Karşınızda, meşhur Aşçı Halit. Bozüyük’de bir geleneğin son temsilcisi. İşletmenin yerini bulmak çok kolay. Bozüyük’ de kime sorsanız tarif eder. Altı, yedi masalı, şirin mi şirin bir aile işletmesi burası. Halit usta, duayen aşçı Mustafa Tokay’ın çırağı olarak başladığı mesleğe aynı heyecanla devam ediyor. Maalesef son mohikan. Zira el vereceği kimse yok. Arkadan gelen kuşakların bu işi yapmaması, başka işlere yönelmesi ve işletmelerin zorunluluktan kapanması beni çok üzüyor. Neyse, konumuza dönelim. Her zamanki gibi tüm yemekler lezzetli. Çeşit az ama öz. Tabir yerinde ise damakta patlıyor. Gittiğimde saat 13.30’du ve çorbaların tamamı maalesef tükenmişti. Kavanozla ayak paça satın alıp eve götürme işi başka bahara kaldı. Sipariş vermeden önce gözüm döndü, gelmişken hepsinden little little tadayım istedim. Açılışı salçalı köfte ile yaptım vay ki vay. Akabinde kuru fasulye, tas kebap ve pilav söyledim. Şahane kelimesi az kalır. Yanında kayısı komposto. Daha bitmedi. Finali hem ekmek kadayıfı hem de sütlaç ile yaptım. Ekmek kadayıfı tam ev yapımı. Afyon tarzı ağır değil, Çorum tarzı hafif değil. Tam ayar. Tek kusuru üstünde kaymak olmaması. Gerçi yöremizde bulunan İnönü ve Tavşanlı ilçeleri haricinde üretilen ürünlerin hepsi krema. İnönü ve Tavşanlı’da bile manda sayısı azaldığı için manda bakan evler, ürünlerini kendileri için saklıyor. Sütlaç ise tam benim sevdiğim gibi, günlük ve akışkan. Bu kadar yemeğin üstüne ne mi oldu? Az daha vinç çağıracaktı Halit Usta beni masadan kaldırmak için.

Afiyetle kalın..