2026 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları tüm hızıyla devam ederken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Komisyonun gerçekleştirdiği ilk toplantının ardından gözler bu hafta yapılacak ikinci görüşmeye çevrildi. Milyonlarca vatandaşın merakla beklediği süreçte, ekonomistlerden gelen tahminler beklentileri şekillendiriyor. Ülke TV ekranlarına konuk olan Ekonomist Muhammed Bayram, eldeki verileri analiz ederek dikkat çeken öngörülerde bulundu. Bayram, sendikaların tutumu, bütçe verileri ve siyasi iradenin olası hamleleri ışığında net rakamlar telaffuz etti.
Sendikanın Stratejik Hamlesi ve Açlık Sınırı Verileri
Türk-İş, komisyon toplantılarına fiilen katılmayarak taleplerini yazılı bir mektup aracılığıyla iletti ve beklentisinin 40 bin lira olduğunu bildirdi. Ekonomist Muhammed Bayram, sendikanın masada yer almamasını önemli bir tercih ve stratejik bir hamle olarak yorumladı. Bayram, Türk-İş masada olsaydı asgari ücret 25 bin lira olurdu tespitinde bulundu. Uzman isim, sendikanın açıkladığı açlık sınırının 29 bin 282 TL seviyesine ulaştığına dikkat çekti. Mevcut asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu hatırlatılarak aradaki farkın giderek açıldığı vurgulandı. Sendikanın masada olmaması, pazarlık gücünü farklı bir boyuta taşıyor. Rakamların belirlenmesinde açlık sınırı verileri kritik bir gösterge olarak kabul ediliyor. İşçi tarafı, yaşam maliyetlerinin artışını gerekçe göstererek taleplerini yüksek tutuyor. Mektup yoluyla iletilen 40 bin lira talebi, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Sendikanın bu tavrı, belirlenecek rakam üzerinde baskı unsuru oluşturmayı hedefliyor.
İşverene Yansıyan Toplam Maliyet Hesabı
İşveren cephesindeki maliyet tablosu da sürecin en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Muhammed Bayram, bir asgari ücretlinin işverene toplam maliyetinin 30 bin 621 TL düzeyinde olduğunu vurguladı. Söz konusu rakamın içerisinde işçi ve işveren adına ödenen sigorta primleri de yer alıyor. Maliyetlerin artması, işletmelerin bütçe planlamalarını doğrudan etkileyen bir faktör olarak görülüyor. İşverenler, artan işçilik maliyetleri karşısında devletten destek beklentisi içine girebiliyor. Hesaplamalar yapılırken istihdamın korunması ve işletmelerin sürdürülebilirliği de göz önünde bulunduruluyor. Sigorta yüklerinin hafifletilmesi gibi konular pazarlık masasında gündeme gelebilir. Bahsi geçen 30 bin 621 TL seviyesindeki maliyet, yapılacak zammın üst sınırını belirlemede etkili rol oynuyor. Ekonomik dengelerin sarsılmaması adına hassas bir hesaplama yapılması gerekiyor.

Bütçe Verilerine Göre Zam Beklentisi
Komisyon masasında konuşulan zam oranları genel olarak yüzde 25 ile yüzde 35 bandında değişiklik gösteriyor. Ekonomist Bayram, beklentilerini detaylandırırken en yüksek ihtimalle yüzde 28 olacağını düşünüyorum ifadesini kullandı. Tahminini temellendirirken 2026 bütçe görüşmelerindeki resmi verileri referans gösterdi. Bütçe planlamalarında sigorta gelirlerinin tahmini artış oranı yüzde 28 olarak belirlendi. Uzman isim, devletin gelir beklentisinin maaş artışlarıyla paralel seyredeceğini öngörüyor. İlgili sebeple bu rakam üzerinde duruyorum diyen Bayram, bütçe disiplinine işaret etti. Farklı senaryoların ekonomik dengeler üzerindeki etkisi titizlikle hesaplanıyor. Yüzde 28 oranındaki bir artış, devletin bütçe hedefleriyle uyumlu bir tablo çiziyor. Ancak vatandaşın beklentisi ile bütçe gerçekleri arasında bir denge kurulması hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Faktörü ve 30 Bin Lira Tahmini
Asgari ücretin belirlenme sürecinde son sözün en üst makam tarafından söylenmesi bekleniyor. Bayram, oransal artıştan ziyade alım gücünün korunmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Vatandaşların enflasyon karşısında ezilmemesi adına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girebileceği belirtiliyor. Ekonomist, oransal zam ne olursa olsun alım gücü korunamadıktan sonra bu rakamların hiçbir önemi yok değerlendirmesini yaptı. Refah payı veya ek iyileştirmelerin gündeme gelebileceği konuşuluyor. Bayram, Son bir dokunuşla Sayın Cumhurbaşkanımızın asgari ücreti 30 bin TL’ye tamamlayacağını düşünüyorum diyerek nihai beklentisini açıkladı. Psikolojik sınırın aşılması adına bir yuvarlama yapılabileceği öngörülüyor. Milyonlarca çalışan yapılacak resmi açıklamaya kilitlenmiş durumda. Son dokunuşun, işçilerin beklentisini karşılayacak bir seviyede olması umut ediliyor. Nihai kararın, toplumsal mutabakatı sağlayacak bir noktada olması hedefleniyor.



