Son yıllarda hız kazanan küresel ısınma, dünya genelinde deniz seviyelerini tehdit edici boyutlara ulaştırdı. Kanada’daki McGill Üniversitesi’nde yürütülen yeni simülasyon çalışması, 2100 yılına kadar deniz seviyesinin 5 metreye ulaşabileceğini ortaya koydu. Bu artış, hem Türkiye’nin kıyı şeritlerinde hem de dünya genelinde milyonlarca yapının sular altında kalma riskiyle karşı karşıya kalmasına yol açacak. Bilim insanları, sıcaklık artışının mevcut hızla devam etmesi halinde etkilerin geri döndürülemez hale geleceğini vurguluyor.
2100’e Kadar 5 Metrelik Tehlike
McGill Üniversitesi araştırmacılarına göre, küresel sıcaklık artışı kontrol altına alınmadığında deniz seviyesi 2100 yılına dek 5 metre yükselecek. Bu, dünya genelinde milyonlarca insanın yaşadığı bölgelerin sular altında kalması demek. Araştırmada, buzulların erime hızının son on yılda iki kat arttığı ve bu sürecin geri döndürülemediği belirtildi.
Bilim insanları, deniz seviyesindeki bu yükselişin ani değil, yıllar içinde kademeli olarak gerçekleşeceğini ifade ediyor. Ancak uyarılara göre, fark edildiğinde artık geç kalınmış olacak. Küresel ısınmanın etkileri, kıyı yerleşimlerinin yapısını kalıcı biçimde değiştirebilir.
Türkiye’de Risk Altındaki Kıyı Kentleri
Türkiye’de en yüksek risk altındaki şehirler arasında İzmir ve İstanbul öne çıkıyor. Harita verileri, İzmir Körfezi’nde Karşıyaka, Alsancak ve Göztepe; İstanbul’da ise Kadıköy, Zeytinburnu ve Beylikdüzü sahil hattının tehlike altında olduğunu gösteriyor.
Uzmanlara göre, deniz seviyesinin 5 metre yükselmesi durumunda bu bölgelerdeki toprak kaybı kalıcı hale gelecek. Özellikle alçak kotlu kıyı alanlarında tarım arazileri ve yerleşim bölgeleri ciddi zarar görecek. Alt yapı sistemlerinin yenilenmemesi, taşkın ve erozyon riskini artıracak.
Uzmanlardan Net Uyarılar
Çalışmanın baş araştırmacılarından Profesör Natalya Gomez, “Deniz seviyesi bir anda değil, milim milim yükseliyor. Ama etkisi birikimli olduğu için fark edildiğinde çok geç olabilir,” açıklamasını yaptı. Gomez, karbon salımının azaltılmaması halinde “geri dönüşsüz iklim etkilerinin” ortaya çıkacağını vurguladı.
Uzmanlar, bu etkilerin yalnızca kıyı bölgeleriyle sınırlı kalmayacağını; tarım, içme suyu kaynakları ve ekosistemler üzerinde de büyük baskı oluşturacağını belirtiyor. Ayrıca deniz suyu yükselişinin yer altı sularını tuzlandırabileceği, bu durumun içme suyu kalitesini tehlikeye atabileceği ifade ediliyor.
En İyi Senaryoda Bile Yükseliş Kaçınılmaz
Bilim insanlarının değerlendirmelerine göre, Paris İklim Anlaşması hedeflerine tam uyum sağlansa bile deniz seviyesi en az 0,9 metre yükselecek. Bu senaryoda dahi Türkiye’nin kıyı çizgileri yeniden şekillenecek.
Araştırmacılar, “Bu artış yavaş ama kalıcı olacak, kıyı kentlerinde altyapı yenilenmezse büyük hasar kaçınılmaz,” uyarısında bulunuyor. Özellikle liman bölgeleri, sanayi tesisleri ve ulaşım ağlarının yeni koşullara göre planlanması gerektiği ifade ediliyor.
Türkiye İçin Acil Eylem Zorunluluğu
Uzmanlar, Türkiye’nin Ege ve Marmara kıyılarında etkili önlemler alınması gerektiğini dile getiriyor. Koruma duvarları, doğal setler ve kıyı bariyerleriyle birlikte iklim adaptasyon planlarının hızla uygulanması öneriliyor.
İklim bilimciler, yalnızca mühendislik çözümlerinin yeterli olmayacağını, kent planlamasında da iklim dayanıklılığının öncelikli hale getirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bilim insanlarına göre, “Zaman daralıyor, önlem alınmazsa toprak kaybı kalıcı olacak.”