SGK'nın bu önemli duyurusu, vatandaşların sosyal güvenlik sistemi içindeki haklarını korumaları adına kritik bir adım. Kurum, pek çok ödeme kalemi için belirlenen 5 yıllık zaman aşımı süresine uyulmasının zorunluluğunu vurguladı. Hakkın doğduğu tarihten itibaren işleyen bu süre zarfında başvuru yapılmazsa, hak sahibi yalnızca son 5 yıllık ödemeyi alabiliyor, daha eski haklar ise zaman aşımı nedeniyle ödenmiyor. Bu kuralın SSK (4/1-a), Bağ-Kur (4/1-b) ve Emekli Sandığı (4/1-c) kapsamındaki tüm sigortalılar ve hak sahipleri için geçerli olduğu, özellikle 2008 sonrası dönemde kuralların daha sıkı uygulandığı ifade edildi.

5 Yıllık Zaman Sınırı Hangi Hakları Etkiliyor?

SGK'nın uyguladığı 5 yıllık zaman aşımı kuralı, geniş bir sosyal güvenlik hakları yelpazesini kapsamaktadır. Bu süre içinde talep edilmediği takdirde kaybedilme riski bulunan başlıca haklar şunlardır: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumunda bağlanan gelirler, sigortalının vefatı halinde hak sahiplerine (eş, çocuk, anne-baba) bağlanan ölüm aylıkları (dul ve yetim aylığı), kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle malul kalmaları durumunda bağlanan vazife malullüğü aylıkları. Ayrıca, sigortalının vefatında ödenen cenaze ödeneği, evlenen yetim kız çocuklarına verilen evlenme ödeneği (halk arasında bilinen adıyla çeyiz parası – 24 maaş tutarında olabilir), hastalık veya analık nedeniyle çalışılamayan günler için ödenen geçici iş göremezlik ödeneği (rapor parası) ve çalışma gücünü önemli ölçüde yitirenlere bağlanan maluliyet aylığı da bu 5 yıllık süreye tabidir.

Emekli Maaşları: Zaman Aşımı mı, Otomatik Durdurma mı?

Emekli maaşları söz konusu olduğunda, zaman aşımı uygulaması diğer haklardan farklılık gösterir ve burada emeklilik tarihi belirleyici olur. 2008 yılından önce emekli olmuş kişiler, maaşlarını 5 yıl boyunca almazlarsa, genel 5 yıllık zaman aşımı kuralına tabi olurlar. Başvurduklarında sadece son 5 yıllık birikmiş maaşları ödenir, daha eski dönemlere ait olanlar ödenmez. Ancak, 2008 yılı ve sonrasında emekli olanlar için durum farklıdır. Bu emeklilerin maaşları zaman aşımı nedeniyle tamamen "yanmaz". Fakat, maaşın bankadan aralıksız 12 ay boyunca çekilmemesi durumunda, SGK ödemeyi otomatik olarak durdurur. Bu, SGK'nın kişinin hayatta olup olmadığını ve aylık alma koşullarının devam edip etmediğini araştırma sürecini başlatır. Kişinin başvurusu ve durumun netleşmesi üzerine maaş tekrar ödenmeye başlar, ancak ödemenin durdurulduğu dönemdeki maaşlar geriye dönük olarak talep edilemez.

Mirasçılar İçin En Kritik Süre: Sadece 2 Yıl!

Sosyal güvenlik sisteminde en kısa ve en katı zaman aşımı süresi, vefat eden sigortalıların mirasçıları için geçerlidir. Vefat eden bir sigortalının, sağlığında hak kazanmış olduğu ancak tahsil edemediği aylık, gelir veya diğer SGK alacakları varsa (örneğin, vefat ettiği aydan önceki birikmiş maaşı), mirasçılarının bu alacakları SGK'dan talep etmek için vefat tarihinden itibaren yalnızca 2 yıl (24 ay) süresi vardır. Bu iki yıllık kritik süre içinde mirasçılar tarafından SGK'ya başvuru yapılmazsa, söz konusu alacaklar üzerindeki tüm hakları kaybolur ve bu alacaklar SGK kayıtlarından silinir. Bu 2 yıllık süre, genellikle gözden kaçabilen ve mirasçıların önemli maddi kayıplar yaşamasına yol açabilen çok önemli bir ayrıntıdır ve cenaze ödeneği gibi diğer hakların 5 yıllık süresinden farklıdır.

Zaman Aşımında İstisnalar Mümkün mü?

Evet, SGK mevzuatı bazı durumlarda 5 yıllık zaman aşımı kuralının uygulanmamasına olanak tanır. Ancak bunun için hak sahibinin başvuru yapmasını engelleyen çok ciddi ve geçerli mazeretlerin olması ve bunların resmi belgelerle kanıtlanması gerekir. Örneğin, hak sahibinin başvuru yapamayacak derecede ağır ve sürekli bir hastalık geçirmesi, akıl sağlığını yitirmesi (ilgili sağlık kurulu raporlarıyla belgelenmiş) veya mahkeme kararıyla kısıtlılık altına alınmış olması (vesayet kararı) gibi durumlar bu istisnalar kapsamına girebilir. Bu gibi durumlarda, hak sahibi veya yasal temsilcisi (vasi), durumu kanıtlayan belgelerle birlikte SGK'ya başvurduğunda, 5 yıllık süreye takılmadan hakkını talep edebilir. Ancak, bu istisnaların uygulanabilmesi için ispat yükümlülüğü hak sahibindedir ve belgelerin eksiksiz ve geçerli olması şarttır.

Kaynak: Haber Merkezi