Sağlıklı beslenmeyi bireyin yaş, boy ve kilosuna uygun şekilde, gerekli besin ögelerini dengeli ve yeterli miktarda alması olarak tanımlayan Erenoğlu Son, günümüzde yaygınlaşan beslenme biçimlerinin her birinin bilimsel açıdan bir model olarak kabul edilemeyeceğini vurguladı. Son, vejetaryen ve vegan beslenme arasındaki farkları açıklayarak, vegan beslenmenin vejetaryenliğin bir alt türü olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Vejetaryen beslenme, hayvansal gıdaların kısıtlandığı veya tamamen çıkarıldığı, bitkisel kaynaklı besinlerin ağırlık kazandığı bir diyettir. Vegan beslenme ise hiçbir hayvansal ürünün tüketilmediği, vejetaryenliğin en katı uygulamasıdır. Lakto-Vejetaryen, Ovo-Vejetaryen, Lakto-Ovo Vejetaryen, Pesketaryen ve Fleksitaryen gibi farklı vejetaryen beslenme türleri mevcuttur."

Vejetaryen ve vegan beslenmenin tercih edilmesinde etik, çevresel, dini ve kültürel unsurların etkili olduğunu belirten Erenoğlu Son, ekonomik kaygılar ve popülerleşmenin de bu tercihlerde rol oynadığını ifade etti. Erenoğlu Son, “Vegan beslenme bazı sağlık avantajları var ancak bu beslenme türü aynı zamanda birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. Tamamen bitkisel beslenme, düşük doymuş yağ ve kolesterol alımı açısından avantaj sağlasa da, B12, B6, D vitamini ve kalsiyum eksikliğine yol açabiliyor. Bu eksiklikler osteoporoz, sinir sistemi bozuklukları ve çocuklarda büyüme geriliği gibi ciddi ve geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle vegan ve vejetaryen beslenen bireylerin düzenli doktor ve diyetisyen kontrolünden geçmesi, bilinçli olmaları oldukça önemli." dedi.

Vegan beslenmeyi önermediğini de dile getiren Nazan Erenoğlu Son, “Yapılan çalışmalarda yaşam süresi bakımından diğer beslenme tipleriyle karşılaştırıldığında vegan beslenenlerin daha fazla sağlık problemi yaşadığı ve yaşamlarının çok uzun olmadığı görülüyor. Kişilerin beslenme biçimleri parmak izleri gibidir. Her beslenme tipi her birey için uygun değildir. Çünkü her insanın kültürü, yeme isteği, zevkleri farklıdır. Bunun yanında insanların besinlere karşı gösterdikleri reaksiyonlar da çok farklıdır. Dolayısıyla bunların hepsi göz önünde bulundurularak sürdürülebilir bir beslenme modeli uygulanmalı. Vejetaryen ve vegan beslenmede kişiler, hayvansal kaynaklı proteinlerden uzaklaşırken gözden kaçırdıkları nokta bitkisel bazlı şekere yöneliyor olmaları. Bu da obetizeteye bağlı başka hastalıkların, diyabetin gelişmesi gibi olumsuz durumlara neden olabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Önerdiği beslenme türlerinin Akdeniz tipi ve sirkadiyen beslenme tipleri olduğunu sözlerine kaydeden Prof. Dr. Nazan Erenoğlu Son son olarak şunları söyledi: “Diyet modelleri arasında hipertansiyonu önlemek için uygulanan az kolesterollü, kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu DASH diyeti öne çıkıyor. Bu diyette taze sebze ve meyvelerin ön planda olduğu kırmızı et türlerinin azaltılarak daha çok beyaz etin tüketildiği, kuruyemiş ve zeytin yağının önerildiği bir beslenme türü olan Akdeniz tipi beslenme var. Bu beslenme türü tüm alanlara ve tüm hastalıklara kombinlenebilir. Aynı zamanda tuz miktarını azaltarak hipertansiyonu korumayı da endeksleyebilir, yağ miktarını sınırlayarak kardiyovasküler hastalıkları korumaya yönelik de düzenlenebir. Kısacası en çok önerdiğimiz beslenme tipi Akdeniz tipi beslenme ve güneşin doğuşuyla başlayarak batışıyla biten dolayısıyla vücudun dinlenmesini sağlayan sirkadiyen beslenmedir. Yapılan çalışmalar Akdeniz tipi beslenen bireylerin daha uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürdüğünü ve yaşam kalitesinin yükseldiğini gösteriyor.”

Eskişehir'de elektrikler kesilecek! Tarih belli oldu: İşte elektriklerin kesileceği ilçeler
Eskişehir'de elektrikler kesilecek! Tarih belli oldu: İşte elektriklerin kesileceği ilçeler
İçeriği Görüntüle

Vegan ve vejetaryen beslenme, sağlık, etik ve çevresel duyarlılık gibi farklı motivasyonlarla doktor kontrolünde tercih edilmesi önerilen bir yaşam biçimidir. Doğru planlandığında, bu beslenme türleri vücut için yeterli besin öğelerini sağlayabilir ve birçok sağlık avantajı sunabilir. Ancak, bireyin ihtiyaçlarına uygun ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak önemlidir. Sonuç olarak, bilinçli tercihlerle hem sağlıklı hem de sürdürülebilir bir yaşam sürmek mümkündür.

Kaynak: Bülten