26. ve 27.Dönem CHP Eskişehir Milletvekilliği yapan, ayrıca beş dönem Parti Meclisi (PM) üyeliği görevinde bulunan Prof. Dr. Gaye Usluer, CHP’nin 21.Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden PM’ye aday oldu. İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı öncülüğünde hazırlanan “Denge ve Dayanışma” listesinden aday olan Usluer, 305 oy aldı. 52 kişilik PM listesinde 62’nci sırada yer alan Usluer, Parti Meclisi’ne girmeyi başaramadı.
“Delege tarafından tanınmayan kişilerdi”
Usluer, CHP’nin olağanüstü kurultayını eskisehirnet’ten Ayşe Kaytan Uçak’a değerlendirdi. Seçimlerin demokratik olmadığı savunan Usluer, “Seçim mi, evet seçimdi. Demokratik mi, demokratik değildi. Çünkü listedekiler delege tarafından tanınmayan kişilerdi. Kemal Bey’in (Kemal Kılıçdaroğlu) listelerini en az 10-15 kişi deliyordu” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bir önceki kurultayın etkisinden çıkamadığını söyleyen Usluer, kurultayın, parti içi birlik ve beraberlik açısından önemli bir fırsat olduğunu ancak bu fırsatın değerlendirilmediğini vurguladı. Usluer, “Özgür Özel, bir yıl önceki kurultayın etkisinde kalmış durumdaydı. Kim Kemal Bey’e oy verdi, kim Kemal Beyci tarzında. O öfkesini devam ettiriyordu. Bu kurultay, parti içi birlik ve beraberlik açısından önemli bir şans olabilir. Ancak bu tercih edilmedi. Liderin tercihi, yapacak bir şey yok. Bundan sonra mazeret üretilecek bir alan kalmadı” ifadelerini kullandı.
“Artık kimsenin ‘ama’ deme lüksü kalmadı”
Özgür Özel’in anahtar listesinin tamamının delegeden onay almasına da değinen Usluer, delegenin yaklaşımını şöyle değerlendirdi: “Delege, ‘Özgür Özel de iyi bir liderlik performansı gösteriyor. İktidara en yakın olduğumuz bir dönemde bunu engellemeyelim. Eleştirilerimiz bir kenarda dursun. Bırakalım kendi kadrosu ile çalışsın, hiç kimse hayır demesin’ düşüncesiyle hareket etti. Delege o serbestiyeti verdi. Şu anda parti dışındaki muhalefet bir şey yapamaz. Dışarıda yüz tane hizip olsa da işe yaramaz. Bundan sonra hiçbir mazeretin üretilmeyeceği, tamamıyla başarıya odaklanılması gereken bir süreç başlıyor. Kimsenin ‘ama’ ya da ‘fakat’ deme lüksü kalmadı.”
“İmamoğlu süreci dönüm noktası oldu”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yaptığı “Halk bize tüketim değil, yatırım kredisi verdi. Bizim bunu doğru kullanmamız gerekir” açıklamasını hatırlatan Usluer, bu kredinin ilk etapta doğru kullanılmadığını savundu. 31 Mart yerel seçimlerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına kadar olan süreçte halkın heyecanının sönümlendiğini belirten Usluer, “Genel Başkan ‘normalleşiyoruz’ dedi, Kıbrıs’a birlikte gidildi, Meclis’te ayağa kalkıldı… Tüm bu gelgitler halkın heyecanını sönümlendirdi” diye konuştu.
“Masumiyet karinesi yok sayılıyor”
İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan sürecin yalnızca CHP seçmenini değil, toplumun vicdanını yaraladığını belirten Usluer, “Gerçek bir mahkeme süreci ortaya çıkmadan insanlar tutuklanıyor. Masumiyet karinesi hiçe sayılıyor. Seçimle yapılamayan, yargı eliyle yapılıyor. Yargı eliyle insanlar itibarsızlaştırılıyor. Bu durum sadece CHP’lileri değil, toplumun tüm vicdanını derinden yaraladı” dedi.
“Saraçhane, Özgür Özel’e liderlik kimliği kazandırdı”
Yerel seçimlerden İmamoğlu’nun tutuklanmasına kadar olan dönemi “iyi yönetilemeyen bir süreç” olarak değerlendiren Usluer, Saraçhane mitingleri ile doğru adımların atıldığına dikkat çekti. Usluer, “Özgür Özel, Saraçhane konusunda doğru hamleler yaptı. 19 Mart’tan sonraki süreci başarılı bir şekilde yönetti. Bu da, onun liderlik söylemini güçlendirdi” diye konuştu. Türkiye’de büyük bir sıkışmışlık olduğunu dile getiren Usluer, bu durumun CHP için büyük bir fırsat doğurduğunu ifade etti. Toplumun büyük bir kısmının değişim istediğine vurgu yapan Usluer, “Bu yüzden artık kimsenin ‘kaşının üstünde gözü var’ dememesi gerekiyor. Özgür Bey’in üzerinde büyük bir sorumluluk var. Bu süreçte hem tutuklu belediye başkanlarını unutturmamak hem de başlatılan mücadeleyi aynı hızla sürdürmek gerekiyor. Bu noktada toplumu canlı tutmak önemli “ifadelerini kullandı.
“Saraçhane’de sadece CHP’liler yoktu”
Saraçhane’de toplanan kalabalığın sadece CHP’lilerden oluşmadığını vurgulayan Usluer, “Toplumsal tazyikin artması ve genç kitlelerin harekete geçmesi çok kıymetliydi. Saraçhane’de toplanan kalabalığın hepsi Cumhuriyet Halk Partili değildi, CHP’de ete kemiğe büründüler. CHP, bu sefer sürece sahip çıktı. Gezi’de bu olmamıştı. Süreci domine eden İmamoğlu, iyi yöneten ise Özgür Özel oldu” ifadelerini kullandı.
Toplumsal baskı erken seçim getirebilir
Usluer, her Çarşamba İstanbul’da ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde yapılacak mitinglerin erken seçim üzerinde baskı oluşturabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: “AKP en zayıf olduğu süreçte erken seçim istemez ancak ekonomik kriz ve dış politikadaki sıkışma erken seçimi zorlayabilir. İktidar hiçbir zaman güle oynaya değişmez, bu süreç sancılı olur. Ancak, CHP’nin belediyelerin çoğunluğuna sahip olması hem moral üstünlüğü hem yönetim modeli açısından ciddi bir avantaj sağlıyor.”