AÜ’de eğitime hava muhalefeti engeli AÜ’de eğitime hava muhalefeti engeli

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Suğur, Eskişehir.net’ten Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Artan öğrenci ölümlerinin nedenleri ve çözüm önerileri hakkında konuşan Suğur, öğrencilerin ailelerinden kopup geldikleri bir dönemde geleceğe dair belirsiz ve güvencesiz bir hisse kapıldıklarında, bu durumun kendilerinde psikolojik olarak baskı yarattığını söyledi. Ekonomik sorunlarla beraber diplomalı işsizlik sorununun da her geçen gün büyüdüğüne dikkat çeken Suğur, liyakatli bir sistemin oluşturulmasına ve gençlere geleceğe dair umut aşılanması gerektiğini ifade etti.

Son dönemde artan öğrenci ölümlerini sosyolojik açıdan nasıl yorumluyorsunuz?

Aslında bu intihar olaylarının arkasında birçok neden yatabilir. Bunun mutlaka tek tek her bir vakada araştırılması ve incelenmesi gerekiyor. Çünkü intihar genellikle birçok problemin bir araya gelip o kişinin o problemle baş edemediği durumlarda ortaya çıkan bir şey. Türkiye’nin son yıllarda içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı özellikle ailelerin alım gücünü epey aşağıya çekmiş durumda. Ve özellikle üniversiteye öğrencilerini gönderen ailelerin ekonomik anlamda yeteri kadar destek olamama olasılığının arttığını söyleyebiliriz. Ama onun dışında da birçok unsur, belki bunun psikolojik nedenleri de olabilir. Ben biraz şöyle bakıyorum meseleye: Bu öğrenciler ilk kez evlerinden ayrılıp başka bir şehirde üniversite eğitimine başladıklarında aslında bir anlamda kendilerini ilk kez daha korunaksız ve daha belirsiz bir ortamda görüyorlar. Yani ekonomik anlamda bir taraftan ailelerinden yeteri kadar destek alamamaları diğer taraftan geldikleri kentlerdeki yurt ortamı olsun, barınma imkanları, beslenmeyle ilgili temel sorunlarını halledemedikleri durum da söz konusu. Bunlar da genç bir nesil olarak gerçekten çok sayıda hayata yönelik beklentileri olan, hayalleri olan bunları gerçekleştirmek isteyen kişiler olduğu için burada kendilerini bir açmaz içerisinde buluyorlar aslında. Temel ihtiyaçlarını giderememe, birtakım hayallerini gerçekleştirememe ve özellikle yurt ortamında kaldıkları yerlerin belki öğrencilerin birtakım temel ihtiyaçları noktasında eksikliklerini yaşayarak sosyal anlamda da korunaksız bir durumda kedilerini gördüklerini söyleyebiliriz.

“KORUNAKSIZ HİSSETTİKLERİNDE BU ONLARDA BASKI OLUŞTURABİLİR”

Türkiye’de son yıllarda epey yurtlar yapıldı. Yurtların imkanları artırıldı. Eskişehir gibi kentlerde bu yurt imkanları açısından bakıldığı zaman tabi ki geçmişe göre epey bir ilerleme olduğu kesin ama biz yine yurtlarla ilgili özellikle öğrencilerin hangi koşullarda, hangi odalarda kaç kişi kaldıkları, beslenmeyle ilgili, yeme içme ile ilgili orada onlara sunulan imkanları, tabldot yemekleri, kahvaltıda neler yiyebildikleri ya da yiyemediklerine bakıldığında çok sağlıklı beslenme ortamında olmadıklarını, beslenme koşullarının çok hijyenik olmadığını, kalabalık yurt odalarında kendi özeli, kendine ait bir yaşam alanı bulamadığı durumda, ailelerinden de uzak kaldıkları için korunaksız hissettiklerinde bu onlarda baskı oluşturabilir.

WhatsApp Image 2023-11-06 at 09.23.02

“KURUMSAL ANLAMDA DESTEK ÇIKABİLECEK İMKANLAR SUNULMALI”

