Seyitgazi’de meydana gelen ve 10 orman işçisinin hayatını kaybettiği yangına müdahale eden ekiplerden biri olan Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma (OBAK) ekibi, yaşadıkları süreci paylaştı.
OBAK Ekip Lideri Ercan Temel, ekibin kuruluş sürecinden bu yana birçok olaya müdahale ettiklerini ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu: “OBAK, 2021 yılında Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt’un talimatıyla kuruldu. Hukuki süreçlerin tamamlanmasının ardından, Nisan ayında tam anlamıyla faaliyete başladık. İlk etapta otuz kişilik bir ekiptik. 6 Şubat depreminden sonra gönüllü arkadaşlarımızı da aramıza aldık. Şu anda 104 kişilik bir ekibiz. Ekip olarak birçok alanda eğitim aldık. Kentsel arama kurtarmada akredite bir ekibiz. Su altı ve su üstü kurtarmada üç kurtarıcımız, AFAD’tan eğitim alarak eğitmenlik statüsü kazanmış beş eğitmenimiz var. Orman yangınlarına müdahale konusunda Orman Bölge Müdürlüğü’nün ekiplerinden eğitim aldık ve gönüllülük kartlarını edindik.”

“Rüzgârın hızı çok fazlaydı”

Temel, önce Bilecik yangınında görev aldıklarını, ardından Seyitgazi’ye geçtiklerini belirterek, “Önce Bilecik yangınına gittik. İki gün oradaydık. Söndürmeden ziyade soğutma çalışmaları ve olası tahliye için alanda hazırdık. İkinci gün saat 11.00 civarında Seyitgazi’de yangın başladığına dair ihbar aldık. Buradaki ekibimizi hemen bölgeye yönlendirdik, ardından biz de Bilecik’deki görevi sonlandırıp Seyitgazi’ye geçtik. İlk gece, yangının sol cephesinde ormancılar ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmaya başladık. 1–1,5 kilometrelik hortum hattı çekip çok büyük bir alanın örtü yangınına müdahale ettik. Sarp arazide arkadaşlarımız defalarca 4–5 kilometrelik bir alanda sürekli gidip gelmek zorunda kaldı. Gece oradaki çalışmaları tamamladıktan sonra ana merkeze geçtik ve dinlenmeye başladık. Bir gün sonra tekrar görevlendirmeler yapıldı. Üç ekip hâlinde ana alanda çalışmaya başladık. Gamze Hanım bir ekibin, Bülent Bey bir başka ekibin başındaydı. Ben, Oktay ve bir arkadaşımız da yukarıdaki arazözle birlikte yardımcı olmaya çalışıyorduk. Onlar söndürme işlemini yürütürken biz de hortumların çekilmesi, uzatılması gibi konularda destek verdik. Suyumuz bitince aşağıya inmeye başladık. Bu sırada, elim olayın yaşandığı ekiplerin bulunduğu alanda, başka bir noktada soğutma yapıyorlardı. Yaklaşık 40–45 dakika birlikte bekledik ve bir tepe yangınına müdahale ettik. Daha sonra arazözümüzle aşağıya indik. Bundan 3 dakika sonra yangın aniden büyüdü. Rüzgârın hızı çok fazlaydı” dedi.

“Bu kadar kuvvetli yangın görmedim”

Yangının şiddetini anlatan Temel, “Ben birçok orman yangınına katıldım; Ören, Antalya, Marmaris… Ama bu kadar hızlı, güçlü bir yangın görmedim. Rüzgâr çok kuvvetliydi. Bir ağacın 1–2 saniyede küle döndüğünü gözlerimle gördüm. Yaklaşık 30 metreyi aşan alev boyları vardı. Ağaçlar dibinden tutuşuyor ve 30 metreye kadar yükseliyordu” ifadelerini kullandı.

“Aşırı duman nedeniyle çekilmek zorunda kaldık”

Olay günü yaşananlara da değinen Temel, şunları aktardı:
“Biz üç kişiydik: Oktay Demirel, ben ve bir arkadaşımız. Gelmeyenleri aramak için Oktay sürekli içeri girip çıktı. Bir ben girdim, bir o. Yaklaşık yarım saat boyunca bu alana girip çıkmayı denedik ama yoğun dumandan dolayı filtreli maskelerimiz tıkandı, normal maskeye geçmek zorunda kaldık. Oktay, üçüncü girişinde elleri yanan bir ormancı arkadaşımızı buldu. Onu güvenli alana tahliye etti. Ardından tekrar aramaya çalıştık ama aşırı duman nedeniyle çekilmek zorunda kaldık. Yarım saat içinde maalesef elim olay yaşandı. Arkadaşlara ulaşmışlar Allah rahmet eylesin. Ailelerine sabır diliyorum.”

“Birlikte büyüyen bir ekibiz”

Ercan Temel, OBAK’ın bir aile olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Ben ekip lideriyim ama arkamda çok güçlü bir ekip var. Onların fedakârlığı, ailelerinden ve özel zamanlarından feragat ederek katıldıkları eğitim ve operasyonlar bizim en büyük gücümüz. Biz bu işi birlikte yapıyoruz. Ören yangını gibi olaylarda aktif görev aldık, ulusal basında yer bulduk. Ancak yetinmiyoruz, sürekli üzerine koyarak ilerliyoruz. Yangın, sel, deprem… Ülkemiz bir afet ülkesi. En iyi şekilde hazırlıklı olmalıyız. Orman yangınlarına dair eğitimlerimiz sürecek. Orman Genel Müdürlüğü ile bu konuda sürekli görüşüyoruz.”

“Anız yakmayın, izmarit atmayın”

Toplumun daha fazla bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çeken Temel, “Her yerde piknik yapılmamalı. Anız yakmak, cam şişe atmak, sigarayı araçtan fırlatmak… Bunların hepsi büyük risk. En küçük şey dip yangınına neden olabiliyor. Ormancılarda ‘3 çarpı 30’ kuralı vardır. Nem yüzde 30’un altına, sıcaklık yüzde 30’un üstüne, rüzgâr saatte 30 kilometrenin üstüne çıktığında büyük tehlike var demektir. Bu yangında tüm koşullar mevcuttu” dedi.

“Rüzgârın ve sıcaklığın etkisiyle yangın yeniden büyüdü”

OBAK personeli Tanju Zorbek de yangın sürecinde yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Ercan hocamla birlikte önce Bilecik’teydik, ardından Seyitgazi’ye geçtik. İlk gece saat 01.30–02.00 gibi yangın sönmüş gibiydi, duman yoktu. Sabah kalktığımızda da ortalık sakindi. Ancak ikinci gün rüzgârın ve sıcaklığın etkisiyle yangın yeniden büyüdü. Ekip liderlerimizin yaptığı üç kademeli ayrılma planı bizim için çok önemliydi. Koordinasyon merkezinde bir ekip, onun üstünde başka bir ekip, en yukarıda da hocalarımız vardı. Sürekli iletişim hâlindeydik, koordinasyonu hiç kesmedik. Bu elim olay hepimizi çok üzdü. Onlar da bizim gibi gönüllüydü. Ormanlar için çalışan, emek veren insanlardı. Çok yorulduk ama önemi yok. Onların hayatlarını kaybetmesi bizi sarstı. Umarız böyle acılar bir daha yaşanmaz. Herkesin dikkatli olması gerekiyor. Piknik alanlarında çöp bırakılmamalı, izmarit atılmamalı. Küçücük bir alev nelere mal oluyor, görüyorsunuz. Ülkemizi seviyoruz, doğayı koruyalım”

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi