Bayat ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki dağın eteğine beylikler döneminde yerleşen Yörükler, Devret adını verdikleri köyde örf ve adetlerinin yanında yemek kültürlerini de hiç unutmayarak yüz yıllardır sürdürüyor. Cumhuriyetin ilanının ardından Devret’ten ismi Derbent’e dönen köyde özellikle kadınların imece usulü hazırladıkları kışlıkların ünü neredeyse ülke sınırlarını aştı.

Köyde kimyasal gübre ve ilaç kullanılmadan taş değirmenlerde öğütülen buğdaydan elde edilen un, su ve tuz karışımı ile hazırlanan hamurdan yapılan yufkalar, gurbetçiler tarafından Belçika, Almanya, Fransa gibi ülkelere de götürülüyor.
Havaların soğumasıyla birlikte kışlık ekmeklerini yapmaya başlayan köylü kadınlar yardımlaşarak bazen 6 aylık bazen de neredeyse 1 yıllık ekmeklerini bir günde yapıyor.

“Sadece un, tuz ve su karışımı ile yapılıyor”
Derbent köyünde yapılan ve 1 yıla kadar hiç bayatlamadan yenilebilin yufkanın püf noktalarını anlatan köylü kadınlardan Yüksel Kanat, “İçerisine un, tuz ve su katarız. Daha sonra komşular bir araya geliriz. Birkaç kişi yufkayı açar, bir kişi de pişirir. Bunu imece usulü yaparız. Köyde bunu çoğu bayan yapar. Bu köyümüz yufkasıyla meşhurdur. Ekmeklerimizi bu şekilde yaptıktan sonra kuruturuz, daha sonra üst üste kuru şekilde bekler. Yemek istediğimiz zaman ıslatarak yumuşatıp yiyebiliriz. Kuru şekilde 6 ay, 1 yıl hatta 2 yıl bozulmadan durabilir. Buğdaylar yöremizin buğdayı, gübresi yoktur. Hamura hiçbir şey katılmaz ve lezzetli olur. Buğdayımızı tarlamızdan kaldırır, unumuzu öğütüp yaparız” dedi.
Komşuları ile birlikte kışlık yufka yapan 69 yaşındaki Kadriye Kanat, 15 yaşından bu yana köyün geleneksel yufka ekmeğini yaptıklarını belirterek, “Ekmek yapmayı büyüklerimizden öğrendik. Şu an ben pişirme işlemini yapıyorum” diye konuştu.