Balıkesir'in Sındırgı ilçesi, gece saatlerinden itibaren başlayan ve gün boyu devam eden bir deprem fırtınasının merkez üssü haline geldi. Bölgede yaşayan vatandaşlar, aralıklarla meydana gelen sarsıntılar nedeniyle büyük bir tedirginlik yaşıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yaşanan depremleri anbean kayıt altına alarak kamuoyu ile paylaştı. Yetkililer, sarsıntıların devam etme olasılığına karşı vatandaşları dikkatli olmaları yönünde uyardı. Yaşanan sismik hareketlilik, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Sındırgı'da Deprem Fırtınası

Sındırgı'daki hareketlilik, gece saatlerinde şiddetini artırarak başladı. AFAD verilerine göre, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde ilk olarak saat 01.06’da 4,5 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sarsıntılar yeniden yoğunlaştı. Saat 05.48’de yine 4,5 büyüklüğünde bir sarsıntı daha meydana geldi. Hemen ardından, saat 05.50'de 3.9 ve saat 05.52'de 3.6 büyüklüğünde artçı depremler yaşandı. Gün içinde de devam eden sarsıntı zincirine saat 09:41'de 4.4 büyüklüğündeki bir deprem daha eklendi. Son olarak saat 10.02'de Sındırgı'da 3.7 büyüklüğünde bir deprem daha gerçekleşti. Son depremin derinliği ise 7 km olarak kaydedildi. Yaşanan depremlerin yüzeye yakın olması, bölgedeki hissedilirliği artırdı.

Prof. Dr. Pampal: 'Anormal Bir Durum Yaşıyoruz'

Bölgedeki yoğun sismik aktiviteyi değerlendiren Deprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, durumun ciddiyetine dikkat çekti. Pampal, yaşananları 'anormal durum' olarak nitelendirerek mevcut risklere işaret etti. Bölgede yaşanan toplam sarsıntı sayısının 15 bini geçtiğini tahmin ettiğini belirtti. Her gün 4 ila 5 arasında büyüklüğe sahip depremlerin meydana geldiğini vurguladı. Yakın geçmişte iki adet 6'lık deprem yaşandığı bilgisini de paylaştı. Pampal, Ege içinde benzer bir durumun aynı yıl içinde tekrarlandığını hatırlattı. Ancak Sındırgı'daki depremlerin farklı bir fay hattı üzerinde geliştiğini söyledi. Uzman isim, deprem fırtınalarının altındaki asıl gerçeğin daha derinlerde yattığını ifade etti.

Afrika Levhasının Etkisi ve Magmatik Aktivite

Prof. Dr. Pampal, sarsıntıların kaynağını jeolojik süreçlerle açıkladı. Afrika levhasının uç kısmının derinlere doğru daldığını belirtti. Yerkabuğunun altına inen levhanın magmaya yaklaştığını ve erimeye başladığını anlattı. Eriyen cismin de doğal olarak bir yükselme gösterdiğini ifade etti. Sismik aktivitenin şimdi doğuya doğru kaydığını gözlemlediklerini söyledi. Yaşananlar, magmatik aktiviteye bağlı sismik aktivite olarak kendisini gösteriyor. Pampal, sürecin gelecek için kaygı verici bir duruma işaret ettiğini vurguladı. Deprem fırtınalarının aylarca sürdüğünün bilindiğini de ekledi. Fakat buradaki depremlerin daha uzun süreceğini düşünmediklerini belirtti.

Asıl Tehlike Girit-Rodos Hattı mı?

Prof. Dr. Pampal, Sındırgı'daki depremlerin daha büyük bir olayın habercisi olabileceğine dair endişelerini paylaştı. Girit ve Rodos hattının tarihsel deprem aktivitesine dikkat çekti. Bölgenin geçmişinde 7 tane 7.5 - 8 büyüklüğünde deprem olduğunu hatırlattı. Yaşanan sarsıntıların, büyük bir deprem için hazırlık olabileceği şeklinde değerlendirilebileceğini söyledi. 'Girit Rodos arasında asıl büyük depremin olma ihtimali söz konusu' ifadelerini kullandı. Uzman ismin "büyük" olarak nitelendirdiği depremin ise 7 ile 8 arasında bir büyüklükte olabileceğini belirtti. Ayrıca Türkiye'nin diğer riskli bölgelerine de işaret etti. Bandırma'dan Sakarya'ya doğru uzanan kırılmamış bir fayın varlığına dikkat çekti. Simav fayının ise bir normal fay olduğunu ekledi. Konya üzerinden Karaman'a kadar uzanan bir fay zonu olduğunu da belirtti. Söz konusu fay zonunda çok sayıda kırılmamış segment bulunduğunu söyledi. Bunların kırılması durumunda 6 ve üzeri büyüklükte bir depremin sürpriz olmayacağını ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi