Eskisehir.net Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cihan Yıldırım ve Yazı İşleri Müdürü Deniz Çağlar Fırat’a özel açıklamalarda bulunan Başkan Kurt, Eskişehir’den PM üyesi adayı olmak isteyen siyasetçilere de çağrılarda bulundu.
Kurt, Büyük Kurultay öncesi Eskişehir’den PM için adaylıktan kendisi için ortaya atılan milletvekilliği ve Genel Başkan Yardımcılığı gibi soruları samimiyetle yanıtladı. Kurt, başta CHP olmak üzere Eskişehir’i Ankara’da temsil eden siyasetçi profilini tanımladı. Orhan Oğuz, Hüsamettin Cindoruk, İ. Yaşar Dedelek ile Nabi Avcı’yı kıyaslayan Kurt’un samimi açıklamalarını röportajımızda okuyabilirsiniz.
"KİŞİSEL HİÇ BİR BEKLENTİM YOK"
Öteden beri konuşulan bir durum vardı. Genel politikada, genel başkan yardımcılığı ya da partinin üst düzey görevlerinden birinde yer alma, hatta iktidara gelinirse bakan olarak değerlendirilme yönünde bir beklenti olduğu söyleniyordu.
Keşke, inşallah...
Tabii burada Odunpazarı’nda üçüncü dönemin tamamlanmak üzere olması da bir etken. Diğer tarafta Ayşe Ünlüce ismi konuşuluyor. “Onu ekarte edip Büyükşehir’e mi hazırlanıyorsunuz?” sorusu geliyor.
Ama böyle bir niyetimiz yok. “Birini ekarte edelim” diye bir düşüncem hiç olmadı.
Bir politikanın devam edebilmesi için mutlaka biriyle mücadele etmek ya da kavga etmek gerekmez. Ben kendimi belli bir olgunluğa ulaşmış bir siyasetçi olarak görüyorum; bu tür hırslar, kişisel hesaplar benim derdim değil. Kişisel bir beklentim yok. “Makam şöyle olsun, mevki böyle olsun” gibi düşünceler taşımıyorum. Her yerde çalışmaya hazırım. Hiçbir görevim olmasa bile üretir, çalışırım. Dolayısıyla hırsla hareket etmem; ama “şurada yararlı olursun, gel” derlerse giderim. Benim için önemli olan görev değil, fayda sağlamaktır. Hiçbir zaman bir görevden kaçmadım, kimseyi rakip olarak da görmedim. Ankara Türkiye’yi yöneten bir merkez. Bugün Türkiye’nin mutlaka düzlüğe çıkması gerekiyor. Bunun için çok çalışmak ve radikal kararlar almak şart. “Mış gibi yapmak”la bu işler yürümez. Ankara’da bir görev verilirse, elbette yararlı olurum; hatta birçoğundan daha iyisini, sıkıntısız yapabileceğime inanıyorum.
"YENİ DÖNEMDE SIRADAN MYK ÜYELERI OLMAYACAK"
Kamuoyunda “Türkiye Eskişehir gibi yönetilsin” algısı da var. Ama soruluyor: “Peki, neden parti meclisinde ya da genel merkezde bir Eskişehirli yok?” Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Parti meclisini bu noktada farklı değerlendirmek gerekiyor. CHP’nin kurultaydan sonraki en önemli organı olan parti meclisi, maalesef son yıllarda önemsizleştirildi. Kemal Bey ve Deniz Bey dönemlerinde, politika üretmeyen isimlerle dolduruldu. Bu da partinin başarısızlığına yol açtı. 2023’te seçilen mevcut PM de belli dengelerin hesabıyla belirlendi. “Gençleştireceğiz”, “yenileri alacağız” denilerek kurulan bu yapı doğal bir PM değildi. Kasım sonunda yapılacak kurultayda belirlenecek PM, CHP tarihinin en önemli meclislerinden biri olacak. Çünkü genel başkan artık rahat; istediği kadroyu kurabilecek.
Kimseye taviz vermek zorunda değil, kimsenin pazarlık gücü yok. Bu da partinin yeniden güçlenmesi için bir fırsat.
Genel Başkan kimseye taviz vermek zorunda değil, kimsenin de pazarlık etme şansı yok. Gücü yok çünkü kongre süreçlerinde şunu yaşadık. Birçok ilde belki illerin üçte ikisinde tek adaylı kongreler oldu. Cumhuriyet Halk Partisi'nde görülmemiş bir şey bu. Ama niçin böyle oldu?
