Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) tarafından Tokat Valiliği işbirliği ile "Sosyal Medya ve Dijital Oyunlar Paneli", 26 Temmuz Cuma günü gerçekleştirildi.  Tokat 26 Haziran Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele, Tokat Valisi Dr. Ozan Balcı, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bünyamin Şahin, Tokat İl Emniyet Müdürü Göksel Topaloğlu, Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, protokol mensupları ve davetliler katıldı.

Rektör Çomaklı: “Çocuklarımızı bekleyen tehlike cep telefonları”

Panelin açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, gerçek dünyada insanların konuştuğu dil ile sanal dünyadaki dil arasında çok büyük farklar olduğuna dikkat çekerek, dijital dünyanın dilini öğrenerek insanlara öğretmeyi amaç edindiklerini söyledi. Cep telefonlarının çocuklar ve gençler üzerinde etkilerine dikkat çeken Rektör Çomaklı, “Çocuklarımızı bekleyen tehlike bu telefon. Belli yaşlardakilerin artık alışkanlıklarından vazgeçiremiyorsunuz. Onlar artık sosyal medya bağımlısı oldular. Yaşlılar da oldu. Yemek yaparken sosyal medya kullanan anneler çıktı. Babalar kendi hemşehri derneklerinde ‘kim ne söylemiş’ diye takip eder oldular. Ama asıl tehlike çocuklarımız için geliyor. Çünkü bu cep telefonu hayır demeyen bir makine. Şarjı varsa her şeye evet diyor. Korkunç bir ortam. Bunu değerlendirirken avantajları ve dezavantajları ile değerlendirmek gerekiyor” dedi.

FETÖ ev sohbetlerini dijital ortama taşıdı

Dijital dünyada ilk terör örgütünün FETÖ olduğunu belirten Rektör Çomaklı, “FETÖ ev sohbetlerini dijital ortama taşıyorlar şuanda. Büyük trol hesapları var. Merkezini tespit ettik. Kriminal saat belirliyorlar, saat 20.00 ile 23.00 arasında paylaşım yapıyorlar. Mesela yerel seçimlerde sonuçları, etkileyip etkilemediğini bilmiyoruz. Ama yerel seçimlerde prova yaptılar. Acaba hasımlık, düşmanlık oluşturabilir miyiz diye. Bizler seçim kültürü olan bir milletiz. Ama bilmiyorum farkında mısınız, seçimde büyük bir hasımlık meydana geldi, psikolojik bir hava esti. Seçimi kaybeden de kazanan da tokalaşır, bir sonraki seçimlere hazırlanır. Kırgınlıkları unutulur, ama bu örgüte biz dijital dünyada rastladık. Bunun gibi birçok bulgumuz var sadece FETÖ'cülerin dijital dünyada yer edinmesi değil. Bu konuda raporlarımızı hazırladık çalışma yapıyoruz” diye konuştu.

FETÖ'cüler fenomenlerin hesaplarına dadandı

FETÖ'cülerin fenomenlerin hesaplarına dadanmaya çalıştığını belirten Rektör Çomaklı, “Böyle çevrenizde sosyal medya üzerinden ‘biz ölmedik, buradayız' şeklinde mesajlar verenler varsa onları gerçek hayatta da öldürürüz, affı yok. O nedenle sizlere etki etmesinler, onların hepsi sabun köpüğü gibi, devlet olarak gayet gücümüz yerinde. Biz onların dijital alandaki pozisyonlarını da gördük, bir hiçler. Sizin üzerinizde de çok fazla etki oluşturmalarına izin vermeyin. Hürriyeti tatmış bir milletiz biz. O nedenle devlet her şeye müdahale ediyor. Bizde devletin kurumları ile birlikte bu dijital alanda her türlü etkisinden ve olumlu taraflarını da kullanabilecek güce sahibiz” ifadelerini kullandı.

