Hükümetin kamu işçilerine sunduğu zam teklifine tepki gösteren Şeker İş üyesi işçiler, Eskişehir Şeker Fabrikası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan Şeker İş Eskişehir Şube Başkanı Hamit Dokuzlar, “Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır. Kamu toplu iş sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloga dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifinizi, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır” dedi.
“Maliye Bakanı halktan, emekçiden kopmuş”
Şeker İş Eskişehir Şube Başkanı Hamit Dokuzlar, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız, geçinemiyoruz! Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik, zordayız dedik, defalarca anlattık, uyardık, yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksamadan sürmektedir.
“Hakkımızı alana kadar alanlardayız”
Biz işçilerin beklemeye, oyalanmaya, belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir! Alın terini dökerek ülkesine, milletine değer katmaktadır. Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emeğinin hakkını vermeli ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır. Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız!”