İnsanlığın varoluşundan beri tartışılan “mutluluk” sorusuna dair yeni bir araştırma, alışılmış kalıpları yıkıyor. Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi bilim insanlarının yürüttüğü çalışmaya göre mutluluk, para, gösterişli hayatlar ya da bollukla değil; daha sade ve paylaşımcı bir yaşam ile geliyor.
Tüketim Çılgınlığına Karşı “Gönüllü Sadelik”
Sözcü'nün haberine göre, binden fazla katılımcıyla yapılan ankette, “gönüllü sadelik” anlayışını benimseyenlerin — yani tüketim çılgınlığından uzak durup daha basit yaşamayı seçenlerin — kendilerini daha huzurlu, tatmin olmuş ve mutlu hissettikleri ortaya çıktı. Araştırmacılar, toplum bahçeleri, paylaşım ve ödünç verme platformları gibi girişimlere katılan kişilerin yalnızca maddi kazanç değil, aynı zamanda aidiyet ve anlam duygusu elde ettiğini belirtti.
Kadınlar Daha Fazla Benimsiyor
The Independent’ta yer alan habere göre sade yaşamı seçenlerin büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Ancak bu farkın neden kaynaklandığını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Katılımcıların yaş ortalaması 45, hane gelir ortalaması ise yıllık 50 bin dolar.
Araştırmanın dikkat çekici yanı ise toplumda yaygın olan “para mutluluk getirir” algısının verilerle çürütülmesi oldu.
