Hiçbir şekilde engellenme şansınız yok. Ama görüyorum ki; Büyükşehir Meclisindeki arkadaşlarımız duyarlı davranıyorlar. Özellikle gereksiz borçlanmalara ilişkin bir önceki mecliste sadece meclis başkanının oyuyla gündem geçti. Meclis başkanının oyu olmasaydı borçlanmaya ilişkin gündem geçmeyecekti. Bırakın halka anlatmayı; siz meclis üyelerinize bile yaptıklarınızı anlatamıyorsunuz. Meclis üyeleriniz bile sizin yaptıklarınızı onaylamıyor. Eğer bunu böyle bilirseniz; şehrin diğer dinamikleriyle de paylaşmayı ve onlarla anlaşarak çözüm üretmeyi denersiniz. Benim bildiğim kadarıyla, 20 yılı aşkın süredir bir defa Eskişehir Sanayi Odası, bir defa Eskişehir Ticaret Odası, bir defa üniversitelerle bağlantı kurup çözüm üretmediğini değerlendiriyorum büyükşehir belediye başkanının… Kendisi Anadolu Üniversitesi rektörlüğünden gelse bile; Anadolu Üniversitesi rektörüyle şehrin yönetimi anlamında bilimsel konularda istişareler yapmadığını değerlendiriyorum.”

“HİZMET ÜRETME MAKAMISINIZ MAZERET DEĞİL”

“Musluklarından içme suyu kullanılmayan yegâne şehirlerden bir tanesiyiz. Satın alarak devam ediyoruz. İster kültürel deyin, isterse hizmetin hazır olmaması deyin. Musluklarımızdan içilebilir su tüketimi yok. Yöneticiler içiyor olabilirler fakat halkımız içmiyor… Bunun halktaki güven anlamında değerlendirilmesi lazım. 20 küsur yıla rağmen bu güveni sağlamanız lazım. Bırakın musluklardan içilebilir temiz su akıtılmasını; maalesef geçtiğimiz yıl satışa sunulan damacanaların temizliği konusunda bile bu şehir sıkıntılar yaşadı. Belediye başkanımızı şehrin sorunlarını görmeye davet ediyoruz. Eğer görmezseniz; muhalefetin anlatımlarının –varsayalım ki- yetersiz olmasına dayalı şehri yönetirseniz hemşehrilerimize hizmet etmiş olmazsınız. Biz sizi eleştirsek de, eleştirmesek de hemşehrilerimize hizmet etmek zorundasınız. Siz belediye başkanısınız. Hizmet üretme makamısınız; mazeret üretme makamı değilsiniz.”