Vali Balcı: “Geleceğini inşa edecek olan çocuklarımızı çok seviyoruz”

Daha sonra kürsüye gelen Vali Dr. Ozan Balcı, dijital dünyayı anlatmak ve anlamak için düzenlenen panelin temel sebebinin; memleketimizi ve milletimizi sevmek olduğunu söyledi. Devletin asıl sahibinin milletimiz ve onun geleceğini inşa eden çocuklar olduğunu kaydeden Vali Dr. Ozan Balcı, çocukları sevmek ve onları korumak için “Sosyal Medya ve Dijital Oyunlar” adlı panelin düzenlendiğini ifade etti.  Vali Dr. Ozan Balcı, “Dijital dediğimiz dünya farklı bir dünya. Artık geldiğimiz nokta; nanoteknoloji, uzay bilimi.  Yani teknoloji başta olmak üzere her şey farklı. Çocuklarımızı korumamız lazım. Çocuklarımızın müthiş bir öğrenme potansiyeli var. Belki kendi benliklerinin de dışına çıkabilecekler. Biz memleketimizi ve milletimizin geleceğini inşa edecek olan çocuklarımızı çok seviyoruz. Onların her alanda yetişmelerini istiyoruz. Dünya çocuklarıyla rekabet edebilmelerini, göğsümüzü kabartmalarını, gözlerimizi yaşartmalarını istiyoruz. Onların başarılı olmalarını çok istiyoruz. Bugün gerçekleşen panelin asıl gayesi bu. Sizler toplumumuzun önemli ve toplumda etki bırakacak insanlarısınız. Bu işi doğru anlatma kapasitesine sahip, devletin ve milletin derdini dert etme potansiyeline sahip insanlarsınız. Sizden isteğimiz bu konuları içselleştirip anlatmanız. Çocuklar demek; toplum, aile demek. Memleket ve milletimizin yarınlarını inşa edecek güçlü çocuklarımızı her türlü tehlikeye karşı korumak için büyük katkı sağlamanızı diliyorum.” diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından panele SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan, SODİGEM Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin ve SODİGEM Koordinatörü Öğr. Gör. H. Hande Kaynar katıldı. Panelde, "Sosyal Ağlar ve Dijital Oyunlar", "Tehlikeli Dijital Oyunlar" ve "Dijital Oyunlar, Sosyal Medya ve Çocuk- Ergen Psikolojisi" konuları konuşuldu.

Doç. Dr. Şahin: “Takipte kalmanız gerekmekte”

SODİGEM Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin “Sosyal Ağlar ve Dijital Oyunlar” başlıklı konuşmasına oyun kavramını açıklayarak başladı. Oyun kavramının çocukların gelişimi açısından çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Şahin, geleneksel olarak oynanan saklambaç gibi oyunların herhangi bir tehdit içerdiğini raporlayan bir çalışma olmadığını aktardı. Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin konuşmasına şöyle devam etti: “Geleneksel oyunlar bu panelin kapsamın dışında diyebiliriz. Bugün konuşacağımız şeyler dijital oyunları kapsamakta. Dijital oyun sektörü birçok sektörü geride bırakarak inanılmaz sermayeler üzerinde işler yapmakta. Dijital oyunlar bir yandan da sosyal ağlar ile birlikte kesişmekte. Bazı oyunlar kendi başlarına sosyal ağ diyebiliriz. Bir takım dijital oyunların olumsuz davranış bozukluklarına yol açtığını görmekteyiz. Bir diğer yandan ise bu sektörle birlikte yeni bir ticaret alanı doğmuş bulunmakta. Birçok etmen bir araya geldiği zaman çocukların oyun oynama süreleri artmaya başlamakta.  Bir çocuğun oyun oynaması için oyuncağa ihtiyacı yoktur. Fazla oyuncağın olması çocuk için dikkat dağınıklığına neden olabilir. Çocuğun oyun oynama alışkanlıklarını kontrol edebilmek için takipte kalmanız gerekmekte. Dijital oyunları derecelendiren firmalar var. Bu derecelendirmelere dikkat etmek çok önemli.”

Öğr. Gör. Kaynar: “Tehlikeli oyunlar herkese hitap ediyor”

SODİGEM Koordinatörü Öğr. Gör. H. Hande Kaynar “Tehlikeli Dijital Oyunlar” başlıklı konuşmasında sosyal medyanın gündeminde olan Mavi Balina ve Momo gibi oyunlar hakkında bilgi verdi.  Öğr. Gör. Kaynar şunları söyledi: “Oyunların genel olarak özelliklerinden bahsetmemiz gerekirse; en göze çarpan özellik, kuralları olması. Bunun dışında herhangi bir hedefe ulaşmaya çalışma çabası, bir motivasyon içermesi gerekmekte. Bunun yanında etkileşim ve mücadele etme isteği oyunların özelliklerinden. Tehlikeli dijital oyunlar ise tamamen kötü niyetli kişiler tarafından yaratıldı ve özellikle sosyal ağlar üzerinde bulunmakta. Mavi Balina, Momo ve sağlığa zarar verecek meydan okumalar tehlikeli dijital oyunların en popüler olanları. Bu tür oyunlar genelde herkese hitap ediyor ama sosyal hayatında sıkıntı yaşayan çocuklar bu oyunlara daha çok ilgi gösteriyor. Çocuklar bu oyunları aidiyet ve sosyalleşme ihtiyacı, rekabet isteği, yalnızlık hissi, benlik saygısının düşük olması ve kendini ispatlama çabası yüzünden oynamakta. Çocuklar gece geç saatlerde online olmakta. Tarayıcı geçmişlerini kontrol etmek çok önemli noktalardan biri.”

Doç. Dr. Eraslan: “Yasaklamak bazı şeyler için kesinlikle çözüm değil”

SODİGEM Müdürü Doç. Dr. Levent Eraslan ise "Dijital Oyunlar, Sosyal Medya ve Çocuk- Ergen Psikolojisi" başlıklı konuşmasında istatistiki bilgileri katılımcılar ile paylaştı. Ülke olarak mobil cihazlara daha çok ilgi gösterdiğimizi aktaran Doç. Dr. Eraslan, yoğun bir şekilde çevrimiçi olduğumuzu belirtti.

Doç. Dr. Eraslan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “52 milyon online kullanıcı Türkiye’de bulunmakta. Dijital cihazlarda harcadığımız zamana bakarsak, ekran karşısında bulunmaktayız. Türkiye’de en çok Youtube kullanılıyor. Sosyal ağların kullanım oranı ise en yüksek genç nüfusta. Yaş arttıkça bu oran düşüyor. Türkiye’de internet erişimi yüzde 95. Bu çok büyük bir başarı. Çocuklar günümüzde interneti olmayan eve gitmiyor. Ülkemizde sosyal medya iletişim, izleme ve oyun oynama amaçlı kullanılmakta. Anlık kaçırma korkusu dediğimiz FOMO ise günümüzde yeni yeni ortaya çıkan bir hastalık. Sosyal medyada olanı biteni kaçırmak istememek olarak adlandırabiliriz. Nomofobi dediğimiz bir davranış bozukluğu var. Bu da telefonsuz kalma fobisi olarak tanılandırılabilir. Bunlara benzeyen birçok farklı sıkıntılar var. Bu sorunların çözümlerinden biri; çocukların dijital dünyaları aileleri tarafından bilinmeli. Yasaklamak kesinlikle bir çözüm değil. İletişim kanallarımız çocuklarla sürekli açık tutulmalı. İnternet dünyasını aileler olarak bilmeliyiz ki çocuklarımızı kötü olaylardan koruyabilelim.”

Panel soru cevap kısmının ardından son buldu.