Üniversiteye geldiklerinde ve burada da ulaşım masrafları olsun, küçük rakamlar gibi gelebilir ama üniversitenin sunduğu öğle yemeği çok değerli. Ücret olarak makul seviyelerde olmasına rağmen bunları bile karşılamada zorlanan öğrenciler olabiliyor. Çok büyük hayallerinin ve umutlarının olduğu bir çağda, çok büyük beklentilerinin olduğu bir çağda kendilerini açmaz, çıkmaz bir noktada gördüklerinde bir anlamda bir tür depresif diyebileceğimiz bir noktaya doğru sürüklendiklerini görebiliyoruz. Bu da çok üzücü bir nokta. Çünkü o noktada olan öğrencilere mutlaka ailenin olmadığı yerde kurumsal anlamda destek çıkabilecek imkanları sunabilmek gerekiyor. Örneğin KYK’da psikolojik destek birimlerinin olması lazım, KYK yetkilerinin sık sık yurtları denetlemesi hem hijyenik hem beslenme hem barınma ile ilgili sunulan kamusal hizmetlerin ne kadar nitelikli olup olmadığına dair buraların mutlaka denetlenmesi gerekiyor. Yine hastanelerde olsun veya mediko sosyale bağlı sağlık birimlerinde psikolojik destek almak isteyen öğrencilerin hemen psikolojik destek alabilecek iletişim olanaklarının ve imkanlarının en kısa sürede randevu anlamında söylüyorum bu hizmeti alabileceği imkanı sunmak gerekiyor. Aynı zamanda öğrencilerin bu konuda bilgilendirilmesi de gerekiyor. Belki de bu tür hizmetler var ama öğrenciler bu tür hizmetlere nasıl ulaşabileceği noktasında bir ön bilgi sahibi olmayınca biraz kendi kendine kaldıkları için çaresiz olduklarını hissediyorlar.

“SADECE EKONOMİK SEBEPLERLE AÇIKLAYAMAYIZ”

Öğrenci ölümlerini sadece ekonomik sebeplere bağlamak doğru mu sizce? Ya da yeterli mi? Bunların başka sebepleri de olabilir mi?

Tabi ki ekonomik sebepler bunun en önemli unsurlarından bir tanesi ama sadece onunla açıklanamaz. Biz bu öğrenciler şehir değiştirdiğinde, başka bir şehre geldiklerinde kendilerini sosyal yönden hayata bağlayacak arkadaş gruplarıyla bağlayabilecek ilişki ağlarını kurabilmesine yardımcı olabilecek imkanları da sunmak gerekiyor. Bu konuda oryantasyon son derece önemli. KYK binalarının yemekhaneleri, ders çalışma yerleri var ama son kertede tam yeterli bir yaşam alanı sunabildiğini de görmeliyiz. Orayı bir yatakhane olmaktan çıkarıp öğrencilerin sosyal, kültürel faaliyetler içinde olabileceği mesela sinema salonu olsa, internet her taraftan ne kadar düzgün çekiyor bilmiyoruz. Ama iletişim imkanlarına sahip olabileceği dolayısıyla diğer sosyal faaliyetlerin de olacağı bir yaşam alanı gibi bir imkanın öğrenci yurtlarında ve üniversite ortamında öğrencilere çok iyi bir şekilde sunulduğu ortamda o aileden kopmuş, sosyal ilişki ağlarını yitirmiş burada yeni bir hayat kurmaya çalışan öğrencilere hayata bağlayan şeylerdir.

DÜŞÜK MALİYETLERLE SOSYAL HAYATA KATILABİLMELİ

Yeni geldiği kente adapte olması, oradaki toplumsal gruplara katılması noktasında bir güçlük yaşadığında ekonomi dışı unsurlar olarak onlara psikolojik anlamda olumsuz etkisi olabilir. Biz hem yurtlarda hem üniversitede şehri de rahat kullanabilmesi açısından ulaşım imkanlarının sağlanması yani yurtlardan üniversiteye seferlerin ücretsiz yapılması, öğrencilerin şehri daha ekonomik olarak kullanabilmesi, kentin sosyal hayatına daha düşük maliyetle katılabilmesi sağlanması lazım.

HOCALARIYLA RAHAT GÖRÜŞEBİLMELİLER

Bu noktada ölümlerin önüne geçebilmek adına üniversitelere ve akademisyenlere ne gibi görevler düşüyor sizce?

Biz bölüm olarak yapıyoruz ama ne kadar yeterli o da tartışılır. Oryantasyon dediğimiz yeni gelen öğrencilere bölümü, üniversiteyi ve şehri tanıtmaya yönelik onlarla bir fikir alışverişimiz oluyor. Belki bunları daha sık yapabilmek öğrencilerin sadece eğitim öğretimle değil diğer özel sorunlarıyla da ilgili hocalarıyla rahat görüşebilecekleri bölüm başkanlığı olabilir, duruma göre dekanlık olabilir ya da dersini aldığı bir öğretim üyesi olabilir. Onlarla daha yakın ilişki kurabilmesi noktasında bunu tekrar değerlendirmemiz gerekir diye düşünüyorum.

HER ŞEYDE MALİYET HESABI YAPMAMALIYIZ

Öğrencilere sunulan hizmetler gerçekten yemek vb maliyet olarak uygun fiyatlarda olmasına rağmen burada belki eleştirebileceğim şey günlük yemek alırsanız fiyatı uygun ama rezervasyon yapmazsanız çok maliyetli oluyor. Belki bu yemekhanenin yiyecek kaybının önlenmesine yönelik bir çaba ama ben yine de öğrencinin beslenmesi, öğrencinin barınması ve öğrencinin ulaşımıyla ilgili kurumların bu kadar maliyet hesabı yapmaması gerektiği kanaatindeyim. En güzel çağlarında bir meslek sahibi olmak için o kente gelmiş olan öğrencilere biz bu imkanı sunmalıyız. Biz başka şeylerde maliyet hesabı yapalım.

