Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, partisinin Eskişehir 2. Olağan İl Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Eskişehir Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi’nde partililere hitap eden Özdağ, Türkiye’nin “tehlikeli bir müzakere süreci içine sokulduğunu” ifade ederek hükümete sert eleştiriler yöneltti.
Özdağ konuşmasında, “Bugün 15 Kasım 2025. 17 Kasım, yani iki gün sonra Silivri Cezaevinde 5 ay rehin tutulduktan sonra serbest bırakılmamın üzerinden de 5 ay geçmiş olacak. Bu 5 ay Silivri'de geçirdiğim 5 ay, onun önüne de bir 4 ay koyun, yani aşağı yukarı 14 aydan beri devam eden PKK ile müzakere sürecinden ülkemizin geçtiğini görüyoruz” sözleriyle başladı.

Türkiye’nin bölünmeye sürüklendiğini savunan Özdağ, “Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Öcalan ve PKK ile müzakereler, pazarlıklar yapılarak bir kırılma noktasına doğru sürüklenmesini engellemenin mücadelesini veriyor. Zafer Partisi, Cumhuriyetimizin bir kaza kırıma uğramaması için son kale, son siper ve son mevzidir. Zafer Partisi'nin ardı Cumhuriyettir, Zafer Partisi'nin ardı vatandır” ifadelerini kullandı.

“Türkiye'yi Suriye'yle, Irak'la nasıl karşılaştırırsınız?”
Konuşmasında hükümetin anayasa değişikliği hazırlıklarına da değinen Özdağ, “Anayasanın 66. maddesi, Anayasanın 42. maddesi değişsin diyerek milletvekillerinizi konuşturuyorsunuz. Ve Türkiye'yi adeta Irak'ın, Suriye'nin ağır saldırılar sonunda iç savaş yaşayarak geldiği duruma, hiç mücadele etmeden kendi elinizle sokmak istiyorsunuz. Bu nasıl bir strateji? Türkiye'yi Suriye'yle, Irak'la nasıl karşılaştırırsınız?” dedi.
Özdağ, Türk milletinin tarihsel gücünü hatırlatarak, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, emperyalizmin işgali sonunda kurulmuş Irak ve Suriye gibi iki devlet değil. Biz manda döneminden gelmedik. Biz, İstiklal Harbi sonucunda Batı emperyalizmine Türk süngüsü ve Türk kanıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlığını dayattık” diye konuştu.
“Bu Cumhuriyetin uyuşturucu gelirine ihtiyacı yok”
PKK ve Abdullah Öcalan’la yürütüldüğünü iddia ettiği süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan Özdağ, “PKK'nın hapishanelerdeki çok ağır cezalar almış, işledikleri ağır suçlardan ötürü mensupları serbest bırakılmaya başlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir Öcalan Komisyonu kuruldu. Milli Birlik ve Kardeşlik değil, bu bir Öcalan Komisyonudur” ifadelerini kullandı.
Özdağ, “Görünen o ki İmralı'ya bir heyet yollamak yerine şimdi düşünülen şey, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki heyetle terörist başı Öcalan'ı görüntülü olarak bir araya getirmektir. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi, ister ayağına gitsin ister görüntülü görüşsün, PKK terör örgütünün kurucusu, terörist başı Abdullah Öcalan'la görüşecek. Bu nasıl bir iş? Bunu Türk milletine nasıl anlatacaklar?” diyerek tepki gösterdi.
Özdağ, "PKK terör örgütü aynı zamanda bir narkotik çetesidir. On yıllar boyunca Türkiye'ye karşı sürdürdüğü terör eylemlerini Batılı servislerin de önünü açmasıyla, uyuşturucu kaçakçılığıyla ve haraç, sistematik haraç politikalarıyla finanse etmiştir. Ve uyuşturucudan kazanmış olduğu, haraçtan kazanmış olduğu paraları Batı sistemi aklamasına ve bankalarına yatırılmasına izin vermiştir.
Şimdi duyuyoruz ki Abdullah Öcalan bu paraları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne aktarabileceğini söylüyormuş. Bu Cumhuriyetin uyuşturucu gelirine ihtiyacı yok. Çok utanmazca bir teklif bu. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni satın alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz, teröristler?" dedi.

“Eğer süreç böyle devam ederse Öcalan serbest kalacak”
Konuşmasının devamında sürecin sonucuna ilişkin uyarıda bulunan Özdağ, “Eğer bu süreç böyle devam ederse Abdullah Öcalan serbest kalacaktır. Serbest kalmakla kalmayacak, Türkiye'de siyaset de yapacaktır. Ve biz de Zafer Partisi olarak, kuruluş felsefesinin yılmaz ve kararlı temsilcileri olarak Türkiye'yi adım adım gezerek bu gerçekleri Türk milletine anlatmaya devam edeceğiz” dedi.
“Vatanımızı, milletimizi ve devletimizi savunacağız”
Ümit Özdağ konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Hiç kimse bizden, vatanımızı savunmamamızı, Türkiye Cumhuriyeti'nin İstiklal Harbi ile atılmış temellerinden vazgeçmemizi beklemesin. Vatanımızı, milletimizi ve devletimizi kararlılıkla savunacağız. Türk milletine söz veriyoruz. Temiz kadrolarla ve güçlü bir programla bunları yapmaya talibiz.”





