Yazılı ve görsel medyada yaklaşık dört aydır Eskişehir yerel yönetimlerinin durumu ve geleceği konuşuluyor. Üstüne, Yılmaz Büyükerşen’in yeniden adaylığı…
Yılmaz Büyükerşen’in ‘yeniden adayım’ demesi ile birlikte kartlar bir kez daha dağıtılıyor.
Bu tartışmaları incelerken, Yılmaz Hoca’yı aday olmaya iten nedenleri merak eden, tartışmalara bu gözle bakabilen bir gazeteci aradım ama bulamadım.
Gerçekten, Yılmaz Büyükerşen bu dönem neden aday oldu?
Bu adaylık kendi tercihi mi yoksa tarihi bir sorumluluktan mı kaynaklı? Şeytan bu ya aklıma başka başka sorularda geliyor.
Yılmaz Hoca yarın ‘ben aday olmayacağım’ dese neler olur hiç düşündünüz mü?
Sizce Yılmaz Hoca’nın adaylığına karşı çıkanlar neden karşı çıkıyor? Ya da Yılmaz Hoca’nın bir dönem daha aday olması için ısrar edenler neden ısrar ediyor?
Bu tip soruları çoğaltmak mümkün?
Cevabını zaman içinde öğreneceğimiz bu ve benzeri pek çok soruyu bir yazıda cevaplamak zor.
Ancak ön açması için bazı tespitlerde bulunmak gerek.
Öncelikle Yılmaz Hoca aday olursa, Kazım Kurt’un olma ihtimali şüpheli olsa bile, Yılmaz Hoca aday olmaz ise Kazım Kurt’un olmayacağı kesin.
Yılmaz Hoca aday olmaz ise Eskişehir’de bir plaj olmayacağını kesinlikle söyleyebilirim.
Gece geç saatlerde sevgilinizle sokaklarında rahat bir şekilde yürüyeceğiniz bir kent olmayabilir.
Ama asıl bilinmesi gereken şu; Eskişehir kafasına sahip Yılmaz Büyükerşen’in aday olmaması durumunda AKP’li bir başkan seçimi kazanacak.
Bu durum başka bir soruya kapı aralıyor: Eskişehir AKP anlayışına hazır hissediyor mu kendisini?