Eskişehir’de 1955 yılından bu yana babasından devraldığı mesleği sürdüren Ayhan Oskaylar, akıllı saatlerin yaygınlaşması ve çırak yetiştirmekte yaşanan zorluklar nedeniyle saat tamirciliğinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Eskişehir merkezinde saat tamirciliği yapan 69 yaşındaki Ayhan Oskaylar, 1955’ten bu yana ailesinden devraldığı işi yaşatmaya çalışıyor.

Eskişehir Saat
Eskiden saatlerin günlük bir ihtiyaç olduğunu ancak artık daha çok hediye ve aksesuar amacıyla tercih edildiğini belirten Oskaylar, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte klasik saat tamirciliğinin büyük ölçüde gerilediğini ifade etti.

Eskişehir Saat Ustası

“ESKİDEN SAATLER İHTİYAÇTI, ŞİMDİ ZEVK UNSURU OLDU”

Saatlerin artık zorunlu bir ihtiyaç olmaktan çıktığını vurgulayan Oskaylar, şu ifadeleri kullandı:
“Ben baba mesleği olan saatçilikle uğraşıyorum. İşletmemiz 1955 yılından bu yana aynı işi sürdürüyor. Eskiden insanlar zamanı öğrenmek için saat alırdı, şimdi ise daha çok zevk ve hediye amaçlı alıyorlar. Nişan, düğün, anneler günü, babalar günü gibi özel zamanlarda hediyelik olarak tercih ediliyor.”

“SAATÇİLİK ESKİ GÜNLERİNİ ARIYOR”

Oskaylar, Eskişehir’de saat tamiri yapan usta sayısının hızla azaldığını belirtti:
“1996’da oda başkanı olduğum dönemde Eskişehir’in nüfusu yaklaşık 500 bindi ve kentte 38 saat ustamız vardı. Şimdi nüfus 1 milyona yaklaştı ama usta sayısı 13-15 kişiyle sınırlı kaldı. Bu da mesleğin yavaş yavaş yok olmaya başladığını açıkça gösteriyor.”

Yeni neslin zanaat işlerine ilgisinin azaldığını dile getiren usta Oskaylar, çırak bulma konusundaki sıkıntıları şu sözlerle anlattı:
“Bir çırak alsak, onu en az beş yıl boyunca yetiştirmemiz gerekiyor. Ancak işe başlarken önce ‘ne kadar maaş vereceksin?’ diye soruyorlar. Sigortası, vergisi, maaşı derken beş yıl boyunca emek veriyorsun, sonra gidip kendi dükkânını açıyor. Bu nedenle artık çırak yetiştirmek neredeyse imkansız hale geldi.”

Teknolojinin hızla gelişmesinin mesleğe ciddi bir zarar verdiğini belirten Oskaylar, akıllı saatlerin geleneksel tamirciliği bitirme noktasına getirdiğini söyledi:
“Yeni nesil akıllı saatler bozulduğunda genellikle tamir edilmiyor, doğrudan yenisi alınıyor. İçindeki piller değiştirilebilse bile eski performansını vermiyor. İnsanlar bunu yavaş yavaş fark etmeye başlıyor ama kullanım alışkanlıkları tamamen değişti.”

Ayhan Oskaylar, Türkiye’nin artık saat üretiminde yabancı markaların gölgesinde kaldığını vurguladı:
“Şu anda piyasaya Çin, Japonya, Malezya ve Singapur hâkim. İsviçre saatleri ise üst segmentte yer alıyor. Türkiye’de ise saat sanayii yok denecek kadar az. Maliyetler çok yüksek olduğu için üretim yapılmıyor.”

Kaynak: İhlas Haber Ajansı