2025’in sonuna yaklaşılırken küresel kurumların gelecek yıla ilişkin raporları da netleşmeye başladı. HSBC Global Investment Research tarafından yayımlanan son değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin bu yıl hem içten hem dışarıdan gelen dalgalanmalara karşı beklenenden daha güçlü durduğu ifade edildi. Banka, iç kaynaklı hareketlerin zaman zaman piyasalarda sert oynaklığa yol açtığını ancak genel makro görünümün sağlamlığını koruduğunu belirtti. Bloomberg’in aktardığı bilgilere göre HSBC, 2026 yılı için tahminlerini “yapıcı” olarak tanımlarken büyümenin yüzde 3 buçuk düzeyinde gerçekleşmesini bekliyor. Ekonominin yüzde 3 ile 4 aralığında tutulmasının politika yapıcılar açısından hedef haline gelebileceği belirtiliyor. Bunun enflasyonda düşüş hızını biraz daha sınırlı hale getirebileceğine dikkat çekiliyor.

ENFLASYON VE FAİZ BEKLENTİLERİ NETLEŞTİ

Rapora göre manşet enflasyonun 2025 sonunda yaklaşık yüzde 32 civarında oluşması, 2026 sonunda ise yüzde 20 düzeyine kadar gerilemesi öngörülüyor. HSBC, Para Politikası Kurulu’nun mevcut gevşeme sürecini devam ettireceğini düşünüyor. Aralık toplantısında 150 baz puan indirim ihtimaline yer veren banka, 2026 yılının sonunda politika faizinin yaklaşık yüzde 25 buçuk seviyesine kadar düşebileceği tahmininde bulundu. Döviz politikası tarafında ise belirsizliğin sürdüğü aktarıldı. TÜFE bazlı reel efektif kurun 2023 Haziranı ile 2024 Aralık arasında yüzde 31 arttığı hatırlatılırken 2025 boyunca yatay bir görünüm sergilendiği vurgulandı. Banka, gelecek yıl reel kurun önceki döneme kıyasla daha yavaş değer kazanmasını bekliyor.

SİYASİ GELİŞMELER ÖNEMLİ

HSBC değerlendirmesinde siyasi belirsizliklerin 2026 yılında da temel risk olmayı sürdüreceğini ifade etti. Buna karşın ekonomi programının üçüncü yılına girilmesine rağmen uygulamadaki kararlılığın piyasa tarafından olumlu karşılandığı aktarıldı. Raporda fiyat istikrarının henüz tam anlamıyla sağlanmadığı belirtilse de ekonominin kontrollü bir yumuşak iniş sürecine yönlendirildiği, finansal risklerin azaltıldığı ve bozucu uygulamaların büyük ölçüde ortadan kaldırıldığı görüşü yer aldı.

Bütçe dengesine ilişkin bölümde 12 aylık açığın geçen yıl GSYH’nin yüzde 4.7’sinden ekim ayı itibarıyla yüzde 3.9’a gerilediği aktarıldı. Orta vadeli programın 2026 için belirgin bir mali sıkılaşma vadetmediği de raporda dikkat çekti. Buna rağmen uzun vadeli, güvenilir bir mali konsolidasyonun ve arz yönlü yapısal adımların ideal olsa da yakın vadede ön planda olmayabileceği değerlendirildi.

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi