Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası vatandaşların ağız ve diş sağlığı hizmetlerine daha kolay ulaşabilmesi için kamuda diş hekimi istihdamının artırılması gerektiğini açıkladı. Sendika, her yıl binlerce gencin diş hekimliği fakültelerinden mezun olduğunu ancak önemli bir kısmının iş bulamadığını ve kamuda atama beklediğini belirtti. Diş Hekimliği Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nın (DUS) yılda iki kezden bire düşürülmesinin mesleki gelişimi olumsuz etkilediği vurgulanırken Türkiye’de şu anda 50 bin civarında diş hekiminin görev yaptığı, önümüzdeki 5 yılda ise yaklaşık 50 bin yeni mezunun daha mesleğe katılacağı ifade edildi. Mevcut hekimlerin yalnızca 21 bininin kamuda çalıştığı, geri kalan 29 bininin özel sektörde görev yaptığı belirtilerek bu dağılımın kamu hizmetine erişimi zorlaştırdığı aktarıldı. Vatandaşların özel sağlık hizmetlerine yönelmek zorunda kaldığı ve bunun ekonomik yük oluşturduğu vurgulandı.

DİŞ SAĞLIĞI HARCAMALARI
Sağlık-Sen’in açıklamasında TÜİK ve OECD verilerine göre Türkiye’de hanehalkı sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 15’inin diş sağlığı hizmetlerinden kaynaklandığı ve bunun birçok aile için “katastrofik sağlık harcaması” boyutuna ulaştığı ifade edildi. Koruyucu diş sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılması halinde bu yükün ciddi oranda azalacağı, ağız ve diş sağlığının yalnızca estetik değil, genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulandı. Koruyucu hizmetlerin 4-7 kat maliyet etkin olduğu, uzman diş hekimi istihdamının ise tedavi başarısını yüzde 20 artırdığı ve uzun vadede sağlık maliyetlerini aynı oranda düşürdüğü belirtildi. MHRS’de en çok randevu talep edilen branşlardan biri olan diş hekimliğinde yoğunluğun azaltılması için koruyucu hizmetlere ağırlık verilmesi, yeni diş hekimi atamalarının yapılması ve hekimlerin hastalara daha fazla zaman ayırabilmesinin sağlanması gerektiği ifade edildi.
UZMAN DİŞ HEKİMİ SAYISI OECD’NİN GERİSİNDE
Açıklamada istihdam sorununa yönelik çözüm önerileri de paylaşıldı. Buna göre diş hekimlerinin kamuda daha fazla istihdam edilmesi, koruyucu ağız ve diş sağlığı politikalarının güçlendirilmesi, eğitimli genç hekimlerin emeğinin heba edilmemesi, Türkiye’nin bilimsel birikiminin korunması ve uzman diş hekimi oranının OECD ortalamasının üzerine çıkarılması gerektiği belirtildi.





