Kesikbaş, Kariyer TV’ye konuştu: 1984 yılında üniversiteye girdim. Girdiğimiz dönem itibariyle profesyonel anlamda bir kariyer planlaması yapmadım. Ancak üniversiteyi bitirdikten sonra kendime bir gelecek oluşturdum. Bunun adı bir gelecek planlaması olabilir bir kariyer planlaması olabilir her neyse tamamen gelecek kurgusuyla ilgili çalışmalar yaptım ve üniversiteyi bitirir bitirmez de mesleğimin gereğini sahada icra etmek ve pratik bilgilerle donatmak açısından üç yıl şantiyecilik yaptım. Çok daha profesyonel, çok daha kurumsal çok daha önemli şirketlerde çalışmayı tercih edebilecekken sahada olmayı ve üniversite boyunca öğrendiğim bilgileri de sahada tatbik etmeyi ve uygulamayı tercih ettim. Bu bana çok ciddi kazanımlar sağladı. Ben kendi işimi kurmak için yola çıkmıştım. Şantiye hayatında edindiğim bilgiler, yaratmış olduğum network, insan ve arkadaş ilişkileri ve bununla birlikte teknik donanım 1996 yılında kendi şirketimi kurmam için vesile oldu.

Ne istediğinizi bilerek hayata başlayın
Gençlere önerim; mutlaka bir kariyer planlaması oluşturun. En azından temelde bir planlama mutlaka oluşturmakta fayda var. Çünkü yıllar geçiyor istemediğimiz bölümlerde, istemediğimiz sektörlerde istemediğimiz bilgilerle donatılabiliyoruz. Mutlaka size uygun birimi seçin. İyi bir mühendis olmak istiyorsanız mutlaka fizik, kimya, bununla beraber matematik ama sosyal bilimler seçiyorsanız yine temel bilimlerle kendinizi donatın. İyi bir mühendisten iyi bir sosyolog olmuyor. İyi bir sosyologdan da iyi bir doktor olmuyor. Diploma sahibi mesleksiz insanlar haline geliyoruz. O yüzden hiç önemli değil hayata bir yıl geç başlayın ama ne istediğinizi bilerek hayata başlayın.

Erken başladığım iki işte başarısız oldum
Üniversiteyi bitirdikten sonra üç dört yıl yoğun saha çalışmalara ve pratik uygulamalarla geçti. Çok zorlandığım dönemler oldu. Bunun sonucunda erken başladığım iki işte başarısız oldum. Ama bu başarısızlıklar beni hiçbir zaman yıldırmadı. Çünkü erken başlamıştım, donanımlı değildim. Henüz daha o olgunluğa erişmemiştim. Henüz daha sosyal network’ümü kurmamıştım. Henüz daha istediğim kadar teknik donanımda değildim. Kendime özgüven patlaması nedeniyle de iş hayatına erken girdim. Ve hayatımda yaklaşık iki yıl boşa demeyeyim ama başarısızlıktan kaynaklı tecrübeler elde ettim. O anlamda da arkadaşlara ‘başarısızlıktan sonra da başarı gelebilir. Başarıdan sonra da başarısızlık gelebilir’ diyorum. Sürekli başarılı olmak ya da sürekli başarısız olmak diye bir şey yoktur. İyi planlanmış iş hayatı vardır. Ne erken ne de geç olması gerekiyor. Girişimci olabilmek için yüksek donanıma sahip olmamız gerekiyor.

Ben beş kriz atlattım
Türkiye girişken insanlarla dolu. Siz girişken olmayın, girişimci olun. Girişken denince iyi çalışan bir bakkal dükkanı yanına bakkal dükkanı açmak… Yaptığınız işi arkadaşınızın da yapması demek. Girişken değil girişimci olalım. Girişimci olmak için de alt yapı, teknik donanım, network’ünüz, insan ilişkileriniz sağlam olacak. Bir fikriniz olacak. Ve bu fikri oluşturmak için de sermaye alt yapısından tutun da insan kaynağın kadar bütün hepsine sahip olmanız gerekiyor. Profesyonel hayatta kıymetlidir ama girişimcilik en az o kadar heyecanlı ve kıymetlidir. Başarı ya da başarısızlık konjonktüreldir. Ben beş kriz atlattım. Beş krizin beşinden de artılarıyla çıktığımız oldu eksileriyle de çıktığımız oldu. Önemli olan o dönemler içinde güvenli limanlar içinde kalmayı başarabilmek. Kreatif olmak, inovatif olmak, markaya önem vermek, insana kıymet vermek ve az öncede söyledim girişken değil girişimci olmak. Yoksa başarılı ya da başarısız olmak dönemseldir.

