Teknolojinin günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, dijital bağımlılığı ciddi bir toplumsal sorun olarak gündeme taşıdı. Uzm. Dr. Oğuzhan Tüzün, özellikle ergenlerin beğeni ve takipçi sayıları üzerinden değerlendirilmesiyle kaygı, depresyon ve yalnızlık riskinin yükseldiğini belirtti.

"BİR MEKANİZMA HALİNE GELİYOR"

Çevrim içi oyunların sadece bir eğlence değil, aynı zamanda sosyal bir deneyim sunduğunu belirten Uzm. Dr. Tüzün, riskin bu deneyimin gerçek hayat sorumluluklarının önüne geçmesiyle başladığını ifade etti. Uzm. Dr. Tüzün, şu bilgileri paylaştı:

"Dünya Sağlık Örgütü'nün 2019'da "Oyun Oynama Bozukluğu"nu resmi bir tanı olarak kabul etmesi tesadüf değil. Bazı gençler oyun uğruna derslerini ihmal ediyor, uyku düzenleri bozuluyor, aile ilişkileri yıpranıyor. Bu noktada oyun, bir eğlence aracından çıkıp kişinin yaşamını kontrol eden bir mekanizma haline geliyor."

"Uzun süre tablet ve telefona bakmak akademik başarıyı çok düşürüyor"
"Uzun süre tablet ve telefona bakmak akademik başarıyı çok düşürüyor"
İçeriği Görüntüle

"SORUNUN BÜYÜMESİ KAÇINILMAZDIR"

Dijital bağımlılıkla mücadelede en önemli adımın bilinçli kullanım olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Tüzün, günlük ekran süresinin sınırlandırılmasının, yatak odası gibi "ekransız bölgeler" ve aile yemekleri gibi "ekransız zamanlar" oluşturulmasının etkili bir başlangıç olduğunu söyleyerek, "Bu sorun teknoloji şirketlerinin tasarım tercihleriyle, politikaların yönlendirmesiyle ve toplumun eğitim düzeyiyle şekilleniyor. Dolayısıyla, çözüm de çok katmanlıdır. Aileler, öğretmenler, sağlık çalışanları, yasa koyucular ve teknoloji sektörü ortak sorumluluk taşımalıdır. Daha etik dijital tasarımlar, bilinçlendirme kampanyaları ve erişilebilir tedavi modelleri geliştirilmeden bu sorunun büyümesi kaçınılmazdır" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı