"Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında kurulan TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, toplumun farklı kesimlerini temsil eden sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini dinlemeye devam ediyor. Komisyonda Türkiye Gençlik Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği, Anadolu Gençlik Derneği, Genç Barış İnşacıları Derneği ve Gençlik Örgütü Forumu temsilcileri dinlendi. Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkanı Salih Turhan, bu yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 2 bin gençle yüz yüze görüşerek anket çalışması yaptıklarını belirtti. Turhan, "'Kürt meselesini nasıl algıladıklarını sorduk? Gençlerin yarısı yani yüzde 59,8'i, 'Türkiye'de önemli bir Kürt meselesi vardır' diyor. Bu sorunun inkarla değil gerçekle yüzleşmeyle çözülebileceğini gösteriyor. Bir diğer soru ise, 'Temel sorunlar nedir?' Katılımcılara göre meselenin yalnızca bir güvenlik meselesi olmadığını, adalet, özgürlük ve eşitlik zemininde çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu taleplerin karşılığının ancak hak merkezli bir çözümle mümkün olduğunu ifade ediyorlar. Yine, 'Çözüm sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna ise katılımcıların değerlendirmelerinde halkın çözüm için umudu fazla ama doğru sonuçlanacağına dair tereddütlerin olduğunu ortaya koyuyor. Toplumun beklediği şey, inanın ki yeni bir çözüm değil, samimi, ilkeli, inanç temelli bir helalleşme sürecinin olmasıdır. Bu ankette gençlerin yüzde 28'i süreçten mutlu olduğunu, yüzde 11'i kararsız, yüzde 26'sı inanmadığını, yüzde 8,4'ü inandığını, yüzde 25,4'ü ise faydalı olduğunu ifade ediyor" şeklinde konuştu.
Genç Barış İnşacıları Derneği temsilcisi Rona Şenol, gençlerin 'Terörsüz Türkiye' süreci ile ilgili somut beklentilerinin olduğunu kaydederek, "Şimdiye kadar MHP Lideri Devlet Bahçeli, cesur çıkışlarıyla bu sürecin itici gücü ve arkasındaki en güçlü siyasi irade oldu. Öcalan ile İmralı'da yapılan görüşmeler, İmralı Heyeti'nin Cumhurbaşkanı ile görüşmesi bu irade ile paralel gelişmeler. Fakat geldiğimiz aşamada toplumun beklentisi; iktidar yeşil ışık yakmanın ötesine geçerek somut adımlar atmalı. Bu adımlar atılmadıkça toplumun desteği kırılgan hale geliyor" diye konuştu.
Türkiye Gençlik Vakfı Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Karagüzel, Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık bir medeniyete ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, "Tarihsel süreç içerisinde bu topraklarda farklı paradigmalar oluşuyor. Bu paradigmalar yanında maalesef tek tipleşmeyi gerektiriyor. Oysa biz Türkiye'nin geleceğini inşa ederken bize gerekenin sadece tek tipleştirmek değil, ortak paydalarda buluşmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu ortak paydanın da bizi bir arada tutan milli ve manevi değerler olduğunu düşünüyoruz. Ve inanıyoruz ki bu değerlerin en kapsayıcı zemini ve en birleştirici zemini İslam ahlakıdır. Bu payda üzerine kurulan bir kardeşlik iklimi farklılıklarımızı tehdit olarak değil, zenginlik haline getiriyor" ifadelerini kullandı.
Gençlik Örgütü Forumu Genel Koordinatörü Hasan Oğuzhan Aytaç, gençlerin 'Terörsüz Türkiye' süreci ve komisyon çalışmalarına inanmadığını savunarak, gençler ile siyaset kurumu arasındaki güven ilişkisinin bittiğini iddia etti. Aytaç, "Komisyona önereceklerimiz, gençlerin süreçten etkilenen değil, süreci bizzat kurgulayan ve özne olduğu bir yaklaşıma dayanacaktır" şeklinde konuştu.
Milli Türk Talebe Birliği Genel Başkanı Tahsin Başarı, derneğin her türlü bölücülük, kardeş kavgası ve kimliksizliğe karşı mücadele ettiğini söyleyerek şöyle devam etti:
"Terörsüz Türkiye hedefi yalnızca güvenlik politikaları oluşturmak değil, toplumun her katmanında yeniden inşa edilmesi gereken bir bilinç meseledir. Bizler inanıyoruz ki terörle mücadele sadece silahla değil bilinçle, güçle değil ahlakla, güvenlik tedbirleriyle değil toplumsal dayanışmayla kazanılır. İşte tam da tarif ettiğimiz dayanışmayı ortaya koymak için yöntemleri konuşmak, engelleri aşmak ve neticede milletimizin sırtına küfe olan bu problemi kökten çözmemiz gerekiyor. Dünyanın göz bebeği bir coğrafyada konuşuyoruz. Bu coğrafyayı değerli kılan en büyük etmen taşına, toprağına ekilen kardeşlik tohumlarıdır. Gücümüzü dayandırdığımız bu zenginlik ve birliktelik çeşitli şer odaklarının hedefi olmuş ve bu topraklara nifak tohumları ekilmeye çalışılmıştır."