KESK’e bağlı Tüm Bel Sen Eskişehir Şubesi, yaklaşan yerel seçimler öncesi tutum belgesini açıkladı.

Açıklamada konuşan Tüm Bel Sen Eskişehir Şube Başkanı Gerçek Bilyaz İzgü, önümüzdeki yerel yönetimlerin kritik bir eşikte durduğunu söyledi.

İzgü, “Her geçen gün daha da derinleşen ekonomik krizinin faturasının ve gerici, otoriter -tekçi yaşam dayatmalarının biz emekçilere, yoksullara, inkâr edilerek yok sayılanlara ve ötekileştirilenlere kesilmesini engelleyip; demokratik, katılımcı, özgürlükçü, çağdaş ve halkçı alternatifler yaratabilmek için, yerel seçimlerde emeği, demokrasiyi laikliği ve kamuculuğu savunan; özgürlük, barış ve adaletten yana olan adaylar etrafında birleşmek; yoksulluğa, baskıcı ve cinsiyetçi otoriter antidemokratik devlet anlayışına karşı çıkan bütün kesimlerle ortak bir mücadele hattının yaratılmasına katkı sunmak önümüzdeki dönemin temel görevidir” dedi.

“YEREL YÖNETİMLER ŞİRKET GİBİ DEĞİL HALKA HİZMET VEREN KAMU KURUMU OLARAK GÖRÜLMELİ”

Gerçek Bilyaz İzgü Tüm Bel Sen olarak tutum belgelerinde savundukları aday profiline ilişkin şunları söyledi:
“Kentleri emekten yana, demokrasi, laiklik, özgürlük, halkçılık, eşitlik, adalet ve barış gibi temel insanlık değerleri ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetmeyi esas alan, belediyenin planlamadan imara ve bütçeye kadar tüm karar alma süreçlerinde bilimsel kurallar ile eşitlikçi ve toplumcu ortak aklı esas alacak olan, yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kamu kurumları olarak gören ve yerel hizmetlerin verilmesinde kar değil, toplumsal yararı esas alan, ulaşım, temiz su, alt yapı, ısınma, çöp vb. hizmetlerin halka doğrudan, sürekli ve nitelikli ulaştırılmasını birincil görevi olarak gören ve bu hizmetleri, emekçilerle birlikte planlayan, başta toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere çalışanların hak ve özgürlüklerinde, hiçbir şekilde veya bahaneyle, tarihsel kazanımların, insanca yaşam ilkelerinin, evrensel hukuk ve uluslararası sözleşmelerin gerisinde kalmayacağını taahhüt eden, kentlerin toplumcu, kadın özgürlükçü, demokratik, çağdaş ve modern yaşam alanları olmalarını hedefleyen, yurttaşlar arasında sınıfsal konum, kan bağı, cinsiyet, yaş, din veya inanca dayalı hiçbir ayrımcılığa izin vermeyerek; kentleri eşitlik idealinin yaygınlaşma alanları olarak gören, kentsel dönüşüm vb. uygulamaları, rant ve talan aracı olarak değil; temel insan hakkı olan barınma sorununun demokratik çözümü ve kentte yaşayan değişik kültürlerden insanların beraber yaşayabilecekleri bir kentlilik bilinci yaratılması temelinde ele alan, kentleri deprem, sel ve benzeri doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesini tavizsiz önceliği kabul edip bu kapsamda bilimsel raporlarda belirtilen dönüşüm ve hazırlıklar ile sonrasında müdahaleler için gerekli tedbirleri temel öncelik olarak uygulamaya geçirmeyi taahhüt eden adaylara oy verilmesini savunmaktadır.” 

Kaynak: Meltem Karakaş