TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) adına konuşan İKK Sekreteri Salih Eğerci, Türkiye’nin ekonomik kriz, işsizlik, hayat pahalılığı ve barınma sorunlarıyla mücadele ederken aynı zamanda enerji anlaşmaları, çevre tahribatı, deprem hazırlıksızlığı, maden yağması ve kentlerin rant alanına dönüştürülmesi gibi çok yönlü sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti.
Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu adına İKK Sekreteri Salih Eğerci konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye; ekonomik kriz, işsizlik, hayat pahalılığı ve barınma sorunlarıyla mücadele ederken, diğer yandan enerji anlaşmaları, çevre tahribatı, deprem hazırlıksızlığı, maden yağması ve kentlerin rant alanına dönüştürülmesi gibi çok yönlü sorunlarla karşı karşıyadır.
Son dönemde imzalanan enerji anlaşmaları, kamusal faydanın yerine uluslararası sermayenin çıkarlarını öncelemekte ve ülkemizin bağımsız enerji politikalarını zayıflatmaktadır. Her yıl yinelenen orman yangınları ve sel felaketleri, kamusal denetimin yok edilmesi ve liyakatın dışlanmasının acı sonuçlarıdır.
TMMOB olarak biliyoruz ki bu tablo, yalnızca yanlış yönetimin değil, bilimden koparılmış bir siyasal sistemin sonucudur. Bugün Mühendislik ve Mimarlık Haftası’nı kutlarken “bilimi ve kamuyu savunmak” demek, halkın yaşam hakkını savunmak anlamına gelmektedir.
Neoliberal politikaların her alanda uygulanmaya başlandığı, kamusallıktan uzaklaşılan özellikle son 30 yıldır mühendislik alanının, emek alanının ve planlamanın gündemi neredeyse değişmemiştir. İşsizlik, düşük ücret, güvencesizlik, özlük hak kayıpları, örgütlenme engelleri ve sosyal devlet anlayışının terk edilmesi, mühendislerin mesleki yaşamını zorlaştırmaya devam etmektedir.
“Meslektaşlarımızın emeği değersizleştirilmiştir”
Özelleştirmeler, kamusal yatırımların durması ve üretimin taşeronlaştırılması sonucu meslektaşlarımızın emeği değersizleştirilmiştir. Özel sektörde çalışan mühendislerin büyük kısmı yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün daralması nedeniyle mağdur olurken; kamuda çalışanlar eşitsiz ücret, sözleşmeli istihdam ve liyakatsiz atamalarla karşı karşıyadır.
Birliğimiz ile SGK arasında imzalanan asgari ücret protokolünün tek taraflı feshedilmesi, bu sömürü düzeninin siyasal tavrıdır. TMMOB olarak emeği ucuzlatan, teknik bilgiyi değersizleştiren ve meslektaşlarımızı güvencesizliğe mahkûm eden bu düzeni reddediyoruz.
Ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Eskişehir’de de kamusal planlama yerine rant politikaları hâkimdir. Eskişehir ve çevre illerde yürütülen maden projeleri, doğayı ve tarım alanlarını tehdit etmekte; içme ve kullanma suyu havzalarını kirletme riski taşımaktadır.
Bu projeler, sürdürülebilir madenciliğin değil, sermayenin ve rantçı anlayışın birer uzantısı olarak meşrulaştırılmaktadır. Yerel halkın söz hakkı yok sayılırken, tartışmalı ÇED süreçleriyle projelerin çevresel yıkımı görmezden gelinmektedir. Biz diyoruz ki: Madenler halkındır; üretim, ekolojik dengeye ve toplumsal yarara uygun olmalıdır.
Yine ülkemizin birçok kentinde olduğu gibi Eskişehir’deki TOKİ yatırımları bir barınma politikası olmaktan çıkarılmış; altyapısız, sosyal donatısız, plansız yerleşim alanları üretilmektedir. Projeler ulaşım, yeşil alan, altyapı ve sosyal hizmet planlaması yapılmadan sürdürülmekte; yaşam kalitesini düşürmekte ve yerel toplulukların kente bütünleşmesini engellemektedir.
TMMOB olarak konutun meta değil, en temel insan hakkı olduğunu vurguluyoruz. Barınma hakkının kamusal bir politika çerçevesinde, sosyal devlet anlayışıyla planlanması gerektiğini yineliyoruz. Kamusal planlama politikalarının, yerleşim planlamasıyla çevre ve ulaşım entegrasyonu birlikte ele alınmalıdır; bu, şehirlerde sağlıklı ve sürdürülebilir yaşamın ön koşuludur.
Ülkemiz hâlâ 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmaya çalışmaktadır. Bilimin, mühendisliğin ve planlamanın dışlandığı her kentleşme politikası yeni felaketlerin habercisidir.
“Kentsel dönüşüm projeleri geliştirilmediği sürece felaket kaçınılmazdır”
Eskişehir de dâhil olmak üzere deprem riski taşıyan tüm bölgelerde kamusal denetim güçlendirilmediği, kamucu bir yapı denetimiyle rantsal değil, kentsel dönüşüm projeleri geliştirilmediği sürece felaket kaçınılmazdır.
TMMOB olarak savunduğumuz; bilimin ışığında, toplum yararına, kamusal denetim esaslı bir yapılaşma anlayışıdır. Çünkü biliyoruz: “Bilim susarsa, yıkım konuşur.”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken, TMMOB bilimsellik, kamu yararı ve demokratik örgütlülüğü savunmaya kararlıdır. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki haklarını korumak, aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü mühendislik, toplumun ortak yaşamını kuran ve sürdüren bilgidir.
Unutulmaz Başkanımız Teoman Öztürk’ün sözleriyle: “Yüreğimizde insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinciyle, bilimi ve tekniği emperyalizmin değil, halkın hizmetine sunacağız.”
TMMOB olarak Mühendislik ve Mimarlık Haftası’nı kutlarken; meslektaşlarımızın çalışma yaşamlarında ve sosyal hayatta uğradıkları hak kayıplarını, değersizleştirmeyi ve mesleklerimizin önemi için mücadele etmenin gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.
18 Ekim 2025 tarihinde Ankara’da merkezi olarak düzenleyeceğimiz “TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı”na tüm meslektaşlarımızı davet ediyoruz.
Bu merkezi kurultay öncesinde TMMOB Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu olarak Yerel Kurultay gerçekleştirilmiş; Eskişehir özelindeki sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmış, merkezi kurultaya önemli katkılar sunulmuştur.
“Ortak çözümler üreteceğiz”
Merkezi Kurultay ile mesleklerimizin geleceğini birlikte şekillendirip, meslek ve meslektaşlarımız için ortak çözümler üreteceğiz. Kurultayda yapacağımız her tartışma ve alacağımız karar, sadece meslektaşlarımız için değil, tüm yurttaşlarımızın huzuru ve refahı adına olacaktır.
Biz biliyoruz ki bizler boşuna okumadık.
Bizi yetiştiren bu topraklara, halkımıza, çocuklarımıza borcumuz var.
Bir asır önce bu ülke kurulurken, taşın altına elini koyan mühendis ve mimar kuşaklarının izindeyiz.
Üreten, paylaşan, hakça bölüşen bir ülkeyi ortak mücadeleyle yeniden inşa edeceğiz.
TMMOB, 71. yılında da bilimi savunmaya, emeği örgütlemeye ve halkın yararına üretmeye devam edecektir.
Bu kararlılıkla mücadeleye devam ediyor, tüm meslektaşlarımızın 18–21 Ekim Mühendislik ve Mimarlık Haftası’nı kutluyoruz."