TEMEL İHTİYAÇLARINI KARŞILAYABİLEN DAHA GÜÇLÜ HİSSEDER

Başka şehirlerde de intihar vakaları oldu. Çanakkale’de oldu, İstanbul’da, Gaziantep’te, Siirt’te. Benim duyduklarım. Bu TBMM’nde konuşuldu. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. KYK burs miktarları artırıldı. 2 bin lira oldu 2024 için. Bunlar çok önemli. Bir taraftan da devletin bu konularla ilgili sorunu gördüğünü ve buna yönelik hamlesi olduğunu görüyoruz. Keşke bunları daha önceden yapabilsek. Bazı öğrenciler ailesinden hiç, bazen de bu burslarla yaşamını idare ettirdiğini de bilmemiz gerekiyor. Rakamın 2 bin liraya yükseltilmiş olmasını olumlu buluyorum. Ekonomik anlamda kendini daha güvende hisseden ve temel ihtiyaçlarını karşılayan insanların psikolojik anlamda da daha güçlü olabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bunu çok olumlu hamle olarak görüyorum.

Son dönemde arka arkaya intiharların yaşanmasında basının da etkisi var mı sizce hocam? Yani bu kadar çok haberinin yapılması toplumsal anlamda da bulaşıcı olabilir mi? Tetikleyici bir unsur yaratır mı?

Tabi bu da bilimsel olarak araştırılması gereken bir şey ama etkileme olasılığının olduğunu düşünüyorum. Başkası yapabiliyorsa ben de yapabilirim duygusunu psikolojik anlamda kendisini iyi hissetmeyen öğrenciler için onları cesaretlendirici bir tarafı olabilir. Bunu mutlak anlamda genelleyebilir miyiz emin değilim ama birden peş peşe olması demek ki olabiliyor dedirtebilir. Çünkü bir açmazda. Çıkış noktası bulamadığı noktada başkasının yapmış olduğu bir davranışı bir rol model olarak almış olabilir, böyle bir etkisi olabilir diyebiliriz. Bazen toplumsal histeri gibi insanları etkisi altına alabilir. Çocuklara iyi bir psikolojik rehberlik hizmeti sunmak gerekiyor. Bu hizmetler var onlara ulaşabilirliği noktasında önceden mutlaka bilgilendirilme yapılması gerekiyor.

“GELECEĞE YÖNELİK BELİRSİZLİKLER ÖĞRENCİLERİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR”

Geleceğe yönelik belirsizlikler de öğrencileri olumsuz yönde etkiliyor olabilir. Okuduğunuz yer, bölüm, o mesleğe dair beklentileriniz çok olumlu ve iyiyse hayata daha sıkı sarılırsınız. Bu diplomalı işsizlik, mezun olduktan sonra ne yapacağız, bir belirsizlik gibi şeyler de o stresi artıran unsurlar. Dolayısıyla bizim o çocuklara geleceğe dair umutlarını yitirmemelerine yönelik de yanlarında olduğumuzu göstermemiz lazım.

“LİYAKATE DAYALI BİR GELECEK SUNULMASI ÖNEMLİ”

Liyakate dayalı başarılı olanın ödüllendirildiği, siz de başarılı olursanız siz de kariyerinizi istediğiniz gibi yapabilirsiniz noktasında öğrencilere bu duyguyu vermemiz lazım. Bunun için büyüklerin, devletin, kurumların örnek olması lazım. Bunu yapabildiğini gösterebilmesi lazım. O olmayınca da bir karamsarlık, zaten şehir değiştirmiş bir sürü ekonomik sorun, beslenme, barınma, ulaşım, dersler uğraşıyor bir de belirsizlik ortamı çok daha büyük bir yıkıma neden olabiliyor. Bizim geleceğimiz diyorsak gençler için, onlara o gelecekte çok değer verdiğimizi, gerçekten istedikleri yere ulaşabileceğini gösterebileceğimiz, liyakate dayalı bir sistemi de ortaya koymamız lazım. Orası da belirsiz olunca biz buna geleceksizlik diyoruz. O zaman nereye gidecek? Yolun sonu diyor çünkü. O en büyük umutlu anda kendisini labirente sıkışmış, çıkış yolu bulamayan bir noktada bulduğunda o depresyona girmesi, bunalıma girmesi, kendine zarar vermesi maalesef daha çok mümkün olabiliyor.

RÖPORTAJ: MELTEM KARAKAŞ

Kaynak: Meltem Karakaş | Eskişehir.net Haber Merkezi