Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek uygulama ile, aralıksız iki yıl boyunca ekilmeyen veya işlenmeyen tarım arazileri sahibinin izni aranmaksızın kiraya verilecek. Bu uygulamanın amacı, tarımsal üretimi artırmak ve ülke genelinde atıl durumda bekleyen arazileri yeniden ekonomiye kazandırmak. Ancak düzenlemenin en kritik noktası, 45 günlük başvuru süresi.
Başvuru süreci 1 Eylül’de başlayacak ve 15 Ekim 2025 tarihinde sona erecek. Bu süre içerisinde resmi başvuruda bulunmayan arazi sahipleri, arazilerinin kiralanma sürecine engel olamayacak. Yani devlet, bu arazileri belirlediği kiracılara tahsis edecek ve mülk sahibi kiralama sürecinin dışında kalacak.
Bakanlık, kiralama sürecini tamamen kendi kontrolünde yürütecek. Kira bedeli doğrudan mülk sahibinin banka hesabına yatırılacak ve herhangi bir vergi kesintisi yapılmayacak. Bu sayede arazi sahibi gelir elde ederken, ülke genelinde tarımsal üretim kapasitesinin artması hedefleniyor.
Kiralama bedelleri belirlenirken, arazinin bulunduğu bölgedeki rayiç değerler ve tarımsal verimlilik potansiyeli dikkate alınacak. Tarım komisyonları, kiracıyı seçerken hem arazinin niteliğini hem de planlanan tarımsal faaliyetleri göz önünde bulunduracak. Bu da üretim çeşitliliğinin korunmasına ve artırılmasına katkı sağlayacak.
Uygulamanın 16 Ekim 2025’te fiilen başlaması bekleniyor. Bu tarihten sonra uygun görülen araziler, kiralama sürecine dahil edilerek kiracılara tahsis edilecek. Devlet, elde edilen kira gelirini yine doğrudan mülk sahibinin hesabına yatıracak.
Arazi sahiplerinin, hak kaybına uğramamak için süreci dikkatle takip etmesi gerekiyor. Resmi başvuru, Tapu ve Kadastro İl Müdürlükleri veya ilgili tarım müdürlükleri aracılığıyla yapılabilecek. Başvurunun zamanında yapılmaması durumunda mülk sahibinin daha sonra itiraz etme hakkı olmayacak.
Bakanlık yetkilileri, bu düzenlemenin tamamen yasal zemine oturduğunu ve tarımda kullanılmayan alanların değerlendirilmesinin gıda arz güvenliği açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor. Türkiye’de milyonlarca dönüm arazi, uzun yıllardır işlenmediği için üretim dışı kalmış durumda. Bu sistem sayesinde hem üretim alanı genişleyecek hem de tarımsal ürün arzı güçlenecek.
Uzmanlar, tarımın stratejik bir sektör olduğunu vurgularken, atıl arazilerin üretime kazandırılmasının sadece gıda güvenliği değil, aynı zamanda istihdam açısından da önemli bir adım olduğunu söylüyor. Özellikle kırsal bölgelerde bu düzenleme, tarımsal faaliyetleri artırabilir ve yerel ekonomilere canlılık katabilir.
Ancak bazı arazi sahiplerinin bu uygulamaya sıcak bakmadığı da biliniyor. Kendi tarlalarının devlet eliyle kiraya verilmesini istemeyen kişiler, 45 günlük süre içinde mutlaka başvuru yapmak zorunda. Aksi takdirde, arazilerinin kontrolünü kaybedecekler.
Tarım uzmanları, “Yasal hakkınızı korumak için süreci yakından takip edin” uyarısını yineliyor. Başvuru süresi dolduktan sonra yapılacak taleplerin dikkate alınmayacağı, yasal olarak müdahale imkanının bulunmadığı hatırlatılıyor.
Bu sistemin devreye girmesiyle birlikte, Türkiye genelinde milyonlarca dönüm atıl tarım arazisinin yeniden ekime açılması bekleniyor. Böylece hem tarımsal üretim hacmi artacak hem de gıda arz güvenliği güçlenecek.
Bakanlık, düzenlemenin uzun vadede tarımsal verimlilikte önemli bir artış sağlayacağını öngörüyor. Ayrıca, kiralamalardan elde edilen gelirlerin vergiden muaf tutulması, mülk sahipleri açısından cazip bir unsur olarak öne çıkıyor.