Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Köse, haftalık pazar toplantısında konuştu. Vatandaşın özellikle ekonomik sıkıntılara çözüm beklediğini söyleyen Köse, "Her seçimi alırız, hatta ceketimizi koysak bu millet bizden şaşmaz zihniyeti son seçimde iflas etmiştir" diye konuştu.


RÜYA GİBİ BAŞLADI KABUSA DÖNÜŞTÜ
Vatandaşın artık ay sonunu rahat getirmek istediğini belirten Köse, "Vatandaşımızın büyük bir kısmı artık ekonomi iyi diyemiyor. "Çalıyorsa benim  paramı çalıyor" demek yerine birden veya sebepsiz zenginleşenlere tepki göstermeye başladılar. "Hizmet yoksa oy da yok" diyorlar. Dış politikada bilhassa Filistin ve Gazze konusunda somut adım yoksa oy da yok dedi. Vatandaş hizmet bekliyor. Sorunlar çözülsün diyor. Kendine muhalif olanları terörist, hain gibi nahoş cümlelerle yaftalamayı kabul etmiyor. Ay sonunu rahat rahat getirmek istiyor. AKP iktidarı ile birileri için her şey rüya gibi başladı. Şimdi kabusa dönüşüyor. Eğer gereken dersler alınmazsa ve "Durmak yok yola devam" denirse karabasan yaşayacağız ülkece" şeklinde konuştu. 
"KENDİ SEÇMENİNE BİLE BUNU REVA GÖREN ZİHNİYET ÇÖKECEKTİR"
Köse konuşmasına şu şekilde devam etti: "Basit bir örnek vereyim. AKP döneminde TOKİ'ler ilk yapılmaya başlandığı günlerde memlekette konut krizi kalmayacaktı. Herkes kira öder gibi ev sahibi olacaktı. İyi de başladı. Fakat bugün geldiğimiz noktada vatandaş ev taksiti öder gibi kira öder hale geldi. 2019 tarihli TOKİ'ler 5 yıl dolmasına rağmen hala teslim edilemedi. TOKİ mağdurları seçim öncesi tüm siyasi partileri ziyaret ettiler. Bizleri de ziyaretlerinde dile getirdikleri sorunlara çözüm bekliyorlar hala. Elbette bir gün evlerine oturacaklar. Ama bu kadar sıkıntı çekmeleri mi gerekiyordu? Belki de TOKİ'den ev çıkanlar içerisinde 20 yıldır AKP'ye oy verenler var. Kendi seçmenine bile bu sıkıntıyı reva gören zihniyet çökecektir. Hele bir KDV sorunu var ki tam bir haksızlık. Oysa bu sorun 2022 öncesi TOKİ'den kura ile ev çıkanlarda uygulanacak KDV yüzde 1'dir. Çok basit bent ile çözülebilirdi. Ama hala belirsiz." 

Kaynak: Meltem Karakaş