2 Ağustos’ta imzalanan Kamu Çerçeve Protokolü’nde savunma sanayi işçilerinin beklentilerinin karşılanmadığını söyleyen Türk Harb İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, işçilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çekti. Türk Harb İş Sendikası Genel Merkezi’nin kendilerine yönelik davranışlarını da eleştiren Atak, İstanbul şubesiyle birlikte Ankara’ya gittiklerini fakat sendika genel merkezinin kendileriyle görüşmediğini ifade etti.
“Taleplerimizin yüzde 25’i bile karşılanmadı”
Hasan Atak, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bizler bugün Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şubesi olarak Eskişehir iline özel olarak savunma sanayi işçilerinin haklarını savunmaya çalışan bir şubesiyiz. Ve 2 Ağustos’ta Türkiye’de 630 bin işçiyi ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü imzalandı. Fakat biz aylardır yapmış olduğumuz mücadelenin karşılığını maalesef bu Kamu Çerçeve Protokolü’nde göremedik. Kamu Çerçeve Protokolü’nde savunma sanayi işçileri olarak taleplerimiz karşılanmış durumda değil. Hatta taleplerimizin yüzde 25’i dahi karşılanmadı. Ve masada aylardır sürdürmüş olduğumuz bizlere vaat edilen sözleşmede adım atılması beklenen birçok maddeden de feragat edilmiş oldu. Bugün itibariyle sözleşmemiz yüksek hakem kurulunda. Yüksek hakem kurlunda imza altına alınmış değil. Türkiye İşveren Sendikası tarafından sözleşmemiz yüksek hakem kurulundan geriye çekilebilir. Geri alınabilir. Geri alınması için de hükümet yetkililerinin Türk Harb İş Sendikası ile birlikte oturup inisiyatif koyması gerekiyor.
“İnsanların kredi kartları patlamış durumda”
Türk Harb iş Sendikası Genel Merkezi’ne de geçen hafta bu anlamda üyelerimizin haklı talepleri doğrultusunda, üyelerimizin istekleri doğrultusunda Eskişehir şubesi olarak bir ziyaretimiz gerçekleşti. Sizlerin aracılığıyla bir kez daha tekrar etmek istiyorum ki, gerçekten savunma sanayi işçisi sadece hakkını alamadığı ve mağdur olmasının yanı sıra çok büyük problemlerle karşı karşıya. İnsanların kredi kartları patlamış durumda. İnsanlar artık yıllık izinlerini aileleri ile birlikte farklı bir ile giderek geçiremez hale gelmiş durumda. Ve her şeyden önemlisi yıllık izinlerinde dahi ek iş yapmaya başlamış durumdalar. Milyonlarca dolarlık uçakları yapanlar, F16’lara, F4’lere bakım yapanlar, entegrasyon yapan işçilerin gelmiş olduğu durum bu.
“Hükümeti ve genel merkezimizi uyarıyoruz”
2 Ağustos’ta yapılan sözleşmede kamu çerçeve protokolünde açık ve net bir şekilde pozitif ayrımcılık istemiş olmamıza rağmen, savunma sanayi işçisine ayrı bir parantez açılmasını istemiş olmamıza rağmen bu taleplerimiz bugün itibariyle karşılanmış değil. O nedenle bizler bunların karşılanması amacıyla ve sözleşmelerimize dahil edilmesi amacıyla buradan yetkilileri, hükümeti ve sendika genel merkezimizi bir kez daha uyarıyoruz. Üzerinize düşen görevi acilen yerine getirin. Eğer kamuoyuna bir açıklama yapılıp da etkili ve yetkili sendika olduklarını iddia ediyorlarsa bu yetkilerini aylardır kullanamadıkları, masada haklarımızı alamadıklarını bu saatten sonra yapsınlar ve kullansınlar.
“Türk Harb İş Genel Merkezi bizimle görüşmedi”
Bizim Ankara ziyaretimiz sonrasında Eskişehir şubesi özellikle İstanbul şubesi ile birlikte bir yol arkadaşlığı yaparak bu ziyaretleri gerçekleştirmiştir. İşveren Sendikası ve Çalışma Bakanlığı yetkilileriyle görüşmemizin ardından Türk Harb İş Sendikası Genel Merkezi ile bir görüşme maalesef gerçekleştiremedik. Bizlerle görüşmeyen genel merkez yöneticilerimiz üyelerimizin belirtmiş olduğu mağduriyetlerini, taleplerini dinlemek bizlere şeffaf olmak ve hesap verilebilirlik çerçevesinde bunları yapmak yerine Ankara’da özellikle üyelerimize ve bizlere ayar vereye, fırça atmaya, manipülasyon yaptığımızı iddia etmeye kadar varan suçlamalarda bulunmuşlardır.
“Kimse bize ve üyelerimize ayar veremez”
Türk Harb İş Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleriyle birlikte mücadele vermektedir. Üyesinin dışında da hiçbir zaman kendi görüşlerini bireysel olarak yönetimsel anlamda ya da alana yaymamıştır. Biz üyelerimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Yukarıdan, Ankara’dan bizlere, üyelerimize ayar vermeye çalışmak, fırça atmaya çalışmak, biz bunları aldık hükümetin verdiğini kabul edin demek sendikacılıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir yaklaşımdır. Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Bugünden itibaren de nasıl şimdiye kadar alanlarda, masada, meydanlarda, basın yoluyla sosyal medya yoluyla hakkımızı aramaya çalıştıysak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.”