İktisatçı Mahfi Eğilmez katıldığı TV programında enflasyon görünümü, fiyatlama davranışları, 2026 yılı asgari ücret beklentisi ve bütçe yapısına ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyon beklentilerindeki bozulmaya dikkat çeken Eğilmez, reel sektörün fiyatlama reflekslerinin beklenenden daha yukarıda olduğunu söyledi ve bu tablo değişmezse enflasyon yükünün tamamen ücretli kesimin üzerine bineceği uyarısında bulundu.

Eğilmez, “Enflasyon beklentilerinin iyileşmesi için olağanüstü şeylerin olması lazım. Reel sektörün beklentisinin yüksek olması fiyatlama davranışlarının tahmin ettiğimizden yukarıda olduğunu gösteriyor. Beklentiler açısından oraya bakmak daha doğru” dedi. Yüzde 30 bandının Arjantin ve Türkiye gibi ülkelerde psikolojik eşik olduğunu belirten Eğilmez, “Arjantin yüzde 290'lardan Türkiye 80'lerden geliyor. İkisi de 30'larda takılma eğiliminde. Balonu almak ayrı ama direnç bölgesini kırmak ayrı bir şey” değerlendirmesinde bulundu.
ASGARİ ÜCRET İÇİN “EN AZ”...
2026 yılı asgari ücret tahminiyle ilgili konuşan Eğilmez, yıl içi değer kaybının dikkate alınması gerektiğini belirterek, “Asgari ücret şu kadar olsun demekten ziyade yılbaşındaki seviyeyi ve bugün oluşan değer kaybını görmek gerekir. 2025 başında 22 bin liralık asgari ücretin yıl boyunca yaşadığı kaybı düşündüğümüzde yüzde 30'luk kaybı eklesek en az 28 bin yapmak lazım ki yılbaşındaki seviyeye dönelim.
Bunun üstüne prim koyacaksak 30 bin yapmak gerekiyor. Yüzde 30 zamla 28 bin 735’e gelirsek kabaca bütün bir yılın satın alma gücünü karşılamış oluyoruz. Bundan aşağı olmamalı aksi halde enflasyon tamamen ücretlinin sırtına yüklenmiş olur” ifadelerini kullandı.
Eğilmez bütçe disiplinine ilişkin değerlendirmesinde “Bütçede ilk bakışta büyük bir sorun görünmüyor. Vergi gelirlerinde bir problem yok ama harcama tarafında sıkıntı var gibi duruyor. Giderleri biraz daha kontrol etsek daha iyi yerlere varacağız” dedi. Kur tarafına ilişkin görüşlerinde ise sepet kurun seyrini işaret eden Eğilmez, “Sepet kur yarım dolar yarım Euroyu gösteriyor. Bu yapı yüzde 27 artmış. Enflasyonun yüzde 28-29 olmasını paralel bir hareket olarak görebiliriz.
Burada lehimize olan şey Euronun daha hızlı yükselmiş olması. Çünkü ithalat ve borçlanma kalemlerimiz ağırlıkla dolarla ama gelirlerimiz büyük oranda Euroyla. Sepet kurun Euro lehine olması bizim açımızdan olumlu bir gelişme” ifadelerini kullandı.



