Prof. Dr. Kepenekli, okulların açılmasıyla birlikte sınıf, servis, kantin ve oyun alanı gibi kapalı ortamlarda uzun süre bir arada bulunan çocukların virüsleri kolayca yaydığını belirterek, bu dönemde grip aşısının çocuklar ve aileler için hayati önem taşıdığını söyledi. “Grip aşısı, hastalığın bulaşma riskini azaltırken aynı zamanda pnömoni ve kalp kası iltihabı gibi ciddi komplikasyonların önüne geçiyor. Böylece hem çocukların okul devamsızlığı hem de toplum genelinde hastalık yükü önemli ölçüde azalıyor.”
Prof. Dr. Kepenekli, çocukların gün içinde temas ettiği kalabalık ortamların virüslerin hızla yayılmasına neden olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti: “Aşı, bireyleri enfeksiyona karşı doğrudan korumanın yanı sıra, toplum genelinde yeterli aşılanma oranına ulaşıldığında virüsün dolaşımını zorlaştırarak bir ‘koruma kalkanı’ oluşturur.”
Bu etki sayesinde, sağlık durumu nedeniyle aşı olamayan kişilerin de korunduğunu belirten Kepenekli, grip aşısının toplum sağlığı açısından zincirleme bir koruma sağladığını ifade etti.
“Tüm aile korunmalı”
Kepenekli, sadece öğrencilerin değil, öğretmenlerin, okul personelinin ve çocuklarla aynı evde yaşayan aile bireylerinin de aşılanmasının önemine dikkat çekti: “Okul, sadece öğrencilerin değil; öğretmenlerin, idarecilerin, temizlik ve servis görevlilerinin de sürekli etkileşim içinde olduğu dinamik bir ekosistemdir. Bu zincirin herhangi bir halkasında virüsün bulaşması kısa sürede tüm okula ve ev ortamına yayılabilir.”
Aşılamanın toplum genelinde bağışıklığı güçlendirdiğini vurgulayan uzman, bebekler, yaşlılar ve kronik hastalığı bulunan bireylerin de bu sayede dolaylı olarak korunduğunu söyledi.
“Grip sezonu Nisan ayına kadar sürüyor”
Türkiye’de grip aşısı için en uygun zamanın Ekim-Kasım ayları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kepenekli, aşının zamanlamasının önemli olduğunu belirtti: “Grip sezonu genellikle sonbaharda başlar ve Mart, hatta Nisan aylarına kadar devam eder. Bu nedenle ‘artık geç kaldım’ düşüncesiyle aşıdan vazgeçmemek gerekir.”
Kepenekli, 6 aydan büyük çocuklara grip aşısı yapılabileceğini hatırlatarak, ilk kez aşılanan 6-8 aylık bebeklerde iki doz gerektiğini, daha önce aşılanmış veya 9 yaşından büyük çocuklarda ise tek dozun yeterli olduğunu söyledi.
“Ek önlemler de şart”
Aşının gripten korunmada en etkili yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Kepenekli, günlük hijyen alışkanlıklarının da ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ellerin sık yıkanması, sınıfların havalandırılması, öksürürken ve hapşırırken ağız ile burnun kapatılması gibi basit önlemlerin hastalık riskini büyük ölçüde azalttığını söyledi.
Risk grubunda bulunan küçük çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı olan kişilerin kalabalık ortamlarda maske takması ve semptom görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora başvurması gerektiğini hatırlattı.
“Geçen sezon uyarı niteliğindeydi”
2024–2025 grip sezonunda özellikle çocuklar arasında yüksek komplikasyon oranları gözlendiğini belirten Kepenekli, aşı tereddüdü ve azalan hijyen alışkanlıklarının bu tabloyu ağırlaştırdığını ifade etti. “Grip bu yıl yalnızca okul çağındaki çocuklarda değil, daha küçük yaş gruplarında da ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına ve hastane yatışlarına yol açtı. Ne yazık ki pediatrik ölümlerde de artış görüldü.”
Kepenekli, benzer bir tabloyla yeniden karşılaşmamak için toplumun aşı bilincinin artırılması gerektiğini vurguladı: “Her aile üyesinin grip aşısını zamanında yaptırması, çocukların okullarda hijyen kurallarına uyması ve toplu yaşam alanlarında önlemlerin sürdürülmesi, yalnızca bireysel değil toplumsal bir koruma sağlar.”
Prof. Dr. Eda Kepenekli sözlerini şu ifadeyle tamamladı: “Grip, hafife alınmaması gereken, her yıl kendini yenileyen ve hızlı bulaşan bir hastalıktır. Aşılanmak, hem kendimizi hem çevremizi korumanın en basit ve en etkili yoludur.”





