Eskişehir’de partililerle bir araya gelen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Babaözü, konuşmasında hükümetin politikalarını eleştirdi. Uzun süredir sahada olduklarını dile getiren Babaözü, “Her ne kadar bugün buraya sorunları dinlemeye geldik gibi görünsek de bizim derdimiz sadece sorun dinlemek değil. Zaten uzun zamandır sahada olduğumuz için sorunları biliyoruz. Sorunların çözülememesi, sizleri olduğu kadar bizleri de rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşları korkutma politikası var”
Hükümetin son dönemde vatandaşları korkutma siyaseti yürüttüğünü öne süren Babaözü, “‘Tükürükle boğacağımız ülkeler’ bize karşıymış, bizi mahvedecekmiş, bize saldıracakmış gibi gösterip bizi korkutmaya çalışıyorlar. ‘Gaz odaları yapın, biz de gazdan etkilenmemek için sığınak yapacağız’ diyorlar. O zaman soruyorum: Sığınağı ne kadar zamanda yapacaksınız? Kaç kişiyi alabileceksiniz? Gerçekten bir saldırı olduğunda AK Partililer alınacak da bizler alınmayacak mıyız?” dedi.
“Eskişehir’e sığınak yapılmayacak mı?”
Eskişehir’in AK Parti tarafından hiç kazanılamadığını hatırlatan Babaözü, “Mesela Eskişehir’i AK Parti hiç kazanamadı. O zaman Eskişehir’e sığınak yapılmayacak mı? Siz ölecekler listesinde misiniz? Bizi bütün bunlarla korkutuyorlar” dedi.
“Anayasa, hukuk hiçbir şey bırakmadılar”
Ülkede hukukun ortadan kaldırıldığını iddia eden Babaözü, “Anayasa, kanun, hukuk hiçbir şey bırakmadılar. Ülkemize yeni sahipler, yeni ortaklar çıkarmaya çalışıyorlar. Neden? Çünkü iktidarı kaybediyorlar. Hepimizin bildiği gibi, kaybettiklerinde de koltuktan kalktıklarında çok büyük rezaletlerle bu millet karşılaşacak. Bunun korkusundan gitmemek için her şeyi yapıyorlar” diye konuştu.
“30 Ağustos’ta komutanlar tasfiye edildi”
Babaözü, 30 Ağustos’ta orduda kritik değişiklikler yapıldığını belirterek şunları söyledi:
“Bakın, 30 Ağustos geçti. 30 Ağustos’ta ordu kadroları yenilendi ama biz bunları göremiyoruz. Hâlâ CHP’nin sorunlarıyla, hukuksuzluklarla uğraşıyoruz. Yahut da karnımızı doyuramayla uğraşıyoruz. Tarım çöktü, sanayi bitti. Her gün fabrikalardan işçiler çıkarılıyor, sermaye yurt dışına kaçıyor. Otuz Ağustos’ta ne oldu? Emir almadan 15 Temmuz’da FETÖ’cüleri bastıran komutanlar tasfiye edildi. Amerika’ya karşı gelenlerin tamamı uzaklaştırıldı. Yerine CIA’yı ve AK Parti’nin politikalarını tasdik edenler geldi.”
“Ülke güvenliği yok oluyor”
Yaşanan gelişmelerin ülke güvenliğini tehdit ettiğini vurgulayan Babaözü, “Paşalarımızın, komutanlarımızın itibarı yerle bir ediliyor. Ordunun gücü kırılıyor. Böyle bir durumda ülke güvenliği de yok olur” dedi.
“Başarıya ihtiyaçları var, savaş çıkarabilirler”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İsrail Başbakanı Netanyahu’yu eleştiren Babaözü, “Ne Tayyip Erdoğan ne de Netanyahu kendi içinde sağlam. Halkları onları istemiyor. Bu yüzden başarıya ihtiyaçları var. O başarı da savaş. Ama kendi ülkelerinde değil, Suriye topraklarında göstermelik bir savaş. İki tarafta da askerler ölecek, sonra da ‘biz kazandık’ diyecekler” ifadelerini kullandı.
“Tarihten ders almalıyız”
Milletin uyanık olması gerektiğini belirten Babaözü, “Biz bunlara kanmamalıyız. Tarihten ders almalıyız. Hasan Tahsin nasıl işgalciye karşı ilk kurşunu sıktıysa, bugün de milletimizin uyanık olması gerekiyor. Komutanların itibarı korunmalı, ordunun gücü yeniden ayağa kaldırılmalı” diye konuştu.
“Çok tehlikeli günlere gidiyoruz”
Babaözü, Türkiye’nin kritik bir dönemece girdiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:
“Arkadaşlar, çok tehlikeli günlere gidiyoruz. ‘Bize bir şey olmaz’ demeyelim. Suriyeliler de böyle dedi, Libyalılar da, Iraklılar da. Ama hepsi gördü ki ihanetin ve gafletin bedeli ağırdır. Devlet kurumları çökmüş durumda. Tarımda, sanayide, hayvancılıkta kriz var. Şap aşısı bile bulunamıyor. Depremde, selde, yangında devlet vatandaşını yalnız bıraktı. Bizi küçük gündemlerle oyalıyorlar, ama gerçekleri gözümüzün içine sokmak zorundayız. Artık gevşek durmanın zamanı değil. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni tekrar tekrar okumalıyız.”
“Onurlu ve insanca bir hayat istiyoruz”
Konuşmasının sonunda ekonomik sorunlara dikkat çeken Babaözü, “Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Yarın ne yiyeceğimizi düşünmek istemiyoruz. Paramız olsun, huzurumuz olsun istiyoruz. Biz lüks değil, sadece onurlu ve insanca bir hayat istiyoruz” dedi.