"BU KURULTAYDA HERKES ADAY OLAMAZ"
Tam an şu anda ilk önce partiyi bir hukuksal olarak koruyalım, kurtaralım. İki, AKP'nin belediyeler üzerindeki saldırısını def edelim. Üç, iktidara geliyoruz, iktidara gelecek kadroyu kuralım anlayışıyla. Yoksa Kazım Kurt tek aday çıksın deyince tek aday olmadı. Eskişehir'deki partililerimiz bu stratejiyi, bu düşünceyi benimsedi. Anlattığımız zaman doğru olduğunu düşündüler ve o aday olmak isteyen arkadaşlara dediler ki kusura bakmayın. Yani şimdi sırası değil. Bu kurultaya da yansıyacak. Bu kurultayda da öyle her önüne gelen parti meclisi üyesi adayı olamaz. Olmamalı. Parti meclisi oraya iki tane isim yapmak için çıkılacak bir alan değil. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi, 2025'in Kasım'ında gerçek bir kadro oluşturacak. Ve bu kadro parti iktidara götürecek. Çünkü Cezaevinde 16-17 tane belediye başkanımız var. Büyükşehir başkanlarımız var, cumhurbaşkanı adayımız var. Her gün yeni yeni usulsüz davalarla da karşı karşıyayız. Bu işin genişlemeyeceğinin garantisi yok. O zaman daha güçlü, daha yapıcı ve daha kalıcı işler becerecek parti meclisi üyelerine ihtiyaç var. Çünkü oradan seçiliyor MYK. Genel başkan yardımcıları da sıradan olmayacak yeni dönemde. Ben öyle düşünüyorum, öyle görüyorum. Genel başkanın tavrından anladığım ciddi bir değişiklik olacak. Yani şu anda 60 tane parti meclisi üyesi varsa yarısı kalırsa başarıdır. Gerisi değişir. MYK üyelerinin de büyük bölümü değişir. Yepyeni bir iktidar kadrosu çıkar diye düşünüyorum.

“PM İÇİN ADAY OLAN ÇIKSIN, ADAYIM DESİN”
Aklınızda kimse var mı başkanım?
Yok, isim olarak değil. Eskişehir'den bazı isimler geçiyor. Eskişehir'den geçen isimler niye geçiyor bilmiyorum. O arkadaşlarımız bu yeterlilikte olduklarını düşünüyorlarsa zaten aday olsunlar çıksınlar. Kendilerini yeterli gören herkes aday olabilir. Ancak Eskişehir’de bir usul vardır: Eskişehir adına biri oraya gidecekse örgütler toplanır, değerlendirir. Kimi destekleyeceğini açıkça belirler. Ayrımcılık olmasın ama hiç tanımadığımız birine oy vereceğimize Eskişehirli birine oy veririz; ama niçin verdiğimizi de bilmemiz gerekir. Yine de sadece Eskişehir’in oyuyla bu iş olmaz. Eskişehir'in 14 tane delegesi var.
Kazım Kurt genel merkezde arası iyi. İstanbul ekibi ile arası iyi. İmamoğlu ekibiyle de. Birini anahtar listeye sokturmanız mümkün mü?
Mümkün yani biz bunu sağlayabiliriz. Genel merkez, İstanbul ekibi, İmamoğlu ekibi gibi dengeler de önemli. Doğru bir iletişim kurulursa, Eskişehir’den bir ismin anahtar listeye girmesi mümkündür. Ama şu anda adı geçenlerin çoğu sadece “gaza gelmiş” gibi görünüyor. Ama dediğim gibi oturup konuşmak gerekiyor... O kim? O yok şu anda. Aday yok. Şu anda adı geçen arkadaşlarımız biraz gaza geliyor gibi düşünüyorum. Parti meclisi gerçekten önemli, kutsal bir iş. Ama şu anda bakın bir kadın kotası var, bir gençlik kotası var. Bunlardan dolayı bir avantajlı durum elde edemeyiz diye düşünenler olabilir.
“PARTİ MECLİSİ KUTSALDIR”
Parti meclisi kutsal bir görevdir. Kadın kotası, gençlik kotası gibi avantajlar olabilir ama asıl mesele oy alabilmektir. Eskişehir’den tanınmayan bir ismin İstanbul’dan oy alması zordur. Bunu daha önce de yaşadık: Kemal Bey’in listesinde olan bir arkadaş seçilemedi ama listede olmayan biri seçildi. Kurultay “ben yaptım oldu” mantığıyla işlemez. Bir kere bir geçmişi olacak. Arkada tanınırlığı, bilinirliği olacak.
Zaman zaman Cumhuriyet Halk Partisi kongrelerinde çok acayip isimler birinci sıradan seçildi. Niye? O ara popülerdi. Mehmet Ali Çelebi geldi bize parti meclisine aday oldu. Herkes oy verdi. Birinci sıradan seçildi. Ama baktık ki şimdi AKP'de. İhsan Öskes, Üsküdar müftüsü Ecevit'in cenazesini kıldırdı diye bizden aday olunca. Herkes yüklendi parti meclisine girdi. Ama şimdi gitti AKP'de.
Bizde böyle popüler bir adam yok ki. Onun için şu anda Eskişehir'deki arkadaşlar da popüler birisi olmadığı için şansı az gibi düşünüyorum. Bir ay kalsa da çalışsalar, şansları yine düşük.
"BÜYÜKŞEHIR TAKINTIM YOK"
“20 yıllık emeğim çöpe gitti.” Diye düşündüğünüz oluyor mu? Büyükşehir'i istediğinizi hep düşünüyoruz ya da böyle bir hava var.
