81 ilde altın alacakları ilgilendiren yeni kurallar duyuruldu
81 ilde altın alacakları ilgilendiren yeni kurallar duyuruldu
İçeriği Görüntüle

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi temmuz ayı meclis toplantısı Ayşe Ünlüce’nin cenaze törenine olması nedeniyle Hasan Ünal başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda gündem dışı söz alan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Cumhuriyetimiz için “1923 kanlı darbesi” ifadelerini kullanan eski AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki gösteren Başkan Kurt, “Demokrasi herkese lazımdır. Demokratik kurallar içinde hiç kimse yargılanamaz değildir. Herkes yargılanır. Ama usulü dairesinde yargılanır. 100 günü geçmiş hala iddianame yok. Hala yeni yeni deliller arıyorsunuz. Aradığınız delil kim? Yalancı şahit, iftiracı. Bu doğru bir hukuki yaklaşım değildir” diye konuştu.

“Suç duyurusunda bulunduk”

Kazım Kurt, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Geçen hafta Yeliz isimli bir şahıs ya da Türkiye’nin öyle tanıdığı bir şahıs dünyanın örnek aldığı bir ulusal kurutuluş savaşıyla emperyalizme karşı direnen ve sonuçta da galip gelerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla ilgili 1923’ü “kanlı bir darbe” olarak niteleyen mesajı hem parti olarak hem kişisel olarak kınadığımızı ve bu kişiyle ilgili de suç duyurusunda bulunma işlemlerimize başladığımızı ifade etmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti mazlum ulusalsa örnek bir biçimde bir mücadelenin sonunda kurulmuş bir devrimdir. Bu devrimle ilgili değerlendirmeyi kanlı bir darbe olarak nitelemek gerçekten bu kişinin eğer gerçekten o kişi AKP’yi temsil ediyorsa gerçekten buna üzülmek lazım. AKP’nin içinden buna Sayın Ömer Çelik’in dışında bir eleştirinin gelmemesinin de çok manidar olduğunu vurgulamak istiyorum.

“İktidarı hukuka davet ediyorum”

CHP’yi silkeleme operasyonları devam ederken bu doğrultuda bazı belediye başkanlarımız tutuklandı. Bazıları sorguya çekildi. Bunların da hukuka aykırı bir işlem ve hukuka aykırı bir anlayışla sergilendiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Çünkü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın yetki ve görev sınırı sadece İstanbul’dur. Ama sanki Türkiye başsavcısı gibi Türkiye’nin her yerinde operasyonlara talimat veren, operasyonları yönlendirmeye çalışan bir anlayışla bu işlerin sürdürülmesi hukuk devleti ilkelerimize tamamen aykırıdır. Bunun da altını çizerek hukuka davet ediyorum iktidarı. Bu doğrultuda yargılamanın nasıl yapılacağı sorgulamanın nasıl yapılacağı yasalarda çok açık ve net durmaktadır.

“Geçmişte usulüne uygun yargılamalar yapıldı”

Geçmiş dönemde de yargılanan pek çok belediye başkanı usulüne uygun yargılanmıştır. Usulüne yargılanma soncunda olağanüstü bir karışıklık ortaya çıkmamıştır. Ama şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu tutuklandı. Türkiye Belediyeler Birliği başkanıydı. Dolayısıyla İstanbul’da bir seçim yapıldı. Türkiye Belediye Birliği Başkanlığı’na da bir seçim yapıldı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı’na vekil olan Sayın Zeydan Karalar da iki gün önce tutuklandı. Şimdi bir daha Türkiye Belediyeler Birliği’ne vekaleten bir seçim yapılacak.

“Demokrasi herkese lazım”

Oysa geçmiş dönemde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan pek çok kez yargılandı. İstanbul’da benzer suçlarla, benzer iddialarda yargılandı ne açığa alındı ne görevinden el çektirildi ne de tutuklandı. Son da bir biçimde davalar bitti. Şimdi bu hırs nedir? Bu kin nedir? Bu kaostan kim beslenmekledir? Türkiye bu kaostan 50 küsur milyar dolar zarar etmiştir. Bir kişinin isteği üzerine böyle bir ekonomik zararı göze alacak bir kapasitemizin olmadığı ve emekliye yüzde 16, çalışana yüzde 15 zam verilmesinden ortaya çıkıyor. Bu yıl çiftçiye buğdayda 12 lira, arpada 11 lira verilmesinden ortaya çıkmaktadır. Bu zararları göze alacak kadar gözümüzü kin bürümemelidir. Demokrasi herkese lazımdır. Demokratik kurallar içinde hiç kimse yargılanamaz değildir. Herkes yargılanır. Ama usulü dairesinde yargılanır. Tutuklama bir tedbirdir. Niçin tedbirdir? Kaçmasını önlemek için tedbirdir? Delilleri karartmaması için bir tedbirdir. Siz delilleri toplamışsınız ki kuvvetli suç şüphesi var diye tutuklama kararı veriyorsunuz. Ama 100 günü geçmiş hala iddianame yok. Hala yeni yeni deliller arıyorsunuz. Aradığınız delil kim? Yalancı şahit, iftiracı. Bu doğru bir hukuki yaklaşım değildir.”

Kaynak: Meltem Karakaş