Eskişehir'de 2 tır birbirine girdi: 1 yaralı!
Eskişehir'de 2 tır birbirine girdi: 1 yaralı!
İçeriği Görüntüle

KESK’e bağlı TÜM BEL SEN Eskişehir Şube Başkanı Gerçek Bilyaz İzgü, kamu emekçilerini kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşme sürecine ilişkin basın açıklaması yaptı. Kamuda yetkili olan sendikanın emekçilerin örgütlü gücünü gösteremediğini söyleyen İzgü, grev hakkını da içeren gerçek bir toplu sözleşmeyi birleşik mücadele ile kazanacaklarını ifade etti. Hükümete ve yetkili sendikaya seslenen İzgü, yerel yönetim emekçilerinin taleplerini tek tek sıraladı.

“Yetkili sendika kamu emekçisinin örgütlü gücünü göstermeye yeltenmiyor”

TÜM BEL SEN Eskişehir Şube Başkanı Gerçek Bilyaz İzgü, açıklamasında şunları söyledi:
“Her iki yılda bir kurulan toplu sözleşme masası; iktidar ile yetkilendirdiği konfederasyon arasında “toplu sözleşme hukukuna” uygun tartışılmamaktadır. Yetkilendirilmiş konfederasyon, gerçek enflasyon karşısında pula dönen açlık sınırının altındaki ücretler için, maaşlara eklenmeyen ek ödemeler için, yayınlanan KHK ile haksız ve hukuksuz bir şekilde işinden edilen binlerce kamu emekçisinin iş ve yaşam güvencesi için, kamu kurumlarını kendi çiftlikleri gibi gören, yöneten atanmış bürokratların keyfi uygulamalarını engellemek için emekçilerin örgütlü gücünü göstermeye hiç yeltenmemişlerdir.

“Grevli toplu sözleşme hakkımı mücadeleyle kazanacağız”

Ayrıca yerel yönetim emekçilerinin 1993 yılından bu yana TÜM BEL SEN öncülüğünde fiilen kullandığı ve hem ulusal hukukta, hem de uluslararası hukukta onaylattığı toplu sözleşme hakkımız şartlara, sınırlara bağlanmış hem içerik olarak hem de kapsam olarak daraltılmıştır. Yerel yönetim hizmet kolunda masaya oturması için yetkilendirilmiş sendika ise yerel yönetim emekçilerinin toplu sözleşme hakkının içini boşalttığı ILO raporlarında dahi dillendirilen bu değişimi “tarihi başarı” diye göstermeye çalışmaktadır. Evrensel olarak sendikal örgütlenme hakkımızın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen grevli toplu sözleşme temel hakkımızı emekçilerin birleşik ve güçlü mücadelesiyle kazanacağız.

“Bütçe kesintileri ile belediyeleri zor durumda bırakmaya çalışıyorlar”

Emekçilerin yaşadığı diğer bir sorun da siyasi iktidarın seçimle kazanamadığı belediyelerde halk iradesini ve emekçilerin haklarını gasp etme girişimleridir. İktidar bu amaçla bir yandan tasarruf tedbirleri veya geçmiş SGK borçları adı altında bütçe kesintileri yapıp belediyeleri mali ve idari olarak ablukaya alıp fiili olarak çalışamaz hale getirmek istiyor. Bu yüzden yerel yönetim emekçilerinin önümüzdeki toplu sözleşme sürecine yönelik en temel taleplerinden birisi iktidarın yerel yönetimler üzerindeki haksız ve hukuksuz vesayet elinin kaldırılması; yerel yönetimlerin, emekçilerin söz, yetki ve karar hakkını güçlendiren bir biçimde, özgür, demokratik, halkçı ve katılımcı temelde mali ve idari olarak güçlendirilmesidir.

“Tüm ödemeler emekliliğe yansıtılmalı”

Grev hakkını içeren gerçek bir toplu sözleşme düzeni ile bununla bütünleşik bir şekilde yerel yönetimler başta olmak üzere tüm özerk bütçeli kamu kurumlarında işyeri düzeyinde, tarafların eşit koşullardaki pazarlığına dayanan, herhangi bir şarta, kısıtlamaya tabi olmayan özgür toplu sözleşme düzeni kurulmalıdır. Kamu zararı ve Sayıştay zimmetleri iptal edilmelidir. Kamuda tazminat veya başka adlar altında yapılan tüm ek ödemeler kazanılmış hak olarak aylık maaşlara dahil edilmeli, emeklilik ikramiye ve maaş hesaplarına sayılmalıdır. Gelir vergisi sistemi değiştirilerek, emekçiler lehine adil ve adaletli bir vergi sistemi oluşturulmalıdır. Kamu emekçilerinin yıllık izinlerinin hafta sonuna denk gelen günlerinin toplam yıllık izin süresinden sayılmaması için düzenleme yapılmalıdır. 3600 ek gösterge düzenlemesinden yararlanmayan yerel yönetim emekçilerinin 1. dereceye gelmiş tüm kamu emekçileri 3600 ek göstergeye çıkartılmalı ;yaşanılan adaletsizlik giderilmelidir.

“Mühendis, tekniker gibi emekçiler kendi kadrolarıyla alakasız işlerde çalıştırılmamalı”

Zabıta ve itfaiye emekçileri yaptıkları görevlerin zorluğu ve özel nitelikleri göz önüne alınarak zabıta hizmetleri sınıfı ve itfaiye hizmetleri sınıfı şekilde yapılandırılmalıdır. zabıta ve itfaiyecilere meslek statüsü sağlanmalı; maktu mesai gibi çalışma koşullarına bağlı yapılan tüm ek ödemeler belediye meclislerinde belirlenmeli ve itfaiyecilere yıpranma payı uygulamasındaki keyfiyete son verilmelidir. Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi düzenlemelerine dahil edilmeyerek kadrolu ve güvenceli çalışma hakkı yıllardır gasp edilen belediye şehir tiyatroları emekçilerinin hepsi ayrımsız bir şekilde kadroya alınmalıdır. Yerel yönetimlerde çalışan uzman, mühendis, tekniker, teknisyen kadrolarında istihdam edilen kamu emekçilerinin kendi kadrolarıyla alakasız işlerde çalışmasına son verilmeli, bu emekçilerin hak ettikleri kadroya uygun işlerde çalışması güvenceye alınmalı, ücretleri arıttırılmalıdır. Yerel yönetimlerde çalışan “sanat tarihçisi” unvanlı kadrolarda bulunan emekçilere emsali personel ile aynı özel hizmet tazminatı, ek ödeme, arazi tazminatı ve ek gösterge hakları verilmelidir.”

Kaynak: Meltem Karakaş