Kuyumcu vitrinlerinde parlayan sarı maden, Türk kültüründe vazgeçilmez bir yere sahip bulunuyor. Vatandaşlar hem özel günlerde hediyeleşmek hem de birikimlerini değerlendirmek amacıyla sıkça kuyumcuların yolunu tutuyor. Alışveriş esnasında genellikle ürünün dış görünüşü veya etiket fiyatı öncelikli kriter olarak belirleniyor. Ancak uzman isimler, tüketicilerin en kritik noktayı sıklıkla gözden kaçırdığı konusunda uyarıyor. Yapılan söz konusu hata, ilerleyen dönemlerde maddi kayıpların yaşanmasına zemin hazırlıyor.

Görselliğin Ötesindeki Kritik Detay

Altın, Türkiye'de hem bir yatırım aracı hem de hediye olarak tercih ediliyor. Tüketiciler, takı seçerken estetik duruşa veya modelin güncelliğine odaklanma eğilimi gösteriyor. Eğer alınan ürün yatırımlık ise fiyatın uygun olması ilk tercih sebebi sayılıyor. Oysaki dikkat edilmesi gereken bir detay daha var. Sektör temsilcileri, parlak görünümün ardındaki teknik gerçeğin sorgulanması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, altın alırken sadece görselliğe odaklanıldığını en önemli detayın ise gözden kaçtığını söylüyor. Bilinçsizce yapılan tercihler, bozdurma işlemi sırasında beklenmedik sonuçlar doğurabiliyor. Görünüşe aldanmak yerine teknik özelliklerin öğrenilmesi, uzun vadeli kazanç için şart koşuluyor.

Ayar Bilgisinin Fiyata Etkisi

Herhangi bir alışverişte bulunmadan önce en çok gözden kaçan detayın ayar olduğu söyleniyor. Altının saflık derecesini ifade eden söz konusu kavram, ürünün gerçek değerini belirliyor. Altının saflığına işaret eden ayar, ürünün fiyatının belirlenmesini sağlıyor. Piyasada kullanım amacına ve bütçeye göre şekillenen 8, 14, 22 ve 24 gibi seçenekler bulunuyor. Her bir seçeneğin içindeki saf maden oranı farklılık gösteriyor. Dolayısıyla gram fiyatları da bahsi geçen oranlara göre değişiklik arz ediyor. Tüketicinin aldığı ürünün hangi kategoriye girdiğini bilmesi büyük önem taşıyor. Kuyumcular, müşterilerini ilgili konuda bilgilendirmekle yükümlü tutuluyor.

Yatırımcının Yaptığı Yaygın Hata

Yanlış ayar seçimi ise yatırımcılara zarar olarak dönüyor. Bütçeyi korumak adına atılan adımlar bazen ters tepebilmektedir. Sırf fiyatı daha uygun olsun diye düşük ayarı seçen yatırımcılar ise altınlarını satarken ciddi oranda zarar ediyorlar. Düşük ayarlı ürünlerde işçilik maliyeti de fiyatın içine dahil ediliyor. Satış aşamasında ise işçilik bedeli düşüldüğü için eldeki miktar azalıyor. Doğru ayarın tercih edilmemesi, altının değerini etkiliyor ve satarken zarara uğramaya neden oluyor. Kazanç sağlamayı hedeflerken anaparadan kayıp yaşanması muhtemel hale geliyor. Özellikle kısa vadeli alım satımlarda makas aralığına dikkat edilmesi gerekiyor.

Güvenli Alışveriş İçin Altın Kuralları

Uzmanlar, sırf sözü edilen sebepten dolayı altın alırken ayarın mutlaka sorulması gerektiğini söylüyor. Satıcı ile kurulan iletişimde ürünün teknik özellikleri detaylıca öğrenilmelidir. Özellikle ziynet eşyalarında ilgili durum çok önemli. Tüketicilerin mağdur olmaması adına alacakları tedbirler basit adımlardan oluşuyor. Kurumsal yerlerden alışveriş yapmak riskleri minimize ediyor. Sizler de herhangi bir alışveriş yapmadan güvence altın sertifikasına, ayara ve fiyat karşılaştırmasına dikkat ederek kazançlı bir yatırım yapma fırsatı elde edebilirsiniz. Bilinçli hareket etmek, sarı madenin getirisinden tam anlamıyla faydalanmanın yolunu açıyor. Sertifikalı ürünler, sahtecilik riskine karşı da koruma kalkanı oluşturuyor.

Not: Burada yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.

Kaynak: Posta Gazetesi