Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üçüncü kez toplandı.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, komisyonda demokratikleşme paketi hakkında milletvekillerini bilgilendirdi. Emir, şöyle konuştu:

"Bizim bu komisyona öncelikle alınmasını gerektiğini önerdiğimiz isim toplumsal barış, adalet ve demokratik mutabakat komisyonu olmasıydı. Çünkü toplumsal barış, adalet ve demokrasi olmadan hiçbir sorunumuzu çözemeyeceğimizi elbette biliyoruz. İkinci maddesinde yine tüketilmiş bir konu var, baştan söyleyeceğim sadece. Anayasayı askıya alan bir iktidarın varlığında anayasa yapmamamız gerekiyor. Bu görüşlerimizi zaten biliyorsunuz. Üçüncü maddede Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması meselesi var. Anayasanın 173. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarını, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını gerçek ve düzel kişilere bağladığı ifade edilmektedir. Anayasanın 90. maddesinde Temel Hak ve Türklere İçin Uluslararası Antlaşmaların ulusal hukukun bir parçası olduğu ve kanunların da üzerinde olduğu belirtilmektedir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ve Tayfun Kahraman başvurularında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başvurularında olduğu gibi bu kararlar hala uygulanmamaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümlerin hiçbir değişiklik yapılmaksızın yeniden kanun başvuruları uygulamasına son verilmelidir. Dördüncü maddemiz toplumsal barışın inşası ve ihbarı özelindedir. Beşinci madde Kürt sorunun çözümü için demokratik siyaset. Kürt sorunun sadece güvenlik politikaları ve terörle mücadele düzenlemeleri ele alınarak çözülemediği görülmüştür. Kayyum uygulamasına son vermesi. Siyaseti yargı aracılığıyla düzen çabalarına son verilmesi, 19 Mart galibi girişimi kapsamında haksızca tutuklanmış olan tüm siyasetçi ve bürokratların derhal tahliyesidir. Gezi davası başta olmak üzere toplumsal muhalefeti sindirmeyebilen davalar nedeniyle cezaevinde tutulanların tahliyesidir. Terörle Mücadele Kanunu'nda hukuki belirlilik ilgisi" ifadelerini kullandı.
Yeni Yol Grup Başkanı Bülent Kaya, komisyonda yaptığı konuşmada, hızlı şekilde birikim aktarımı yapabilecek kişilerin komisyona davet edilmesi gerektiğini belirterek, sürecin anlatılmasının ve toplumsallaştırılmasının önemine işaret etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülere ayrım yapılmadan uygulandığını belirterek, "Hükümlü ve tutuklu sayısının 420 bini geçtiği bu günlerde Tutuklamayı tarif etmek istersek kısaca şunları söyleyebiliriz. Yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanmasıdır. Katalog suçlarda, kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin varlığı tutuklama nedenidir. Bazı Siyasi Partiler karşı çıkmış ancak yapılan yargı reformlarıyla tutuklamalara dikey itiraz yolu açılmıştır. Tutuklama ağır bir tedbir olsa da kural olarak masumiyet karinesini ortadan kaldırmaz. Tutuklamanın bir araç olduğu, geçiciliği ve orantılı olması izahtan varestedir. Özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili mevzuat ve uygulama temelinde birçok reforma imza atılmış ancak daha yapacağımız işlerimiz var. İnfaz hukuku, ceza yargılamasının bittiği yerde başlar. Önümüzdeki günlerde en çok duyacağımız kelime infaz ve infaz hukuku olacaktır. Her zaman söylediğimiz gibi yamalı bohçaya dönmüş infaz kanununu yeni baştan yapmalıyız. İnfaz sistemi içerisinde farklı mekanizmaların aynı şahıslar üzerinde uygulanması sistemi karmaşık hale getirmiş, güveni azaltmıştır. Bize düşen görev; hem hakim, savcı, avukat gibi uygulayıcıların hem de hükümlerin anlayabileceği karmaşık olmayan, oldukça sade, anlaşılabilir cezanın ıslah edici fonksiyonlarını gözeten, infaz eşitliğini ve adaletini sağlayacak ve daha sonra da değiştirmeye ihtiyaç duyulmayacak bir infaz kanunu yapmak olmalıdır" şeklinde konuştu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Kürt sorununun barışçıl yollardan iradesiyle, siyasetin iradesiyle, halkın iradesiyle çözüleceğine inandıklarını söyleyerek, "Bunun için de burada ve dışarıda Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi için mücadele ediyoruz, söz kuruyoruz ve bunu ilerletmeye çalışıyoruz. Peki bütün bunları yaparken bu ülkenin demokrasi açığının farkında değil miyiz? Farkındayız. Bu ülkede muazzam bir demokrasi açığı var. Türkiye hiç bir zaman demokrasi bir ülke olmadı. Ama belki de son zamanlarda çok daha demokrasiden uzaklaştı diyelim" diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, ortak akıl ve istişare ile konunun konuşulması gerektiğini kaydederek, "Bu süreci üstünlüğümüz, yaklaşımımız ve tavrımızla ideolojik hesaplara kısa vadeli siyasi çıkarlara politik çıkarlara kurban etmememiz çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu mesele milletimizin tamamının meselesi ve milletimizle birliğini, dirliğini hedef alan hiçbir siyasi asla affetmemiştir. Atacağımız bu adımlarla Terörsüz Türkiye'nin bundan sonraki nesillere çok önemli bir dönem yaşayacağına inanıyorum. Diyalog yapıcı anlayışla bu süreci yürüteceğiz. Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan bu hedefin en önemli saç ayaklarından birisinin siyasal anlamda ortaklaşma ve ortak paydada buluşmak olduğuna inanıyoruz. AK Parti'yle MHP burada kanun önerileri oluyor. AK Parti'yle MHP bizim her hafta, her gün mecliste yaptığımız çalışmada kanun çıkarma sayısal anlamda bir niyetimiz var elbette" diye konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı