Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskisehir.Net’ten Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. CHP’den AK Parti’ye geçeceğine yönelik yapılan sosyal medya paylaşımlarını değerlendiren Ünlüce, “CHP bizim için ailedir. Bizim için çok önemli bir aidiyet. Ve ben bu duyguyla bakıyorum. Kendi donanımım tabi ki önemliydi ama bir de CHP’nin oylarını alarak seçildim. Bu da bana emanettir. Ve aynı zamanda CHP, rahmetli eşimin de bana emanetidir” dedi.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den AK Parti’ye geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Partimizden seçilen üç kadın büyükşehir belediye başkanımız vardı. Özlem hanım ve Candan hanımla sık sık telefon görüşmelerimiz oluyordu. Hem şehircilik hem gündem anlamında görüşüyorduk. Hatırlarsınız en son belediyeleri toplamıştı genel merkezimiz. 400’ün üzerinde belediye başkanıyla bir toplantı yapmıştık. En son orada gördüm Özlem Hanımı. Hiç bu konu geçmedi. O yüzden biraz şaşırdım. Aslında geçmeden yaklaşık 5-6 gün önce bir söylenti çıkmıştı ama hiç ihtimal vermemiştim. Sonrasında Özlem Hanım’ın geçmesi ve oradaki 3 belediye başkanının beraber geçmesi gündeme geldi. Aydın halkının tepkisini en son bir konser olayında gördük. Vatandaşlar parti değiştirme olayıyla ilgili tepki gösterdi. Tabi ben şunu demek istemiyorum. Şu parti kötüdür, bu parti iyidir, niye ona geçiyor, niye böyle oluyor gibi bir şeye girmek istemiyorum. Sonuçta partiler bizim ülkemizin partileri, milletimizin gönül verdiği partiler. Ama sonuçta bizler sadece kendimiz seçilmiyoruz. Aynı zamanda ait olduğumuz, aidiyet hissettiğimiz partinin oylarıyla seçiliyoruz. Dolayısıyla buna da bir borcumuz, bir yükümlülüğümüz var diye düşünüyorum. Olaya biraz bu açıdan bakıyorum.

“Beni çok rahatsız etti”

Mesela bu olayda beni en çok rahatsız eden bir konu var. Yoksa insanlar sonuçta özgür. Eğer şehirle ilgili aidiyet hissetmiyorsa belki böyle kararlar verebilir. Fakat ertesi gün geçtikten sonra İller Bankası Genel Müdürü’nün bir ziyareti ve kredi verilmesiyle ilgili bir durum oldu. Ben bunu biraz tatsız buldum. Normal süreçte birkaç ay geçse böyle bir şey olsa bu şekilde olumsuz algılamazdık ama sanki parti değiştirenlere iktidar bütün nimetlerini sunacak, kamu kaynaklarını sonuna kadar sunacak gibi bir anlayış oldu. İşin açıkçası bu beni çok rahatsız etti.

Son günlerde sizin de AK Parti’ye geçeceğinize ya da geçmeniz gerektiğine dair sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor. Bu paylaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayşe Ünlüce için neden bu tarz paylaşımlar yapılıyor?

Eskişehir'de ekipler tetikte: Çalışmalar gece gündüz devam ediyor
Eskişehir'de ekipler tetikte: Çalışmalar gece gündüz devam ediyor
İçeriği Görüntüle

Bu söylemler Özlem hanım geçtikten hemen ertesi gün sırayla büyükşehir belediye başkanlarımıza yönelik başladı. Önce Mansur Bey, ardından Balıkesir, Bursa, Kütahya, Afyon gibi pek çok belediye başkanımız bununla ilgili açıklama yapmak zorunda kaldı. Bir kere şehirler ve siyaset algıyla yönetilmez. Burada yaratılmak istenen biraz şuydu zannediyorum; işte bir büyükşehir belediye başkanı geçtiyse bir cam tavan kırıldı, sanki bir eşik atlatıldı ve herkes geçebilir gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.