Politikada hiçbir şey “hak ettim, benimdir” diye bakılmaz. Koşullar belirleyicidir. Görev verilirse yaparım, verilmezse kimseye kırılmam, küsmem. İlla büyükşehir belediye başkanı olmam gerekmiyor. Her ortamda bu halka hizmet etmek için çalışırım. Ben solcu bir insanım; ezilenlerin, sömürülenlerin yanında olmayı önemsiyorum. Halkevinde, Verem Savaş Derneği’nde, partide... Nerede olursam olayım, çalışmaktan mutluyum. Partide çalışırken de mutluydum. Şimdi de mutluyum. Öyle bir kompleksim olmaz.
Büyükşehir konusu şu anda tartışılacak bir şey değil. Büyükşehir Başkanlığı şu anda tartışılacak bir şey değil. İşimize bakacağız. Tartışacak olsak geçen dönem basında ya da kamuoyunda “Kazım mı Ahmet mi” gibi bir takım tartışmaların içinde biz yoktuk. Ben yoktum. Ama konuştu insanlar. O zaman küseceksek küserdik yani öyle bir şey söz konusu değil. Ahmet abi içinde öyle bir şey söz konusu. İşte çalışıyoruz şu anda. Bu bence boş takıntı bunlar.
“ÜÇ DÖNEM KURALINA UYULURSA ÇEKİLİRİM”
Bir dönem daha Odunpazarı olabilir mi başkanım peki?
Parti üç dönem kuralını getirdi. Bu kural işlerse, ben kenara çekilirim; gayet doğal. Hiç itirazım olmaz. Başka bir görev verilirse, oraya da giderim. Seyitgazi’ye verseler giderim, Çorum’a verseler giderim. Partiye katkı sağlayacak her görev benim için değerlidir. Niye? Partiye bir katkım olacaksa Türkiye'ye bir katkımız olur. Onun için de bireysel beklentimi asla öne çıkarmadım.
“ESKİŞEHİR’İN HAKKINI ALMAK İÇİN YIRTICI OLMAK GEREKİR”
Liste başı olursanız şaşırmayalım bu durumda…
Parti “Kazım sana ihtiyaç var, gel” derse, hiç tereddüt etmem. Nasıl milletvekilliğini bırakıp geldiysem, yine giderim. Ama Ankara’ya giden siyasetçi etkili olmalı. Hep diyorum ya Eskişehir iyi şeylere layık Eskişehir'den Ankara'ya giden politikacıların etkili olması lazım. Güçlü olması lazım. Buraya devletin katma değerinin fazlasını getirmesi lazım. Biz ödediğimiz vergi kadar devletten bir şey alamıyoruz. Ben olsam daha çok alırım. Bu kadar net.
Ne bakanla görüşmek için kuyruk beklerim, böyle şey olmaz. Eskişehir'den Ankara'ya gidecek politikacı etkili olmalı. “Cumhurbaşkanımız uygun görürse” diye bekleyenlerden olmam. Ne bakanla görüşmek için kuyruk beklerim, ne de ricacı olurum. Eskişehir’in hakkını almak için yırtıcı olmak gerekir. Geçmişte Orhan Oğuz, Cindoruk, Dedelek gibi etkili isimler vardı. Ama son 20 yılda bu kalibrede kimse çıkmadı.
“NABİ AVCI ESKİŞEHİR’E NE YAPTI?”
Nabi Avcı iki dönem bakanlık yaptı, ama Eskişehir’in eğitim ve turizm sorunları çözülmedi. Kızılinler Projesi hâlâ ortada, 27-28 okula hâlâ ihtiyaç var. Bakan olduysa bu sorunları çözmeliydi. O zaman Nabi Avcı niye yaptı bu bakanlığı? Yapmamalıydı. Oraya bakan olduysa Eskişehir'in eğitimle ilgili bütün sorunları çözülmeliydi.
Eskişehirspor’a da bakın. Trabzonspor iktidardan istediğini alırken, Eskişehirspor hiçbir destek alamadı. Ama oradaki alıyor, buradaki alamaz. İsteyemedi bile. Yırtıcı, ısrarcı bir siyasetçi olmalı. Eskişehir’in hakkı savunulmalı.
Eskişehir hakkını alacak. Almalı. Onun için Eskişehir'de bizden de gidecek arkadaş varsa o da öyle olmalı. Yani bizim iktidar olduk. Bizim milletvekilimiz bakanın yanına giremeyecek. O zaman olmaz. Boşuna olmasın. Parti meclis üyesi olmuş. Bakandan randevu alamamış. O da olmaz. Olmaz.
Genel Başkanın mitingi olduğu gün Çin’deydiniz. Bazıları “Uçak bulup gelirdi” dedi. Aranızda bir soğukluk mu var?
Genel başkanın mitingi günü Çin’deydim. Ama bu doğru değil. Ben genel başkanla görüştüm; ne o zorladı ne ben. Çin’deki işler o anda daha öncelikliydi. Zaten genel başkanın seçilmesi için en çok çalışanlardan biriydim. Aramızda bir soğukluk olması mümkün değil. Oradayken de haberleştik, bazı bilgileri paylaştım. Her şey gayet dostane ilerledi.
Teşekkürler Başkanım.





