Yerel seçimler bitti ama tantanası bitmedi…
İtirazlar, yeniden sayımlar, yeniden seçim yapılacak olan yerler…
Türkiye geneli seçimlerine baktığımızda Cumhur İttifakı’nın (AK Parti- MHP-BBP) sınıfta kaldığına şahit olduk.
Aday belirleme sürecinden tutun da seçim stratejisine kadar yanlış üstüne yanlış…
Bir tuhaflık, yolunda gitmeyen bir sorun yumağı bu seçim sürecinde artarak sürdü.
Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli arasında her hangi bir problem yokken, hele hele Cumhur İttifakı dosta güven, düşmana korku verirken;
Fişi çeken parti tabanları oldu…
Genel seçimlerde bu işbirliğinde sıkıntı yok tamam ama, yerel seçimlerde gördük ki;
MHP’ye bırakılan yerleri ne tam anlamıyla AK Partili seçmen sahiplendi, ne de AK Parti’ye bırakılan yerlerde MHP seçmeni bunu benimsedi!
Çoğu şehirler ve ilçelerde AK Parti ve MHP kapışmasından, CHP beklenmedik bir şekilde aradan sıyrıldı.
Ekonomi, enflasyon, emeklilerin tepkisi vs. işin görünen kısmı…
Hepsine Kabul!
Bunlara başlı başına ayrı parantez açıyorum. Hükümet bu konuda zaten gerekli dersleri çıkartacaktır.
Lakin, benim değinmek istediğim şu;
Yerel seçimlerde aday belirleme sürecinden tutun da bazı il ve ilçelerde gösterilen yanlış adaylardan kaynaklı, parti tabanlarının kabullenemeyişinden çoğu il ve ilçeler kaybedildi.
AK Parti, MHP arasında yukarda sıkıntı yoktu ama tabanda ise ortak bir akıl ile hareket edilemedi maalesef…
Meclis üyesi sıralaması iki parti için de tat vermedi.
Ayrı Seçim Koordinasyon Merkezi açma düşüncesi ortaya çıktı
Gizli kapaklı kalsa da zaman zaman ipler gerildi.
Ana kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları derken, partilerin taban yöneticileri sahada, masada birbirleriyle çarpıştı.
Kişisel beklentiler, yaklaşımlar, ‘biz olmazsak seçim kazanılmaz’ söylemleri dava şuurunun önüne geçti.
Birbirlerine üstünlük kurma çabaları…
Teşkilatların, saha çalışmalarında dokusu tutmayınca sonuç kaçınılmaz oldu.
İttifak yapılan yerlerde buna benzer yaşanan durumların yanı sıra bir de, bazı şehir ve ilçelerde AK Parti, MHP, BBP ayrı ayrı adaylar ile seçmenin huzuruna çıktı ve CHP’nin ekmeğine yağ sürdü.
Belediyeler pisi pisine gitti.
Öyle ki, en yanı başımızda Alpu, Kütahya örnekleri var!
CHP’li Gürbüz Güller’e karşı; AK Parti aday çıkarmamış Cumhur İttifakı olarak MHP adayı Alparslan Kokulu’yu destekleme kararı almıştı.
Fakat Alpu’da önceki dönem belediye başkanlığı yapmış olan Rafet Demirtaş BBP’den aday olunca tüm dengeler alt üst oldu.
CHP’li Gürbüz Güller 3061, MHP’li Alparslan Kokulu 2825, BBP’li Rafet Demirtaş 772 oy alarak seçimi tamamladılar.
Evdeki hesap çarşıya tutmadı!
Bir bakıma BBP aday çıkartarak, Cumhur İttifakı’nın alabileceği Alpu Belediyesi’ne takoz oldu!
Halbuki; Cumhur İttifakı AK Parti ve MHP, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’ye jest olsun diye Günyüzü’nde aday çıkarmamış ve seçimi 1796 oyla BBP’li Hidayet Özmen kazanmıştı. CHP’li İsa Akkaya 1099 oy ile ikinci sırada yer almıştı.  AK Parti’den Yeniden Refah’a geçen Başkan Menderes Durgut ise Günyüzü’nde 1040 oy alarak dikkat çeken bir diğer isim olmuştu.
Gelelim Kütahya’ya;
İtirazlar ve yeniden sayım sonrası kazanan yine değişmedi!
Ve 40.739 oy alan CHP’li Eyüp Kahveci seçimi kazandı. MHP’nin adayı Alim Işık 40.168 AK Parti’nin adayı Kamil Saraçoğlu 38.146 oy alarak seçimi tamamladılar.
Bir bakıma MHP ve AK Parti kendi adaylarını çıkartarak ayağına sıkmış oldu. Ve 74 yıl sonra Kütahya Belediyesi CHP’ye geçmiş oldu.
Bu şekilde onlarca il ve ilçe belediyeleri var…
Dolayısıyla AK Parti kurulduğu günden bugüne dek girdiği tüm seçimlerde ilk kez ikinci parti konumuna düştü. CHP ise 47 Yıl sonra ilk kez birinci parti oldu. 
Kime göre, neye göre bu iller ve ilçelerde adaylar belirlendi? Bazı şehirlerde AK Parti-MHP rekabeti niye yaşandı? Kim bu şekilde olsun istedi? Birçok sorunun cevabı bilinmez ama seçimin faturası çok fena kesildi.
Pirince gidilirken, eldeki bulgurdan da olundu.   Cumhur ittifakı'nın hatalarının yani sıra oy kullanmaya gelmeyen küskün seçmenin tavrı ve kaybedilen belediyeler adeta CHP'ye  bayram hediyesi oldu.
Genelde ittifak tamam ama yerel ittifak oluşumundaki sıkıntı çok bariz sandıklara yansıdı.
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan A’dan Z’ye Genel Merkez’den başlamak üzere değişime gitmeli. Kendisine yalan yanlış bilgi veren, partiyi bölmeye çalışan, içeriden hainlik yapan, vatandaşın haklı beklentisini görmezden gelen, hangi teşkilat yöneticisi, idareci, vekil varsa biletini kesmeli. Reis hiçbir zaman vatandaş ile arasına mesafe koymadı koymaz da. Fakat birileri sanki onun halkıyla iletişimini kesmek, uzaklaştırmak istiyor.
Arifeyi gösterip, bayramı göstermemek olmaz! Benim bildiğim Reis bayramdan sonra düğmeye basar. Yeniden vatandaşla arasında gönül köprüsü kuracak en iyi ekibi göreve getirir.
Bayram demişken şimdiden herkesin mübarek Ramazan Bayramı’nı kutluyorum. Daha nice bayramlarda buluşmak dileğiyle... Vatanımız, Milletimiz, Devletimiz, Bayrağımız, Ezanımız var olsun. Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz sürsün. Düşmanlar kahru perişan olsun…