Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Derneği (AHPADİ) Başkanı Mehmet Ektaş, Eskişehir Net ekranlarında yayınlanan Net Soru programında Meltem Karakaş’ın sorularını yanıtladı. Programdan öne çıkan başlıklar şu şekilde:

“TASARRUF SÜREKLİ OLMASI GEREKEN BİR ŞEY”

“Tasarrufun belirli kriz dönemlerinde değil de hayatımızın her döneminde özellikle devletin yöneten yöneticiler tarafından, kamu malını kullanan memurlar, işçiler tarafından yani millete ait tüm taşınır, taşınmazları, emeği, parayı kullanan herkes tarafından sürekli olarak tasarruf üzerinden etkin verimlilik üzerinde çalışması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki ülkemizde tasarruf sadece kriz dönemlerinde ortaya çıkıyor. İçinde yaşadığımız kronikleşmiş ekonomik krizin çözüm yolu olarak görülüyorsa yerinde bir adım ama sadece bu dönemde değil sürekli olması gereken bir adım olması gerektiğini düşünüyorum.

“İRADE DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE BAŞARILI OLMA İHTMALİ YOK”

Çok fazla tasarruf ettireceğini düşünmüyorum. Çünkü her yeni yayınlana tasarruf genelgesi bir önceki tasarruf genelgesinin de uygulanmadığını 5108 sayılı kanunun hükümlerinin yerine getirilmediğinin de itirafı. Kim yayınlıyor? Yürütme yayınlıyor. Yürütme adına cumhurbaşkanı yayınlıyor. Bazen bakanlık yayınlıyor. Biz yeni yeni genelgeler yayınlıyorsak o zaman öncekileri de başaramadığımızı gösteriyor. İrade değişmediği sürece bunun da başarılı olma ihtimalini açıkçası çok mümkün görmüyorum. Bunu da üzülerek söylüyorum. Düne kadar tasarrufu kenara bırakıp sınırsızca kamu kaynaklarını sorumsuzca harcayan aynı kadroların tasarruflu olarak yönetmelerini beklemek çok anlamlı değil. Aynı kişiler yönetmeye devam edecekler. Bu kişiler dün sabaha kadar sorumsuzca kaynaklarımızı kullanıyorlardı, şimdi bu sabahtan itibaren zihniyetleri mi değişecek?

“ZORUNLU HALLER İFADESİ BOŞLUK YARATIYOR”

Tasarruf genelgesinde açık bırakılmış, özellikle zorunlu haller ifadesinin yarattığı boşluktan yararlanarak aynı pervasızca harcamalarına devam edecekler diye düşünüyorum. Bunun devamında 2027 yılında yeni bir tasarruf genelgesiyle, 2030 yılında yeni bir tasarruf genelgesiyle karşı karşıya kalabiliriz.

“3 MİLYAR DOLAR ÇOK BÜYÜK BİR RAKAM DEĞİL”

Bu genelge bütün koşullar yerine getirilirse 3 milyar dolarlık bir tasarruf sağlayabilir. Ama 3 milyar dolar ne kadar büyük bir rakam, yoksa küçük bir rakam mı onun üzerinde durmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yıllık bütçesini değerlendirdiğimizde bir yıllık bütçe içinde 3 milyar dolar çok büyük bir rakam değil. Bu 3 milyar dolar tasarrufu nasıl kullanacağımıza, nereyi kapatacağımıza bakmak lazım.

“TÜRKİYE YÜKSEK PARALARLA BORÇLANDI”

Öncelikle kaynakların etkin, katma değer sağlayan alanlarda kullanılması gerekiyor. Örneğin elinizde yatak kapasitesi olarak yeterli, erişilebilir mesafeler içinde kalan hastaneleriniz varken bu hastaneleri kapatıp geri ödeme garantili şehir hastanelerine paralarınızı harcarsanız, kur üzerinden, döviz üzerinden geri ödemeli köprülere, tünellere paralarınızı harcarsanız bunlar çok rantabl olmayan örneklerdir. Fabrikalar kurup istihdamı artıracak alanlara yatırım yapmak yerine tüketime özendirecek yerlere yatırım yaparsanız, ülkenin kaynaklarını buraya harcarsanız bunlar tasarruf olmaktan çıkar. Esas tasarruf buralarda yapılmalı. Büyük projelere çok büyük paralar harcadı Türkiye. Ve bunları yüksek borçlanmalarla yaptı. Buralardaki paralar bu tasarruf genelgesinden elde edilmesi beklene 3 milyar dolarla karşılaştırılması mümkün olmayan paralar.

“AK PARTİ TÜRKİYE’Yİ BORÇLANDIRAN YATIRIMLAR YAPTI”

Esas tasarruf alanları yatırımla olması gerekiyor. Örneğin Kütahya’ya havaalanı inşa ettik v milyar dolar para gömdük. Kütahya’daki havaalanına kaç uçak iniyor? Kaç yolcuya hizmet ediyor. Burayı inşa etmeseydik onun yerine yük ve yolcu nakliyatına hizmet edecek başka bir havaalanını işletilebilir şekilde inşa etmiş olsaydık bugün bu tasarruf genelgesinden çok daha fazla kar etmiş olacaktık. Kamudaki tasarrufun bunun üzerinden olması lazım. AK Parti’nin iktidarı boyunca yaptığı en büyük hatalardan bir tanesi katma değer üreten, bütçeye katkı sağlayan yatırımlar yapmak yerine, bütçeden götüren Türkiye’yi uzun dönemde borçlandıran yatırımlara yönelmiş olmasıydı. Bunun acısını çekiyoruz. Çekmeye de devam edeceğiz. 2021 yılında tasarruf tedbirleri çıkarılmış. Alanda iyileşme olmuş mu? Olmamış. Yine olmamaya devam edecek. Olmamış ki tekrardan çıktı.

