Küresel finans piyasalarının yakından takip ettiği Bank of America (BofA), emtia sektörüne dair gelecek projeksiyonlarını güncelledi. Kuruluş tarafından hazırlanan kapsamlı raporda, özellikle sarı metalin performansına ilişkin çarpıcı veriler yer alıyor. Ekonomistlerin analizlerine göre, mevcut makroekonomik rüzgarların etkisi önümüzdeki süreçte şiddetini artırarak devam edecek. Yatırımcıların güvenli liman arayışı sürerken, banka stratejistleri fiyatlamaların daha önce görülmemiş seviyeleri test edeceğini belirtiyor. Hazırlanan analizler, değerli madenin 2025 boyunca yakaladığı ivmenin sonraki yılda da korunacağına işaret etmekte.

Sarı Metalde Tarihi Zirve Beklentisi

Bank of America (BofA) analistleri, hazırladıkları raporda altının potansiyeli hakkında net rakamlar paylaştı. Kurumun öngörüsüne göre sarı metal, 2026’da ons başına 5 bin dolara ulaşabileceği bir yörüngede ilerliyor. Piyasa aktörleri söz konusu seviyenin psikolojik bir sınır olduğunu ve aşılmasının yeni dinamikleri beraberinde getireceğini belirtiyor. Yapılan hesaplamalar neticesinde banka, altının 2026’da ortalama 4 bin 538 dolar/ons seviyesinde seyredeceğini tahmin ediyor. Yatırımcılar için kritik önem taşıyan söz konusu rakamlar, küresel enflasyonist baskıların etkisini yitirmediğini gösteriyor. Geçmiş yıllardaki veriler incelendiğinde bahsi geçen hedef fiyatların oldukça yüksek bir getiri potansiyeli taşıdığı görülmekte. Uzmanlar, ons fiyatındaki yükselişin küresel merkez bankalarının rezerv çeşitlendirme amaçlı alımlarıyla da desteklendiğini hatırlatıyor. Fiyatların yukarı yönlü hareketinde jeopolitik risklerin de belirleyici bir rol oynadığı bilinen bir gerçek. Yatırım araçları arasında öne çıkan maden, finansal belirsizlik dönemlerinde portföylerin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor.

ABD Politikalarının Piyasaya Etkisi

BofA, "Önümüzdeki Yıl" raporunda piyasayı şekillendiren temel dinamikleri ve arkasındaki nedenleri detaylıca ele aldı. Michael Widmer liderliğindeki BofA stratejistleri, ABD ekonomisindeki gelişmelerin emtia fiyatları üzerindeki etkisini mercek altına yatırdı. Analiz ekibi, ABD’nin alışılmışın dışında ekonomik politikalarının altını yukarı taşıyan başlıca faktörler arasında yer aldığını vurguladılar. Sözü edilen politikaların dolar endeksi ve tahvil faizleri üzerinde yarattığı baskı, faiz getirisi olmayan varlıkları cazip kılıyor. Raporda, mevcut makroekonomik koşulların 2026’da da güçlü biçimde devam edeceği tespiti yer alıyor. Ekonomik belirsizliklerin sürmesi durumunda yatırımcıların nakitten kaçarak fiziki varlıklara yönelmesi beklenmekte. Stratejistler, Amerikan Merkez Bankası'nın faiz kararlarının da söz konusu senaryoda etkili olacağını düşünüyor. Küresel borç stokundaki artışın, güvenli liman talebini canlı tutan bir diğer unsur olduğu belirtiliyor. Piyasa gözlemcileri, ABD seçimleri ve sonrasında oluşacak siyasi atmosferin de yakından izlenmesi gerektiğini savunuyor.

Teknik Göstergeler ve Yatırımcı Davranışları

Raporda yer alan teknik analiz kısmında piyasanın mevcut durumu çelişkili gibi görünen kavramlarla açıklandı. BofA uzmanlarına göre varlık, teknik olarak "aşırı alım" bölgesinde olmasına rağmen yükseliş potansiyelini korumaya devam ediyor. Piyasada hala "yetersiz yatırım" görüldüğü şeklindeki tespit, kurumsal yatırımcıların ilgisinin süreceğine işaret etmekte. Analistler, bahsi geçen kombinasyonun yüksek değerlemelere rağmen piyasayı desteklediği görüşünde birleşiyor. Fon yöneticilerinin portföylerindeki altın ağırlığını artırma eğiliminde olduğu gözlemleniyor. Borsa yatırım fonlarına (ETF) girişlerin artması, söz konusu tezi destekleyen veriler arasında gösteriliyor. Teknik grafiklerdeki yukarı yönlü trend kanalları, fiyatların geri çekilmelerde alım fırsatı verdiğini gösteriyor. Yatırımcı psikolojisi, fiyatlar yükseldikçe daha fazla katılımcının piyasaya girmesini sağlıyor. Uzmanlar, kısa vadeli düzeltmeler yaşansa bile ana yönün yukarı olduğunu belirtiyor. Mevcut likidite bolluğu, emtia piyasalarındaki canlılığın temel sebeplerinden biri olarak kabul ediliyor.

Gümüş ve Diğer Madenlerde Son Durum

Bank of America raporu sadece sarı metalle sınırlı kalmayıp diğer değerli madenleri de kapsayan geniş bir perspektif sunuyor. Endüstriyel kullanımı yaygın olan gümüş için yapılan analizlerde arz ve talep dengesindeki bozulmaya dikkat çekildi. Gümüş talebinin gelecek yıl %11 azalacağı öngörülse de fiyatların yüksek kalması bekleniyor. Piyasadaki arz açığı nedeniyle fiyatların ortalama 60 dolar/ons seviyesinde kalabileceği belirtiliyor. Yeşil enerji dönüşümünde kritik rol oynayan gümüş, güneş paneli üretimindeki ihtiyaçla desteklenmekte. Raporda otomotiv sektörü için hayati öneme sahip platin grubu metaller için de tahminler paylaşıldı. Banka analistleri tarafından platin için 1.825 dolar/ons seviyesinde bir fiyatlamanın gerçekleşeceği düşünülüyor. Benzer şekilde palladyum için ise 1.525 dolar/ons ortalama fiyat tahmini yapıldı. Söz konusu metallerin elektrikli araç üretimindeki teknolojik değişimden etkileneceği öngörülüyor. Emtia piyasalarındaki genel yükseliş dalgasının tüm metal grubuna yayılması muhtemel görünüyor.

Not: Burada yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.

Kaynak: Haber Merkezi