Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Bahar Bilen, Eskişehir’de hizmet sektöründeki fiyatları ağırlıklı olarak öğrencilerin belirlediğini söyleyerek, “Bu ne kadar doğru ne kadar yanlış? Bunu bilemiyorum. Restoranlarda hoyratça çoğalmalar var. Bu da haksız rekabetlere neden oluyor. Bu haksız rekabetler fiyatlarımızı düşürdüğü gibi hizmet ve ürün kalitesini de düşürüyor” dedi.

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkan Vekili de olan Bilen, eskisehir.net’e yaptığı değerlendirmede, kentteki fiyatların Türkiye ortalamasına göre ucuz olduğunu dile getirerek, “Öğrencilerin fiyat belirlemesi esnafımıza bu şekilde yansıyor. Dükkan açmak için de belirli bir kriter yok. Herkes dükkan açabiliyor. Aynı cinsten işletmeler arasında belirli bir mesafe olmalı. Esnaf zarar etmese de başa baş para kazanmıyor. Bugün vergi dairesine gidin, Eskişehir’deki esnafın yüzde 70-80’i borçlu” ifadelerini kullandı.

“Öğrencilerin hizmet sektörüne katkısı büyük”

Öğrencilerin hizmet sektörüne çok büyük bir katkıda bulunduklarını ifade eden Bilen, “Okul bölgelerinde yüzlerce işletmemiz var. Sadece öğrenci üzerine hizmet veren işletmelerimiz var. Bunlar Eskişehir’e önemli ölçüde ekonomik katkıda bulunmaktadırlar. Dolayısıyla Eskişehir’de fiyat politikasını büyük ölçüde öğrenciler belirliyorlar. Bu ne kadar doğru ne kadar yanlış? Bunu bilemiyorum” diye konuştu.

“Hoyratça çoğalmalar var”

Bilen, kent genelinde tavan fiyat belirlediklerini söyleyerek, “Öğrenci yemekhanelerinde ucuz yemekler veriliyor. Yemekhanelerden etkilenen esnaf arkadaşlarımız oluyor. Bunlar bizim fiyatlarımızı düşürmektedirler. Ayrıca restoranlarda hoyratça çoğalmalar var. Bu da haksız rekabetlere neden oluyor. Bu haksız rekabetler fiyatlarımızı düşürdüğü gibi hizmet ve ürün kalitesini de düşürüyor. Bu da zaman içinde sağlığımıza sirayet ediyor” bilgisini verdi.

“Nüfusa oranlı işletmeler oluşturulmalı”

Bilen, “Bu işi layığıyla yapan işletmeleri de ciddi manada etkiliyorlar. Buna bir standart getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu hoyratça çoğalmanın önüne mutlaka geçilmeli. Nüfusa oranlı işletmeler oluşturulmalı. Bu ne demek? Aynı cinsten işletmeler arasında belirli mesafeler olması demek. Taksi duraklarında, eczanelerde olduğu gibi işletmeler arasında belli bir mesafe olmalı. Bugün sürücü kurslarında bile nüfusa oranlı planlama yapılıyor” dedi.

“İşletmeler arasında belli mesafeler olmalı”

Bilen, şöyle devam etti:

“Aynı cinsten işletmeler arasında belli mesafeler oluşturulmalı ve ürün standardı getirilmeli. Çünkü hoyratça çoğalmanın karşısında haksız rekabetlere karşı piyasada yan sanayi ve yedek parça gibi gıda ürünleri türedi. Bu alternatif gıda ürünlerini muhtelif marketlerde görüyorsunuz. Belli yerlerde yağın tenekesi 500 lira, başka bir yerde 350 lira… Bu fark nereden doğuyor? Et ürünlerinde de aynı durum var. Birçok üründe ciddi fiyat farklılıkları var. Birtakım hilelerle insanları kandırıyorlar. İnsanlar da ucuz diye bu ürünleri tüketiyorlar. Bu da zaman içinde obezite ve kanser gibi hastalıklara sebep oluyor.

“Taban fiyatı belirlemeliyiz”

Bizler tavan fiyatı belirliyoruz fakat taban fiyatı belirlemeliyiz. Bunu Türkiye genelinde federasyonlar belirlemeli. Serbest piyasa ekonomisi var. Türkiye’de gelir seviyesi aşağı yukarı aynı. Bu sebeple Türkiye genelinde kompedan federasyonlar metropollere, büyükşehirlere ve illere 3 farklı fiyat tarifesi belirlemeli. Böylece bu kaosun önüne geçilir.