Diploma sahibi işsizlerimiz
Şu anki mevcut eğitim yapımızla beraber Türkiye’mizin ve Eskişehir’imizin en temel problemlerinden bir tanesi diploma sahibi işsizlerimiz. Daha doğrusu şöyle tanımlamak daha doğru. Mesleksiz yetişen bir neslimiz var. Evet diplomaya sahip oluyoruz ama bir mesleğimiz olmuyor. Gençlere tavsiyem hangi birimi okurlarsa okusunlar, kendilerini nerede geliştirirlerse geliştirsinler bir konuda derinlemesine en iyi bilgiyle donanımla hale gelmeleri gerekir. Artık diploma yetmiyor. Artık meslek sahibi olmak gerekiyor. Altın bileziği gençlerimizin bileklerine takması gerekiyor. Biz bu anlamda bir ay önce hizmet vermeye başladık. ESO Akademi… Dört ile altı ay boyunca ister üniversite mezunu ister lise dengi okul mezunu olsunlar mutlaka ESO’ya başvurarak kayıtlarını yaptırsınlar. Yirmiye yakın atölyemiz, laboratuvarımız, gençlere hizmet veriyor. Bir konuyu çok iyi bilsinler. Hangi konuda kendini geliştirmek istiyorlarsa o konunun uzmanı olsunlar. Bu anlamda hizmetimiz var, desteklerimiz oldukça fazla. Kurs boyunca SGK’sı ödeniyor, iş garantili ve asgari ücret alınabilecek kurslar var.

Başarının sırrı…
Başarının sırrı hangi ülkede olduğunuza da bağlı. Türkiye’de başarının sırrı çok çalışmanız gerekiyor. Çok çalışmadığınız sürece başarı çok da kolay gelmiyor. Çok donanımlı olmanız gerekiyor. Derinlemesine teknik alt yapı ve bilgiye sahip olmanız gerekiyor. Ama en önemlisi iyi bir sosyal çevreye, iyi bir network’e sahip olmanız gerekiyor. O yüzden üniversitedeki arkadaşlara hep şunu söylüyorum; mutlaka arkadaşlarınızın kıymetini bilin, iyi bir network kurun, iyi bir sosyal ilişki geliştirin çünkü bunların hepsi üç yıl beş yıl on yıl sonra lazım oluyor. Başarı için çok çalışmak, kreatif olmak… İyi fikre sahip olmak yetmiyor. Bunları realize edebilmek için de iyi bir teknik donanıma sahip olmak gerekiyor. Ama her şeyin ötesi çalışmak gerekiyor. 

Mesleksizlik problemi var
Ülkemizde işsizlik problemi elbette var. Bunu verilerden de görüyoruz. İşsizlik yüzde 13-14 civarında… Genç işsizlik oranımız özellikle üniversite mezunlarımızın işsizlik oranı oldukça yüksek. Türkiye’de işsizlik probleminden daha çok mesleksizlik problemi var. Ara eleman değil aranan eleman olmak gerekiyor. Eskişehir sanayisi olarak bakarsak bizler hala insan kaynağı arıyoruz. Burada elbette gençleri suçlayamayız. Çeşitli boyutları olan bir sorun… Gençlerimizin artık diplomanın önemli olmadığını anlaması gerekiyor. Bu anlamda talep ve arz arasında ciddi sıkıntı var. Sanayicilerin talepleri farklı ama bize gelen arz tamamen farklı. Örtüşmeyen bir yapı var. O yüzden gençlerimizin önemli kısım işsiz kalabiliyor. Çünkü arz ve talep uyuşmuyor. 

Hayalleriniz mutlaka olsun
Gençlere tavsiyelerde bulunan Kesikbaş, “Girişimcilikten ayrılmayın, hayalleriniz mutlaka olsun. Derslere çok çalışın. Donanımlı olun. En az bir konuyu derinlemesine çok iyi bilin. O konuda otorite olun. Çok çalışın. Türkiye’nin gençlere çok ihtiyacı var. Girişimci gençlerin sayısını artırmalıyız” dedi.