Son günlerde işsizliğin artmasıyla birlikte Türkiye’de üniversite diplomasının değeri tartışma konusu oldu. Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, Ekol TV’de yaptığı açıklamada diplomanın artık tek başına iş garantisi sağlamadığını belirtti ve özellikle teknik mesleklerde ciddi personel açığı olduğunu söyledi.
"PARA ETMİYOR ARTIK"
Hatice Yılmaz, üniversite mezunlarının durumunu şöyle özetledi:
“Maalesef para etmiyor artık. Çünkü şu anda sadece üniversitelerin verdiği eğitimden kaynaklı bir olay da değil. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir dönüşüm var, değişim var. Öncelikle Türkiye’de ya şu andaki meslekler çok büyük bir oranda dönüşüme uğramış durumda. İçinde bulunduğumuz dönem teknolojik ve iletişimde çok büyük yeniliklere gebe. Her geçen gün farklı bilgiler öğreniyoruz. Örneğin bir öğretmenin okuldan mezun olduğu bilgiyle bugün öğretmenlik yapabilme şansı hiç kalmadı. Örneğin çocuğa öğretmen ödev verdiğinde çocuk ödevi gayet rahat yapay zekaya yaptırabiliyor ve öğretmenin bu işi yapay zeka mı yaptı, çocuk mu yaptı anlayabilme şansı bile yok. Dolayısıyla öğretmenlerin bütün güncel teknolojilere hakim olması şartı geldi. Bir doktor düşünün. Doktor artık sadece eski bilgileriyle yani eski tıbbi bilgilerle iş yapabilme şansı yok.”
"OKULDAN ÖĞRENMİŞ OLARAK GELSİN İSTİYORLAR"
Yılmaz, işçi açığı ve sektör ihtiyaçlarıyla ilgili şunları söyledi:
“Biraz işçi açığı zanaat kollarında var ama yine de becerikli, alanında çok iyi eğitim almış, eğitimin yanı sıra pratik uygulama yapmış yetişkinler arıyor işverenler. Yani işe aldığı kişiyi iş yerinde öğretmek istemiyorlar. Çocuklar okuldan öğrenmiş olarak gelsin istiyorlar. Dünyada da bu yolda bir değişim var. Örneğin ben bu sene bir araştırma gezisi yaptım Almanya'ya gitmiştim. Orada Frankfurt’ta Bankacılık ve Ekonomi Üniversitesi var. Bu üniversiteyi kuranlar bankacılar ve üniversiteden hangi vasıflara sahip eleman yetiştirilmesini istediğini söyleyerek öğrenci kabul ediliyor okula. Burası bir özel üniversite ama bankalar kurmuş ve kendilerine kendi ihtiyaçlarına cevap verebilecek eleman istiyorlar. Türkiye’de hâlâ eğitim büyük bir oranda teorik olarak yapılmaya devam ediyor. Oysa ister mühendis olsun ister teknik personel olsun işi bilmesi değil yapabilmesi önemli. Elleri çalışmadan insanların artık işlerinde tutunma şansları kalmadı. Yani iletişim, el becerisi, teknolojiye hakimiyet, problem çözme… İşveren şunu sorar; benim için ne yapabilirsin? Senin bu şirkette çalışmanın bana avantajı ne olacak? Hangi yenilikleri getireceksin diye sorduğunda kişinin üniversite mezunu verecek cevabı olmalı.”
"İŞ SEKTÖRÜNÜN AYAKTA DURMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Yılmaz teknik becerilerin önemini ise, “Üniversite mezunlarına şu anda asgari ücretin biraz üzerinde ücret teklif ediliyor. Eğer bu çocuk devlet üniversitelerinden mezunsa bile üniversiteden mezun oluncaya kadar harcadığı parayı finanse etmesi bugünün şartlarında uzun zaman alacak. Şu an mesela evet iş bulunamayan alanlar var, teknolojik alanlar yani daha çok teknik personele ihtiyaç var Türkiye’de, en çok bu alanda sıkıntı yaşanıyor. Nitelikli eleman açığı bu alanlarda var. Ama bir taraftan da Türkiye’de teknik personel olmak birazcık küçümseniyor. Yanlış algılanıyor. Oysa ki teknik personel olmadan iş sektörünün ayakta durması mümkün değil. Yani bu anlamda işverenler teknik beceriye sahip personel arıyorlar ama yok.” sözleriyle vurguladı.
Son olarak üniversiteye karşı bakış açısını da şöyle paylaştı:
“Herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil. Bunu insanlar bir anlayabilseler. Yani zaten teknoloji pek çok kişinin yaptığı işi eline alacak. Bundan sonraki süreçte yapay zekanın yapamayacağı tek iş el becerilerimiz olacak. Elimizle yaptığımız işler, duygusal becerilerimiz olacak, duygusal iletişimlerimiz olacak. Yapay zeka sarıp sarmalayamaz. Yapay zeka ellerini kullanarak iş beceremez, duygularını işin içine karıştıramaz. Ama bunun dışında yapay zeka şu anda pek çok işi yapar duruma geldi.”