“Farklı fiyat tarifeleri olmamalı”

Biz Eskişehir’de kendimize göre bir fiyat tarifesi belirlemişiz. Bilecik’te, Afyonkarahisar’da, Kütahya’da veya diğer illerde farklı fiyat tarifeleri olmamalı. Bu nedenle bazı karmaşalar oluşuyor. Örneğin, 1 ay önce Eskişehir Ticaret Odası simit fiyatını 4,5 lira olarak belirledi. Simit, Türkiye genelinde 5 lira… Hatta 6 liraya satılan yerler de var. Esnaf odası başkanımız fiyata itiraz etti, 4 liraya çektiler. Bu da kaos yaratıyor.”

“Esnafımıza da yazık…”

Simidin Ankara’da 1 yıldır 5 liradan satıldığını söyleyen Bilen, “Biz daha yeni 4 lira olarak karar almışız. Esnafımıza da yazık… Öğrencilerin fiyat belirlemesi esnafımıza bu şekilde yansıyor. Bu nedenle devlet buna acilen el atmalı. Hoyratça çoğalmanın önüne geçmek için iş yerlerinin nüfusa oranlı olarak açılması bizim için çok önemli. Devlet, bizim para kazanmamızı sağlamalı. Anayasa’nın 173’üncü maddesi, ‘Devlet esnaf ve sanatkarını koruyucu ve kollayıcı tedbirler alır’ diyor. Nereye kadar kollar? Bunu pandemide gördük… Ne kadar savunmasız olduğumuz orada ortaya çıktı” değerlendirmesinde bulundu.

“Dükkan açmak için belirli bir kriter yok”

Türkiye ortalamasına göre Eskişehir’deki fiyatların ucuz olduğu bilgisini veren Bilen, “Esnaf zarar etmese de başa baş para kazanmıyor. Belirli noktalar para kazansa da büyük bir çoğunluk para kazanmıyor. Dükkan açmak için de belirli bir kriter yok. Herkes dükkan açabiliyor. Bir yerden ustalık belgesi kiralıyor, müracaat ediyor ve dükkan açıyor. Bunun da önüne geçilmeli. Eğitimini almayan, herhangi bir belgesi olmayan birisi dükkan açamamalı. Maliyet hesabı yapamayan insanlar ticaret yapmamalı. Çünkü bu işini layığıyla yapan insanlara zarar veriyor” ifadelerini kullandı.

“Borcumuzu torunlarımıza, çocuklarımıza miras bırakıyoruz”

Bilen, “Bugün vergi dairesine gidin, Eskişehir’deki esnafın yüzde 70-80’i borçlu… Borçlarını ödeyemiyorlar. Kim ödüyor bu borçları? Devlete olan borcumuzu torunlarımıza, çocuklarımıza miras bırakıyoruz. Bu da hiç hoş değil. Bu nedenle devlet, ‘Harç, vergi alacağım’ diye herkese dükkan açma izni vermemeli. Nüfusa oranlı iş yeri konusuna çok önem veriyoruz. Aynı cinsten işletmeler arasında belirli bir mesafe olmalı. AVM’ler ve 24 saat çalışan ticari bölgelerde bu şekilde olabilir fakat bunlar dışındaki bölgelerde mutlaka nüfusa oranlı iş yerleri olmalı” diye konuştu.

“Mutlaka bize danışılmalı”

Ticaret Bakanlığı ile İş Ticaret Genel Müdürlüğüne konuyla alakalı dilekçelerini ilettiklerini dile getiren Bilen, “Sadece bu değil. Odalarımıza çeşitli konularda yetki verilmesi de söz konusu. Örneğin, şu anda ruhsatları belediyeler veriyorlar fakat bu konuda belirleyici biz olmalıyız. Mutlaka bize danışılmalı. ‘Herhangi bir yere aynı cinsten işletme açılabilir mi? İhtiyaç var mı?’ gibi konularda çalışmayı yaparız ve belediyelere yardımcı oluruz” yorumunu yaptı.

“Bizim sektörümüzde KDV’yi düşürmediler”

Bilen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Temel tüketim maddelerinde KDV’yi yüzde 8’e düşürdüler fakat bizim sektörümüzde düşürmediler. Bu da bizim sırtımızda büyük bir kambur… Aradaki yüzde 7’lik KDV bize yük olarak kaldı. Biz malzemelerimizi yüzde 1 KDV’yle alıyoruz, yüzde 8 ile çıkış yapıyoruz. Bu da bizim sırtımızda bir kambur olarak kaldı. Bunu da ilgili yerlere ilettik. Ben aynı zamanda Türkiye Lokantacılar Federasyonu genel başkan vekiliyim. Bekliyoruz… Önümüzdeki günlerde inşallah bu önerilerimiz yerine getirilir.”