“Büyük bir teveccühle seçildiğim için olabilir”

Aslında belediye başkanı ne demek? Şehirdeki karşılığı nedir dersek, böyle biraz tarihçesine baktığımız zaman Osmanlı’da şehremaneti denir. Belediyenin tam karşılığı budur. Şehrin emaneti gibi. Belediye başkanlarına da şehremini deniyor. Şehrin emini, en güvenilir, emanet edilen kişisi anlamına gelir. Bizler de bunun bilincindeyiz. Bunun takdirini her zaman yapıyoruz. Ben büyük bir takdirle, büyük bir teveccühle seçilmiş bir belediye başkanıyım. Bunun pek çok sebebi olabilir. Daha önce Genel sekreterliğim nedeniyle liyakat olabilir. Eskişehirli olmam olabilir, Eskişehir’e duyduğum sevda olabilir, siyasi duruşum olabilir. Yoksa insanlar sadece dediğim gibi Ayşe Ünlüce ismine oy vermiyorlar. Mutlaka bunu çok önemseyen vardır ama aynı zamanda sizin seçime girdiğiniz partiye de oy veriyorlar. İşte o şehreminiden yola çıkarsak, şehrin emanetini size emanet ediyorlar bu oylarla. Biz de bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız.

“CHP rahmetli eşim Aydın Ünlüce’nin de bana emaneti”

Benim için CHP, Genel Başkanımızın da söylediği gibi elbette ki baba ocağı. Ama onun yanı sıra ana ocağı, ailem gibi. Eşim Aydın Ünlüce yaklaşık 30 yıl bu partide hizmet etti. Her kademesinde çalıştı. CHP bizim için ailedir. Bizim için çok önemli bir aidiyet. Ve ben bu duyguyla bakıyorum. Kendi donanımım tabi ki önemliydi ama bir de CHP’nin oylarını alarak seçildim. Bu da bana emanettir. Ve aynı zamanda CHP, rahmetli eşimin de bana emanetidir. Ben o gözle bakıyorum.

CHP’den AK Parti’ye geçen belediye sayısı 7. Sizce bu geçişler seçmende nasıl bir etki, nasıl bir duygu yaratıyor?

Bence algılar biraz bunu tetikliyor olabilir. Ama ben çok fazla başkanın geçeceğini düşünmüyorum. Her dönemde yaşanıyor. Siyasi partiler arasında milletvekilleri, belediye başkanları arasında böyle transferler olabiliyor. Ben işin açıkçası büyükşehir belediye başkanlarımızdan, il belediye başkanlarımızdan geçiş beklemiyorum. İlçe belediye başkanlarımızdan Aydın ile beraber üç belediye başkanı geçmişti. O günlerde hemen söylentiler çıktı. Aydın’da başka belediye başkanları da geçecek deniyordu. Bunlar gerçek olmadı. Yine en son Beyoğlu Belediye Başkanımız tutukluluk süreci yaşadığında hemen dendi ki, iki tane meclis üyesi farkı var. İki, üç meclis üyesi geçecek orayı da kaybedecekler dendi. Ama hiç de öyle olmadı. Biraz da sanki algı bu yönde yönetilmeye çalışılıyor.

“Parti aidiyetimiz, bize verilen oyların bizim için değeri var”

Ama dediğim gibi sokaktaki hayat, sokaktaki gerçek farklı. O gün konsere gitmeyen insanlar aslında bir duruş gösteriyorlar. Ben dediğim gibi siyasi zemin içinde şu çok kötü, bu partiye asla gidilmez, geçilmez gibi bir şey söylemiyorum. Her siyasi parti değerlidir. Ve biz farklılıklarımızla renk katıyoruz bu şehre. Bu şehirdeki bütün partiler bizim için değerli. Ve gördüğünüz gibi hepimizin aidiyeti var, siyaset yapıyoruz. Yeri geliyor birbirimizi eleştiriyoruz, o siyasetin sert dünyasını yaşıyoruz ama Eskişehir söz konusu olduğunda bir araya gelmeyi de becerebilen, bunu başarabilen bir yapısı var Eskişehir’in. Bunu da kıymetli buluyorum. Biz dil, din, ırk, siyasi görüş hepsiyle, farklılıklarımızla zenginleşiyoruz. O nedenle hiçbirimizin kötü sözler söylemeye hakkı yok. O siyasi nezaketle birbirimize bakmamız gerekiyor. Ama her zaman da o bize emanet edilen oylar, o parti aidiyetimiz, bize verilen oyların da bizim için değeri var. Bir etik kuralı var. Bunlardan da asla ayrılmamamız gerekiyor.