“SİYASİ AYRIMCILIĞA NEDEN OLABİLİR”

Şu ayrım zaman zaman olur. Zorunlu nedenler deniliyor ya zorunlu nedenler kelimesi soyut, sübjektif bir kavram. Kimisi için zorunlu olarak gördükleri bir nedeni bir başkası olarak zorunlu olarak görmeyebilirler. Bunu siyasi saiklerle yapabilirler. A belediyesi için aynı konu zorunlu neden kabul edilebilir, B belediyesi için zorunlu neden kabul edilmeyebilir. Genelgenin en sorunlu kısımlarından bir tanesi. Bu siyasi saiklerle de kullanılabilir. Siyasi bir ayrımcılığa açık bir ara bırakıyor.

“TASARRUF GENELGESİ HİZMET KALİTESİNİ DÜŞÜRECEK”

Belediyeler zaten hizmetlerini yürütebilecek sayışa personel temine demiyorlar. Eksik personelle iş yapıyorlar. Bu eksik personelin eksikliğini fazla mesai yaptırmak suretiyle gidermeye çalışıyor. Bu genelgeyle fazla mesai ücreti vermeyeceksiniz dediğinizde bu mutlaka hizmete yansıyor. Zaten personel eksiği var. 3 yıl boyunca da emekli olanların yerine eleman alımına yönelik getirilen zorluklar iş gücü açığını daha da büyütecek. Nüfus artacak, göçler gelecek, hizmet alanları genişleyecek ama siz personel alamayacaksınız, fazla mesai de yaptıramayacaksınız. Bu tamamen temel ihtiyaçları temizlik gibi, ulaşım gibi ihtiyaçlara doğrudan doğruya sekteye uğratacak, hizmet kalitesini düşürecek.

KAZIM KURT TASARRUF GENELGESİNİ AŞABİLDİ

Mesela Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Kazım Kurt belediyeyi aldığında borçlu almıştı. Bir yandan hizmetini artırarak devam etti, kreşler açtı, halk merkezleri açtı. Birçok hizmetler yaptı. Yeşil alanı genişletti bölgesinde. Temizlikle ilgili hiçbir sorun yaşanmıyor. Aynı zamanda Kazım Kurt tasarruf genelgeleri yokken tasarruf etmek suretiyle bütçe açığını ortadan kaldırdı. Odunpazarı Belediyesi daha önce bütçe açığı varken şimdi bütçe fazlası veren bir belediye haline geldi. Demek ki siz çalışarak doğru yöneterek kaynaklarınızı halkınıza hizmet edebilirsiniz. Bu anlamda bunu tasarruf genelgesinden halkına hizmetler noktasında etkilemeyecek olan belediye başkanları olabileceğini de düşünüyorum.

“MEVUT BELEDİYELER BUNLARIN HİÇ BİRİNİ YAPAMAYACAK”

Kamulaştırma yapılamayacak diyor. Ayşe Ünlüce’nin Eskişehir için çok önemli projesi vardı. Kuşak yolları. Ayşe Hanım kuşak yolları projesini bu genelgeyle nasıl gerçekleştirebilsin? Önce kamulaştırma yapılması gerekiyor. Kamulaştırma yapılması için bedel ödemeniz gerekiyor. Nasıl yapacak? Mümkün değil. Birçok proje bina, arazi satın almayı gerektiren projeler ya da yeni bina alınması gerektiren projeler. Mevut belediyeler bunların hiç birini yapamayacak.

“TASARRUF GENELGESİ ELLERİNE ÇOK DAHA BÜYÜK İMKAN VERDİ”

İlçe yoları diyoruz. AK Parti hükümeti ilçe yolarını yıllardan beri yapmıyor. Tasarruf genelgesi olsa da olmasa yapmıyor. Her seçim öncesi yapma sözü veriyorlar. İki üç tane iş makinesi ile orada çalışmalar başlıyor ama devamı gelmiyor. Alpu yolunun hikâyesi herhalde 20 yıl olmuştur. 20 yıldır yapılamadı şimdi tasarruf genelgesi olmasaydı yapılacak mıydı? Bence yapılmayacaktı. Üç beş kilometrelik ihale yapılacak, onunla kalacaktı. Bu tasarruf genelgesi ellerine çok daha büyük imkan verdi. Ben ilçe yollarının yapılmayacağını düşünüyorum.

“YAPMAK GAYRETLERİ YOK ESKİŞEHİR İÇİN”

Çevre yolunun bir tanesinin olup olmadığı hiç belli değil. Güney çevre yolu var. Kuzey çevre yolu hiç yok diyorlar. Güney çevre yolu için yarılmış olan bütçeden kaynaklar zaten inşaatın başlaması için yeterli bir kaynak yok. Bu yılın bütçesinde de yoktu. 2024 yılı bütçesinde Eskişehir güney çevre yolu inşaatına başlamak için bütçe kalemi yoktu. Dolayısıyla yapılmayacağı zaten belliydi. Bunlar tasarruf genelgesiyle anlatılacak şeyler değil. Yapmak gayretleri yok Eskişehir için. Eskişehir’e bu anlamda nefes aldıracak proje kuşak yolları projesiydi. Kuşak yoları projesinde şu anda tasarruf genelgesi önüne geçecek gibi gözüküyor. Umarım Ayşe Hanım ekibiyle birlikte farklı çözümler üreterek Eskişehir’i bu hizmetle buluşturur diye umut ediyorum.”

Kaynak: Meltem Karakaş