Günlük hayatta neredeyse her mutfakta bulunan mikrodalga fırınların ortaya çıkış hikayesi, savaş teknolojisi ve tamamen bir tesadüf ile başladı. İkinci Dünya Savaşı döneminde radar sistemleri üzerinde çalışan Amerikalı mühendis Percy Spencer, magnetron adı verilen mikrodalga yayan bir tüpün yanında gerçekleşen ilginç bir olayı fark etti. Bu olay, yıllar sonra dünya çapında kullanılan bir mutfak cihazının doğmasına yol açtı.
BİR ÇİKOLATA BARINDAN DOĞAN FİKİR KEŞİFE NEDEN OLDU
1940’lı yıllarda radar sistemleri geliştiren Raytheon firmasında çalışan Spencer, aktif bir cihazın yakınında durduğu sırada cebindeki çikolatanın eridiğini fark etti. Dışarıdan gözle görülen bir ısı kaynağı olmamasına rağmen yaşanan bu erime, Spencer’ın dikkatini çekti ve olayı araştırmaya karar verdi.
İLK DENEYLER PATLAMIŞ MISIR VE YUMURTA İLE YAPILDI
Spencer, mikrodalgaların yiyecek üzerindeki etkisini anlamak için deneylere başladı. İlk olarak mısır tanelerini cihazın yakınına koydu ve kısa süre içinde patlamış mısır elde etti. Ardından bir yumurta ile yaptığı denemede yumurtanın içten dışa piştiğini ve sonunda patladığını gözlemledi. Bu deneyler, mikrodalgaların yiyeceklerdeki su moleküllerini titreştirerek ısı açığa çıkardığını kanıtladı.
RADARRANGE İLE TİCARİ ÜRÜNE DÖNÜŞTÜ
Spencer buluşunu kısa süre içinde endüstriyel bir ürüne dönüştürdü. “RadarRange” adı verilen ilk mikrodalga fırınlar oldukça büyük boyutlarda ve pahalıydı. İlk olarak askeri mutfaklarda ve büyük işletmelerde kullanılan cihaz, ilerleyen yıllarda küçülerek ev ortamına uygun hale getirildi.
Zaman içinde daha kompakt ve ekonomik modellerin üretilmesi sayesinde mikrodalga fırınlar, modern yaşamın temel mutfak gereçlerinden biri haline geldi. Hızlı ısıtma, pratik kullanım ve yer tasarrufu sunan bu cihazlar, bugün milyonlarca evde günlük mutfak rutinlerinin ayrılmaz bir parçası olarak yerini koruyor.