“AK Partili belediye başkanları da rahatsız oluyor olabilir”

Ben olsam şöyle düşünürüm: AK Partili belediye başkanı olsam şimdi hemen ertesi gün İller Bankası’ndan yüklü bir kredi geliyor ya, ben bugüne kadar doğma büyüme AK Partiliyim, AK Parti’de emek harcadım, teşkilattan geliyorum. Ben hiç böyle destek almadım diyecek belediye başkanları da vardır belki. O da hoş olmuyor gerçekten. Yani orada yıllardır emek vermiş insanlar varken, kendi içinde örgütün yetiştirdiği kişiler varken bence her tarafta biraz rahatsızlık yaratıyordur diye düşünüyorum.

“Sokağın parti geçişlerine sıcak baktığını düşünmüyorum”

Zaten bizim asıl bakmamız gereken konu seçmen iradesine saygı, demokrasiye saygı, milli iradeye saygı. Bunlar o kadar allak bullak edildi ki; seçilmiş kişilerin gözaltına alınması, tutuklanması, görevlerine son verilmesi ve ardından bu tür geçişler. Biz şehreminiyiz. Seçilerek geliyoruz. Bu değerli bir şey. Bir emaneti alıyoruz ve bu emaneti en iyi şekilde yürütüleceğimize dair bir söz söylüyoruz. Bunun da kıymetini bilmek lazım. Gerçekten de ben sokağa çıktığımda özellikle halkın sesini dinlemek, orada artık biz seçildikten sonra bize oy vermiş, vermemiş diye bir ayrım yapmadan çalışıyoruz. O sokaktaki ses kıymetli. Ben sokaktaki sesin de bu tür geçişlere sıcak baktığını düşünmüyorum. Özellikle bu yaşanan zor dönemlerde bu geçişlere sıcak bakılmıyor.

“Partiyle anlaşmazlığı olan sorunu önce partiyle çözmeli”

Birçok arkadaşımız bedel ödüyor bununla ilgili, birçok arkadaşımız tutuklu yargılanıyor. Bunları iyi düşünmek lazım. Bunlar çok ciddi kararlar. Fakat yine şunu söylemeliyim: Bu kararları verirken mutlaka arkadaşlarımızın da kendi açılarından bazı düşünceleri var. Fakat şunu demek istiyorum: Evet olabilir belki insanların zaman zaman seçimle kazandığı partiyle de anlaşmazlıkları olur. Bağımsız kalırsınız, başka tercihleriniz olur. Önce partiyle sorunları çözmeye çalışırsınız. Her kademeden bunun için gayret gösterirsiniz. Diyelim ki olmadı. O zaman da bağımsız kalmak bir tercihtir belki. Çünkü dediğim gibi o halk sadece Ayşe Ünlüce diye oy vermiyor. CHP’ye de veriyor. O nedenle ben her partide tabanda bu transferlere çok sıcak bakıldığını düşünmüyorum.

Sokakta vatandaştan “AK Parti’ye geçecek misiniz?” diye bir soru geldi mi size? Hiç böyle bir şey duydunuz mu?

Hiç duymadım bugüne kadar. İşin açıkçası bana bunu sormaya da çok cesaret eden olmadı. Az çok Eskişehir’deki bugüne kadar ki yaşamımız ve parti içinde yaşadığımız hayatı da bildikleri için. Fakat şu var, bu algı bütün belediye başkanları için yapılıyor şu an. Belki en cılızı bana karşı yapıldı. Pek çok belediye başkanımız açıklama yapmak zorunda hissetti. Bu da hoş bir şey değil. Bu algı da hoş bir şey değil. Sokaktaki siyaset başka ama sosyal medyada yürütülen algı bambaşka.

