Bu sevindirici gelişme zengin, engin ve köklü sözlü geleneğimizin gelecek nesillere aktarılması ve tanıtılması açısından büyük bir öneme sahiptir. Ünü tüm dünyaya yayılmış olan Nasreddin Hoca ve Nasreddin Hoca fıkra tipi etrafında teşekkül eden Nasreddin Hoca fıkra anlatı geleneği her şeyden öte çok kültürlü dünyayı anlamamız açısından büyük bir öneme sahiptir. Yerel, ulusal ve evrensel değerlerle bezenmiş Nasreddin Hoca fıkra anlatı geleneği dünya edebiyatlarının neredeyse en soylu yapıtları arasında kendine yer bulmaktadır.” şeklinde ifade etti.
Eskişehir’in Yükselen değeri Nasreddin Hoca
Eskişehir’de Nasreddin Hoca imgesine dikkat çeken Prof. Dr. Zülfikar Bayraktar, bu konudaki düşüncelerini “Nasreddin Hoca’nın taş sandukasının Eskişehir’e bağlı Sivrihisar ilçesinde bulunması ve özellikle Sivrihisar Belediyesi’nin son dönem Nasreddin Hoca ekseninde düzenlemiş olduğu etkinlikleri uluslarası düzeye taşıması, bölgede kültür turizmi ve kültür ekonomisi bağlamında bir hareketliliğin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla da Nasreddin Hoca ana imgesine bağlı diğer alt imgelerin oluşturulması bu süreçte de hız kazanmıştır. Kanaatimiz odur ki, Eskişehir bölge algısı başta olmak üzere, şehrin kültür turizmi ve kültür ekonomisi noktasındaki rekabet gücünü artırmak, yerel ve bölgesel ekonomisine katkı sağlamak ve vizyoner bir bakış açısıyla somut olmayan kültürel mirasını geleceğe taşımak için Nasreddin Hoca üzerine yapılacak çalışmalar, Eskişehir açısından büyük bir öneme sahiptir.” şeklinde ifade etti.
Yapay Zekâ ile Nasreddin Hoca’nın Mirası Geleceğe Taşınıyor
Günümüzde yapay zekâ teknolojilerinin halk kültürünün dijital korunmasında önemli bir araç hâline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Bayraktar, Nasreddin Hoca fıkralarının da bu dijitalleşme sürecine dahil edildiğini ifade etti. Bayraktar’a göre “Doğal dil işleme yöntemleriyle Hoca fıkraları sınıflandırılıyor, yeni varyantlar üretiliyor. Hatta yapay zekâ destekli projelerle, Hoca gibi konuşan, fıkra anlatan dijital karakterler oluşturuluyor. Bu, kültürel mirasın dijital çağda yeniden doğmasıdır. Yapay zekânın geleneksel anlatıyı sadece saklayan bir araç değil, aynı zamanda yeniden üreten ve dönüştüren bir anlatıcı olduğunu vurguluyor. Ona göre bu süreç, halk kültürünün teknolojiyle kurduğu dinamik ilişkinin en somut örneklerinden biridir.
Anadolu İrfanı Dijitalleşiyor
Prof. Dr. Bayraktar, dijital teknolojilerin halk kültürünü taşıma, dönüştürme ve erişilebilir kılma açısından yeni olanaklar sunduğunu ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Nasreddin Hoca’nın fıkraları yalnızca geçmişi anlatmaz, geleceğe de söz söyler. Onun sesi, dijital platformlarda yeniden yankılanırken, Anadolu irfanı da teknolojinin diliyle konuşmayı öğreniyor.”