Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, ABD'deki temaslarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 80. BM Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye gerçekleştirdiği resmi ziyarete eşlik eden Bakan Memişoğlu, New York şehrinde BM bünyesindeki "Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü ile Ruh Sağlığı ve İyi Oluş Halinin Teşviki" başlıklı toplantıya katıldı. Memişoğlu konuşmasına başlarken, "Bugün burada, bulaşıcı olmayan hastalıklar ve ruh sağlığı sorunlarını ele almak için bir araya gelmemiz, küresel dayanışmanın gücünü göstermektedir. Bu sorunlar yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutlarıyla tüm insanlığın ortak yüküdür. Hastalıklarla etkili mücadelenin yolu, sağlıklı yaşamı teşvik eden, kapsayıcı ve güçlü sağlık sistemlerinden geçmektedir" ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu, Türkiye'nin "Sağlıklı Türkiye Yüzyılı" programına değinerek, "Türkiye olarak biz de sağlık sistemimizi bu anlayışla güçlendiriyor, reformlarla geliştiriyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetlerimizi ve dijital sağlık uygulamalarımızı toplumun her kesimine erişebilir kıldık. Böylece kronik hastalıkların kontrolünde önleyici ve proaktif yaklaşımlar benimsiyoruz. ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı' vizyonumuz doğrultusunda, bireylerin sağlığını koruyan ve geliştiren bir sistemi inşa ediyoruz. Bağışıklama ve erken tanı programlarımızla gelecek nesilleri koruyacak sürdürülebilir modeller oluşturuyoruz. Böylece sadece bugünün hastalıklarını tedavi etmiyor, yarının risklerini de azaltıyoruz" ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Memişoğlu, ruh sağlığı hastalıklarıyla mücadelede uluslararası işbirliğinin pekiştirilmesi çağrısında bulunarak, "Bulaşıcı olmayan hastalıklar ve ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele, tek bir ülkenin çabasıyla başarıya ulaşamaz. Bu küresel yükü azaltmak için hepimizin daha güçlü işbirliği yapması, kaynakları adil biçimde paylaşması ve ortak stratejiler geliştirmesi gerekmektedir" dedi.
Bakan Memişoğlu ayrıca, İsrail'in yoğun bombardımana tuttuğu Gazze Şeridi'nde yaşanan insani krize de değinerek, "Sağlık hakkı, insanlık onurunun en temel gereğidir. Ancak bugün Gazze'de yaşananlar, bu hakkın en vahşi şekilde ihlal edildiğini göstermektedir. Hastanelerin hedef alınması, ambulansların bombalanması ve sağlık çalışanlarının görev başında saldırıya uğraması, insanlığın ortak değerlerine aykırıdır. Sivillerin, özellikle çocukların ve kadınların, en temel sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılması kabul edilemez. Türkiye olarak dili, inancı ya da kimliği ne olursa olsun, her insanın yaşama ve sağlığa erişim hakkını savunmaya devam edeceğiz. Gazze'deki trajedinin uluslararası toplumun vicdanında karşılık bulması artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. Gelin, hastanelerin hedef alınmadığı, ambulansların vurulmadığı, yaşamın ve umudun korunduğu adil bir dünya için birlikte hareket edelim. İnsani değerlere sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum" açıklamasını yaptı.