“Kavgalar partimize zarar veriyor”

Hafta sonu yapılan delege seçimlerinde bazı partililerin birbirini darp ettiği iddia edildi. Karşılıklı suçlamalar oldu. Yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Konu zaten yargıya intikal etti. Yargı mutlaka bununla ilgili bir karar verecek. Bununla ilgili iddialar var, karşı iddialar var. Ali Haydar Çelik ve eşine darp uygulandığına ilişkin suç duyurusunda bulunuldu. Sonra da burada adı geçen kişiler böyle bir olayın olmadığını, kendilerinin de bununla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar. Artık konu yargıya intikal etti. Orada mutlaka tanıklar dinlenecektir, kamera kayıtları incelenecektir. Bir sonuca varılacaktır. Ama hep söylediğim bir şey var. Bu kongreler elbette ki bir demokrasi havasında geçmeli ama bir taraftan da yerel seçimlerde halkımız bize çok büyük bir ümit bağladı. Bizim kongrelerden birlik beraberlik içinde çıkıp, ondan sonra da iktidar yolunda çalışmaya başlamamız lazım. Bu kavgaların zarar verdiğini düşünüyorum. Taraflar umarım bundan ders çıkarmışlardır. Bundan sonra hiç bunlara takılmadan, bir daha böyle olaylara sebebiyet vermeden hep birlikte arkadaşlarımızla ülkenin dertlerine odaklanıp, gerçek sorunlarına odaklanıp o sorunları nasıl çözeriz, iktidar yolunu kendimize nasıl açarız diye bunun üzerine çalışmamız gerekir. Umuyorum bir daha bu olaylar tekrarlanmaz.

“Tarafları uzlaştırmak isterim”

Sizin uzlaştırıcı bir yanınız var. Tarafları bir araya getirmeyi, taraflar arasında köprü olmayı, bir nevi barıştırmayı düşünür müsünüz?

Mutlaka seve seve düşünürüm tabi ki. Ama bu sürecin de biraz artık yargıya yansıdığı için o süreci de bekleyerek hareket etmek gerekiyor. Dediğim gibi ben kongreden sonra elbette ki bu olaylar yaşanmasaydı iyiydi ama kongreden sonra birlikte yine halkımız için, vatandaşımızın derdi için çalışmaya devam edeceğimize inanıyorum.

“Tek gayem partimizi iktidara taşıyacak örgütlerin oluşması”

Delege seçimlerinde partililerin “belediye başkanlarının selamıyla” arandığı iddia ediliyor. Siz bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben başından beri çok net duruş gösterdim bu konuda. Biz yerel seçimlerden başarıyla çıktık. Dolayısıyla örgütümüzün burada çok büyük emeği var. Devam etmek isteyen arkadaşlarımız aday olacaktır zaten. Bazıları yorulduğunu söyledi, çekilmek istediğini söyledi. Elbette ki benim 14 ilçeye birden tek tek müdahale etmem imkânsız. Odunpazarı’nda kim olacak, Mihalıççık’ta kim olacak, Han’da kim olacak gibi bir şeyin içine girmem doğru olmaz. Benim buradaki tek gayem sürecin hem demokrasiye uygun şekilde geçmesi hem biraz önce bahsettiğimiz olayların gelişmemesi. Amaç, tatsız olaylar yaşanmadan buradan bir birlik beraberlikle ve partimizi iktidara taşıyacak örgütlerin oluşmasını sağlamak olmalı.

“Ayşe Ünlüce şunu destekliyor gibi şeyler duyuyorum”

Büyükşehir Belediye Başkanı olmamdan dolayı daha çok il başkanıyla diyalogumuz oluyor. Onu da daha önce söylemiştim. Mevcut başkanımız Talat Yalaz yerel seçimleri başarıyla geçirdi. Sonraki çalışmalarında hep başarılıydı. Kendisi de devam etmek istiyor. Bizim de tabi ki gönlümüz ondan yana. Ama sonuçta bu bir yarış, demokrasi. Sonuçta bir sandık kararı. Delegemiz ne karar verirse ona da saygı duyacağımızdan emin olabilirsiniz diye bu açıklamaları yaptım. Ama buna rağmen ben de çok duyuyorum. Ayşe Hanım şunu destekliyor, Ayşe Ünlüce bunun arkasında gibi söylentiler oldu. Ama partililerimiz beni tanıyor. Bir de bu konuda çok net açıklamalar da yaptığım için konu yeterince anlaşılmıştır diye düşünüyorum.

Kaynak: Meltem Karakaş