Eskişehir'de şiddetli rüzgar ağaçları devirdi: Araçlar hasar gördü
Eskişehir'de şiddetli rüzgar ağaçları devirdi: Araçlar hasar gördü
İçeriği Görüntüle

İzzet Baysal Caddesi'nde düzenlenen mitingde kalabalığa seslenen Özel, "Bugün enflasyon rakamları açıklandı. And olsun ki bu parti iktidar olacak. Bu meydanda bir tane fakir kalmayacak. Bolu'da bir tane fakir kalmayacak" ifadelerine yer verdi.

Özel, "Muhalefete muhalefet devrini çok gerilerde bıraktık. Geçmişte hatalar oldu, kusurlar oldu, tartışmalar oldu. Haklıyı, haksızı orada bıraktık. Biz önümüze bakarken kol kola, omuz omuza, dayanışma içinde başımızdaki bu kötülüğe karşı kendini getiren, sandıktan kaçan, demokrasi treninden inen, bir daha seçim yapmamayı bile hesap eden, yapacaksa da kendinden sonrasına veliahtı bile aileden arayan birine karşı demokratik mücadele ile kazanacağız. Mücadeleyi büyütmeye, bütün muhalefete hep beraber sarılmaya söz mü? Sakın kimse, iktidara muhalefet etmek varken muhalefete muhalefetle uğraşmasın" dedi.

"Eskişehir’deki nadir elementleri Trump’a vermeye çalışıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretini de eleştiren Özel, şunları söyledi:

“Biz Filistin meselesinde yanarlı dönerli işlerin içine girmeyiz. Karaoğlan Yaser Arafat’a ne destek verdiyse, Özgür Özel de Mahmud Abbas’a o desteği verir. Erdoğan kendine çalıştı, yetmedi. Zenginlere çalıştı, yetmedi. Şimdi kime çalışıyor? Trump’a çalışıyor. Dünyanın en acımasız alışverişi; o kadar zengin ülke, bu kadar yoksulluk, zorluk içinde yaşayan bir ülke. Onların bize katkı yapması gerekirken gidiyor, anlaşma yapıyor. 250 tane Boeing alacak. Fahiş fiyata Amerika’dan sıvılaştırılmış gaz alıyor. Türkiye’de Eskişehir’dekiler başta olmak üzere çok kıymetli mineralleri, nadir elementleri Trump istediği için, aynı Ukrayna’da olduğu gibi Trump’a vermeye çalışıyor. Peki bunları yapıp da karşılığında ne alıyor? Hiçbir şey. Ne almış biliyor musunuz? Kendisi için meşruiyet almış. Ben söylemiyorum. Ben söylesem çıkıp itiraz etmekte haklı. Demesi lazım ki, ‘Ben seçime girdim de, seçimden çıktım da, o da bu da.’ Meşruiyetin iki ayağı var. Birisi sandıktan çıkacaksın ama sonra demokratik ve adil yöneteceksin. Ben, sandıkla ilgili kısmıyla bunu getiren anayasa değişikliğinin öncesinde, sırasında, sonrasında olanlar başta OHAL olmak üzere zaten meşruiyeti tartışmalı. Ama dese ki, son sandıktan çıktım, devamında da adil yönetmedin, demokratik yönetmedin. Ama bunları Ana Muhalefet Lideri olarak ben değil, gidip de icazet aldığı, yan yana poz vermek için uğraştığı Trump söylüyor. Gitmeden önce Trump’ın Ankara Büyükelçisi, ‘Hiç aklıma gelmemişti. Trump çok zeki bir adam. Erdoğan’a meşruiyetini vereceğim. Her şey güzel olacak. Her şeyi alacağım’ diyor. Gittiği gün Filistin’le ilgili bir soruya, ‘Trump savaşı bitiremedi’ dedi diye bu sefer Dışişleri Bakanı, Erdoğan hakkında ‘5 dakika görüşmek için yalvarıyorlar. Erdoğan da gelecek, görüşecek. Bütün meseleler burada biter. Bir de ileri geri konuşuyorlar’ diyor. Bu büyükelçi, o Dışişleri Bakanı bunu dedikten sonra hiçbir şey olmamış gibi Trump’ın yanına gitti. İlk cümle ne? Trump dedi ki, ‘Hileli seçimleri en iyi bu bilir.’ Meşru olmadığını, Türkiye’de bir meşruiyetinin kalmadığını, Amerikan kamuoyunun da onu meşru bir aktör görmediğini kendi tespit etmiş. Mineraller, madenler, Boeingler, gazlar karşılığında ona meşruiyet vermiş. Buradan Erdoğan’ın gözünün içine baka baka söylüyorum. Meşruiyet okyanus ötesinden, Amerika’dan alınmaz, Bolu’dan alınır, milletten alınır.”

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi